03 Ağustos 2014, 18:23 | #1 | |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Savurur sevdan sevinçten hüzne… Savurur sevdan sevinçten hüzne… Senli bir gün senli bir geceden sonra yine veda ettim şehrine, bu defa daha derin bir hüzünle… Yanından ayrılmaktan çok yanında eksik kalmak üzdü beni bilemezsin… durgunluğum, donukluğum bir yanda; seninle attığım kahkahalar, seninle paylaştığım anlar ve dahası öte yanda… İnsan aynı anda bu kadar fazla şeyi nasıl hissedebilir ki? Bu kadar korkarken nasıl bu kadar güvende hissedebilir, bu kadar dalgınken nasıl pür dikkat karşısında duran suratı ezberleyebilir? Ezberledim sevgilim, herbir hücreni ezberledim öyle uzun uzun bakarken sana, parmak uçlarımı dolaştırırken yüzünde… Sıcaklağını hissettim avuçlarımda, gülüşünü aldım dudaklarıma ve gözlerindeki hüznü topladım gözbebeklerimde… Hüznünle delirip, gülüşünde kendimi buldum yine… Uzun uzun sustum, uzun uzun seyrettim ama sarılamadım… Seyretmekten alamadım belki de kendimi kim bilir… Yeryüzünde kaç erkek var ki senin gibi sevsin bir kadını, senin gibi sahiplensin ve senin gibi içinde hissetsin? Yeryüzünde kaç erkek var ki gecenin bir yarısı sıçrayarak uyanan sevgilisini senin gibi sarıp “Buradayım sevgilim korkma” deyip sakinleştirsin, uykusu kaçınca uyutmak için her yolu denesin, başında beklesin, “Bir daha sıçrar mı?” diye kıpırdamadan öylece beklesin? Kaç erkek var ki sırf sevgilisi rahat rahat uyusun diye senin gibi sağından soluna bile dönmesin, böyle bir huzuru sunsun… Kaç erkek var ki senin gibi sabah sevgilisinin yanından ayrılırken uyandığında mutlu edecek notlar bıraksın? Kaç erkek var ki senin gibi sırf sevgilisini mutlu etmek için kurallarını yıksın? Öyle mutlu ettin ki sen beni… Sesinle, öpüşlerinle uyanmak; uyanır uyanmaz tablo gibi bir kahvaltıyla karşılaşmak; çayımı nasıl içtiğimi bilen bir adam, sevgiyle bakan gözler, sımsıkı sarılan bir adam… Daha ne isteyebilirim ki? İstediğim, ihtiyacım olan her şey senken ben daha fazla ne isteyebilirim ki? Keşke bir sonu olsa bu gidişlerin… Keşke her güne seninle başlayabilsem, her sabahı seninle karşılayıp her geceye göğsünde kapasam gözlerimi… Daha ne kadar beklememiz gerekiyor? Daha ne kadar üzülüp ne kadar sabretmemiz gerekiyor o günlere kavuşabilmek için, bilmiyorum… Her seferde daha zor geliyor şehrinden ayrılmak, sana veda edip öylece bu şehre dönmek… Her seferde daha çok içimi acıtıyor… Yanında olmak güzel, dünyanın en güzel hissi hem de, ama gidecek olma düşüncesi bazen önüne geçiyor bu sevincin… Sevincim hüzne dönüşüyor istemsiz… Ah keşke! Ömrüm diyorum sana; hayata seninle başladığım ve senden sonra da bir hayat düşlemediğim için, bir hayat seçeneği daha olmadığı için… Aşk diyorum sana; aşkın başka türlüsünü bilmediğim, böyle iliklerime kadar hissettirebilecek başka bir adam daha olamayacağı için… Ailem diyorum sana; tek bir bedenle tek bir ruhla yeri geldiğinde baba gibi koruyup yeri geldiğinde anne gibi sevip yeri geldiğinde de abi-kardeş gibi destek olduğun için… Eşim diyorum sana; bedenime, ruhuma bu kadar işlediğin, eksik kalan yanlarımı tamı tamına doldurduğun için… Ve ben sonsuzluk diyorum sana; “Son” dediğim noktaya seninle vardığım, yeni duraklar aramadığım ve yeni limanlarda gözüm olmadığı için… Her şeysin… Her şeyimsin… İyi ki! Ezgi. | |
|
Etiketler |
hüzne…, savurur, sevdan, sevincten |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Tolga Karel Sevinçten Havalara Uçuyor | Sihir | Haber Arşivi | 0 | 05 Aralık 2011 09:27 |
Bakmayın yazılarıma sinmiş hüzne.. | Ay | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 04 Eylül 2010 13:12 |