10 Kasım 2011, 19:14 | #1 | |
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Yokluğun Buz Gibi Soğuk... Birazdan ayrılacağım İstanbul’dan. Çocukluk hatıralarını tozlu raflara bırakıp gurbete çıkanlar gibiyim. İçimde tarifsiz/sebepsiz bir hüzün. Sanki gidip dönmeyeceğim, ya da döndüğümde İstanbul olmayacak. Neredeyse bir haftadır tehir ediyordum bu yolculuğu. Ama artık tehir edemem. Zira hayat ne tehir etmeye, ne de beklemeye gelmiyor. İstemeye istemeye yükleniyorum sırt çantamı ve atıyorum kendimi dışarı. Aldırmıyorum yağmura, yürüyorum usul usul. Koşuşturan insanların şaşkın bakışlarına aldırmadan vedalaşıyorum İstanbul’umla.. Ah İstanbul Yine tutamadın kendini Ağlıyorsun Tüm sokaklarını Gözyaşınla yıkıyorsun Ağla İstanbul ağla Yalnız sokaklarını değil İnsanlarını da yıka… Sonra ölümsüz dizeleri geliyor aklıma üstadın: “Kavuşmak nasıl olmaz / Madem ki ayrılık var..” Metrodayım nihayet. Her zamankinden daha kalabalık sanki bugün. Mutsuz insan siluetleri karabasan gibi çöküveriyor ruhuma. Daralıyorum.. Kulaklığımı takıyorum ve sıyrılıyorum bu ruh halinden. Zamanda tatlı bir seyahate başlıyorum Erkan Oğur’un buğulu sesiyle: “Bülbülüm altın kafeste Öter aheste aheste…” Birkaç durak sonra atıyorum kendimi dışarı. Otogardayım. Otogar her zamanki hengamesinden çok uzak. Sessiz.. Terk edilmiş bir kent gibi adeta. Hızlı adımlarla, adeta koşarcasına gidip biletimi alıyorum. Beni İstanbul’ dan ayıracak otobüsün koltuğundayım nihayet. Yağmur damlacıkları dövüyor camı. Ve yalnızlık biraz daha hissettiriyor kendini. Okumaya çalışıyorum ama nafile. Duygular zihnimde öylesine raks ediyor ki, okuduğum sayfanın tek bir satırını bile anlamıyorum. Bu durumun sebebi kitapmışçasına, öfkeyle kapatıp atıyorum çantama. Ve uzanıp arkama kendimi dinliyorum. Ne çok şey geçiyor yüreğimden bir bilsen.. Ve ne çok şey söylüyor yüreğim, dinlesen… Yaşadığım her şeyi fazlasıyla önemsediğimi, kutsadığımı ve derinleştirdiğimi düşünüyorum. “Dünyada aşk diye bir şey varsa bu kesinlikle benim yaşadığımdır.” diyordum. Yanılmışım.. “Ne kadar yer tuttuysan bende, sende o kadar yerim vardır.” sanıyordum. Yanılmışım. Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı varken, beni Mecnun eden bu sevdanın sendeki ederi altı ay bile değilmiş Kızıyorum kendime İçimde savaş var Duygularım un ufak Duyuyor musun Kopan çığlıkları Ve Yüreğimde Can kırıkları.. … Meğer Bir lekeymişim yüreğinde Yanımdayken sen Zaman durmuş Ben yitmişim Yaklaştıkça sana Benden uzağa gitmişim.. Ve Sen olayım derken Tükenmişim bitmişim … Ya sen vefasız Çoktan unutmuşsun Yokluğumda bile Vurmuşsun Yetmemiş Bir de yeni sevda bulmuşsun Gözün aydın olsun Ne diyeyim Canın sağ olsun. Öyle ya Ben sana can derdim.. Şimdi Derdimi güle verdim Haykırıyorum… … Sevdalar uslanmasın Yağmurlar ıslanmasın.. | |
|
Etiketler |
soĞuk |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Yokluğun Gece Gibi | Ralph | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 2 | 14 Ocak 2018 23:40 |
Yokluğun Çok Soğuk - Akif AKTAŞ | Sevda | Şairler ve Şiirleri | 0 | 14 Aralık 2012 02:12 |
Yokluğun Soğuk Bir Savaş Gönlümde… | Sevda | Resimli Şiirler | 0 | 25 Kasım 2012 13:57 |
Yokluğun Buz Gibi Soğuk | Afrodit | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 28 Ocak 2011 23:16 |
Yokluğun Buz Gibi soğuk | Hasan | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 27 Mayıs 2006 18:12 |