18 Mart 2011, 20:15 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Lakırtılar 6 Lakırtı CCXXXIII; Koyu bir devrimcinin, platonik hiddetiyle söylemeliyim ki; hiçbir ihtilal sevindirmez beni, kalbine girebilme ihtimali kadar... Lakırtı CCXXXIV; Hakkını yememek lazım, çok hayırseverdi. Ne zaman 'beni seviyor musun?' diye sorsam, hep hayır derdi. Lakırtı CCXXXVI; Aslında gözlerim yok benim, ellerim yok, dudaklarım hiç olmadı, kalbim hep sendeydi ki sen de yoktun zaten. Bunca yoklukla nasıl hâlâ nefes aldığımı sorma, öldürmeyen Allah öldürmüyor işte, süründürüyor. Lakırtı CCXXXVII; Ben de hiç özlememiştim zaten, sevmiyordum da deli gibi. Dur anne! Şu burnumu törpüleyeyim, ölüyorum şimdi. Lakırtı CCXXXVIII; Ben çok güzel İstanbul olurdum. Aklımda ekmek parası varken, dünyaya sığmayan aşkları koyardım yüreğimin orta yerine. Sen de çok güzel İstanbul olurdun ama. Gösterişinle kör ederken insanların gözlerini, mutlaka arka sokaklarında bir beden bir ruha tecavüz ederdi. Lakırtı CCXXXIV; Çok şey bekleme benden artık. Aşk da neymiş sanki! Gün gelir, çok sıkılırsa Tanrı'nın canı, o bile inkar eder insanlarını! Lakırtı CCXL; Hani kan tutar ya seni, gitme diye kestim bileklerimi. Lakırtı CCXLI; Yazık aşka, bize inandı. Lakırtı CCXLII; En çok da gittiğin günü özlüyorum. Çünkü, sadece o zaman sımsıkı ve içten tutmuştun ellerimi, 'hoşça kal' demiştin. Tuttum sözümü sevgili, o günden beri hoş'çakallarla avutuyorum kendimi. Lakırtı CCXLIII; Affet beni Tanrı'm! O'na senden daha çok inandım... Lakırtı CCXLIV; Ben çok güzel giderdim aslında, Tanrı özlemek adında keşkeler serpiştirmeseydi yüreğime. Lakırtı CCXLV; İhanetler hala sıcak. Şu aşk dediğiniz, fazla uzağa gitmiş olamaz. Lakırtı CCXLVI; Din'di kar. İnananların kalplerinde çamurlu ayak izleri bıraktı... Lakırtı CCXLVII; Aşk her ikimiz için de birkaç parçası eksik yapbozdan ibaretti.Ya sen yoktun ya da ben. Lakırtı CCXLVIII; Üzülme aşkın yalan yüzü, eden bulur derler... Bugün gittiğin başka bedenler, yarın yarattığın aşka ihanet edecekler... Lakırtı CCXLIX; İçinden "gitmek" geçiyorsa eğer durdur onu;sakın dışarı çıkmasın! Lakırtı CCL; Gitmen çok da önemli değil aslında. Öyle ya da böyle, ruhu sende saklanan bir ceset duruyor yanında. Lakırtı CCLI; Gözlerinde sabahlamak vardı şimdi... Günle birlikte göz bebeklerimiz de doğardı belki... Lakırtı CCLII; Hangi melek onun gibi elçilik yapabilir kalpler arasında? Hangi melek gözlerimden yağdırabilir kainat yağmurlarını usulca? Hangi melek böylesine güzel üfleyebilir bir sura'ta? Ve hangi melek öldürebilir bir ruhu ruhunda? Sen söyle Tanrı'm, şeytan pişman mıdır böyle yaratıldığına? Lakırtı CCLIII; Lütfen Tanrı'm, güzel bir ölüm şekli nasip et bana. Gözlerinde boğulsam yeter mesela... Lakırtı CCLIV; Çok da muhteşem bir olay olarak gelmezdi insanlara Musa'nın denizi ortadan ikiye bölmesi, deniz mavisi gözlerine bakarken ruhumun nasıl paramparça olduğunu görselerdi... Lakırtı CCLV; Gelmiş geçmiş en büyük aşktı bizimkisi fakat şimdi sen gittin ya hay ben senin gelmişini geçmişini... Lakırtı CCLVI; Bir sevgilinin 'git' demesi en kötü küfürdür, illa 's.ktir'i karıştırması gerekmez işin içine. Lakırtı CCLVII; Bir kadının elinden tutarsanız, yüreğinden de tutmuş olursunuz. Bir erkeğin elinden tutarsanız, ski de tutmuş olursunuz. Lakırtı CCLVIII; İntihar acizliktir. Tesadüf bu ya, şu sıralar hayli acizim. Lakırtı CCLIX; O tabuta girmeden önce son bir uyarı sana; sakın 'ölüme' yaklaşma! Lakırtı CCLX; Kadınlar makyaj altında saklanmayı sever. Hem, hanginiz ölümün yakışmadığı bir palyaço gördünüz ki? Lakırtı CCLXI; Bu kayan yıldız değil, dilek dilemeyin boşuna. Sadece bir aşk bir kalbin ölümünü kutluyor gökyüzünde kaya kaya. Lakırtı CCLXII; En sonunda, seni sevmekten de özlemekten de vazgeçirdin beni. Teşekkürler sevgili, gidişini izlemek kolay olacak şimdi. Lakırtı CCLXIII; Her hayırda bir şer vardır. Bende de sen varsın işte. Lakırtı CCLXIV; 'Her şeyi' olan bir insan anlamaz 'hiçbir şeyin' değerini... Bu yüzden, aşk hep fakir işi... Lakırtı CCLXV; Renk renk kalemler çalsam çocukların resimlerinden, gözünü boyasam mesela, 'kanar mısın' sevgili masumluğuma? Lakırtı CCLXVI; Ben sana kör kütük aşıktım. Sense bunu göremeyecek kadar kör, anlamayacak kadarsa kütüktün. Lakırtı CCLXVII; Tanrı nasıl şeytanı kovmuşsa kendinden, Ve şeytan buna rağmen onunsa hâlâ, Bu git demelerin boşuna... Lakırtı CCLXVIII; Üzülme, üşümezsin daha, canımı yaktın o kadar... Lakırtı CCLXIX; Kalbime yapacağın bir ihtilal daha var, o da öldürmek mi dersin? Lakırtı CCLXX; Yeter artık, kimse demesin unut diye! Dur deyin bakalım dünyaya duracak mı?! Lakırtı CCLXXI; Aşkın 'yaşı' yoktur ama aşığın 'yaşı' çoktur. Lakırtı CCLXXII; Saatleri birbirine denk getirmeye çalışan insanları hor görmeyin. Büyük ihtimalle terk edilmişlerdir. Lakırtı CCLXXIII; Özür dilerim,sanırım gözlerindeki cenneti hak edecek kadar masum değildim. Lakırtı CCLXXIV; Şimdi sen yoksun ya, her şey her şeyden yoksun... Lakırtı CCLXXV; Aramızda bir harfin lafı olmaz sevgili, sen yine de 'seni seviyor(d)um' de... Lakırtı CCLXXVI; Bakma ardından ağladığıma, gözlerimdeki yeşillik solmasın diye hepsi. Lakırtı CCLXXVII; İstanbul kadar olamadık. İki kalbi bir aşkla birbirine bağlayamadık. Lakırtı CCLXXVIII; Çok zaman geçti ardından, en çok da gözlerim 'yaşlandı.' Lakırtı CCLXIX; 'dünyanın en uzun gecesi'nden sesleniyorum sana, yani gittiğin günden... o zamandan beri 'aralık' kalbimin kapıları, gelmek istersen, utanma sakın, paldır küldür dal içeri, soğuktur dışarısı, en azından ısıtırım seni... Lakırtı CCLXXX; Seni düşünürken onu unuttuğum için çok borçlandım Tanrı'ya. Nasıl olsa gittin, şimdi kessem boynumdan yukarısını, 'boynumun borcunu ödedim' desem, inanır mı tekrar Tanrı bana? Lakırtı CCLXXXI; Derler ki; doğanın kanunudur, birinin yaşaması için birinin ölmesi gerekir. Sakın üzülme sevgilim, sen yaşa diye ben (seni) seve seve ölürüm. Lakırtı CCLXXXII; Evet, bağımlıyım ve yerinde değil aklım. Yokluğun öldürmez belki ama üzülme sevgilim, mutlaka sürüneceğim. Lakırtı CCLXXXIII; Hiçbir hoşçakal bu kadar güzel olmamıştı. Görüyorsun ya eski/meyecek sevgili, gidişin bile beni mutlu bıraktı. Lakırtı CCLXXXIV; Sende bıraktım her şeyimi, bu yüzden bilmiyorum, acıyor mu kalbim? Lakırtı CCLXXXV; Gözlerin düş'tü gözlerime... Göremiyorum sevgilim, hangi bulutların üstünden atlamıştık cehenneme?... Lakırtı CCLXXXVI; Ben bilmem unutmayı, beyim bilir. Lakırtı CCLXXXVII; İddia ediyorum, dünyanın en uzun ve anlamlı cümlesi 'sen'dir. Lakırtı CCLXXXVIII; Aşka inancını kaybetmiş bir kalp ne kadar sağlıklı atabilirse, o kadar erken atılabilir geçmiş çöpe... Lakırtı CCLXXXIX; Vasiyetimdir, ben öldüğümde kimseye yıkatmayın kalbimi. O'nun kiriyle gömülmek istiyorum. Lakırtı CCXC; Ben bıraktım geçmişi, düşünmeyi. Senin 'geleceğin' yok. Lakırtı CCXCI; "Yılbaşında yalnız olmak" çok büyük bir eylemdir aslında. Lakırtı CCXCII; Rüya gibiydi gelişin ve bir kabus gibi gittin. Sen hâlâ uyumaya devam et kalbim... Lakırtı CCXCIII; 'Seni sevmek' gibi bir eylemin ağırlığı altında eziliyorum. Sevmemene alıştım da, hiç mi üzülmüyorsun?... Lakırtı CCXCIV; Ellerimi tut, ısınsın biraz, tutuşalım. Sonra gidersin yine, merak etme, ben bıraktığın ateşe de sahip çıkarım. Lakırtı CCXCV; Birgün biri başarırsa şayet, gelmiş geçmiş en büyük devrim 'unutmak' olacaktır. Lakırtı CCXCVI; Tuzu eksik yaramın. Gel, bas, git. Lakırtı CCXCVII; Sen bilirsin Tanrı'm, gel, fısılda kulağıma, 'birgün benim de adım yazılır mı intihar eden yazarlar arasına?' Lakırtı CCXCVIII; Ölümü gör gel adam! Gel de ölümü gör. Lakırtı CCXCIX; Bütün boş sayfalarda adın yazıyor şimdi; hepsi 'bomboş.' | |
|
Etiketler |
6, lakırtılar |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Lakırtılar 5 | Frozen | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 18 Mart 2011 20:14 |
Lakırtılar 4 | Frozen | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 18 Mart 2011 20:13 |
Lakırtılar 3 | Frozen | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 18 Mart 2011 20:12 |
Lakırtılar 2 | Frozen | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 18 Mart 2011 20:11 |
Lakırtılar 1 | Frozen | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 18 Mart 2011 20:10 |