![]() |
![]() |
|
![]() | #1 | |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Lakırtılar 5 Lakırtı CLXVII; Yine çınlıyor kulaklarım. Hangi kadına fısıldıyorsun ismimi? Ve biliyor mu tüm o kadınlar ihanetle beslendiğini? Yazık, onlar da benim gibi seve seve beklerken seni, sen s.ke s.ke habersiz terk ediyorsun hepsini. Lakırtı CLXVIII; Ah bayım, siz yok musunuz siz... Hani diyorum, ansızın çıka gelseniz ve çıkarsız sevseniz... Siz çarpsanız bana arabayla, duygularım kör olsa, Görmese sizden başkasını gözlerim... İkimizde yalan fakiri, aşk zengini olsak... Babalarımız annelerimizin hatrına onaylasa ilişkimizi... Ve hep beraber uşağa versek kinimizi... Ah bayım, siz yok musunuz siz... Sahi, nerdesiniz? Ne zaman gelirsiniz? Hazır edeyim hemen Türk filmi usûlü sevişmeleri... Lakırtı CLXIX; Bir müziğin intihar koman'do'sudur aşk. En tiz halinde, tez elden bitirir işini, diline pelesenk olan nakaratla tekrar tekrar öldürür benliğini. Lakırtı CLXX; Bir ölünün yıkanmadan önceki son haliyim şimdi.Üzerimde başka eller, tenler, tinler...Hepsi, kirimden habersiz, temizlemeye çalışıyorlar beni.'Değmeyin kalbime, orada dünya ahiret aşkım gizli!' derken hatırladım,'Ölüler de konuşabilir, ama kimsenin umrunda olmaz' dediğini. Lakırtı CLXXI; Ölmek fiili noktalarını kaybettiğinden beri yetim bırakıyor cümleleri. Mesela; bir aşk başka bir aşklayken kalp 'oluyor'. Lakırtı CLXXII; "Diğerleri benim kadar sevemez belki seni ama, ben de onlar gibi soyamam mahremiyetimi karşında." desem de inanma. Haklarını yemeyelim şimdi, mutlaka onlar da sever seni paranla. Lakırtı CLXXIII; Kim ne derse desin, en uzun fiil özlemektir! Lakırtı CLXXIV; Kadına gururu yükleyen tüm aşklara inat diyorum ki; unutamamışsan eskileri, hiç başlama bana. Lakırtı CLXXV; İhaneti anımsatan sıradan bir'i'ydi aşk... Lakırtı CLXXVI; Demek istediğim; Öyle bir giderim ki, sen de benimle gelirsin! Lakırtı CLXXVII; Çok sol'cu tanıdım. Hiçbiri seninki kadar kalıcı devrimler yapamadı, aşk denilen soysuzluklar ülkesinde. Lakırtı CLXXVIII; Sana biraz aşktan bahsedeyim sevgilim... Ya da boşver, hiç konuşmayalım hakkında. Bir şeyi kırk kere söylersen olurmuş ya, mazallah ihanete uğrarız sonra. Lakırtı CLXXIX; Hani, yokluk bir bakıma varlığıdır ya insanın, öyle yoksun işte. Lakırtı CLXXX; Tanrı'ya sığınıp şeytanından kaçtığım tek yersin. Nice pişmanlığım var, başımı secdene gömeceğim ki, dudakların yüzüme değsin... Lakırtı CLXXXI; Gözlerin, her sarhoşun bitmek bilmeyen son demi. Gözlerin, kaybettiklerinden gurur duyan savaş gazisi. Gözlerin, hayatla mücadele derneğinin film şeridi. Gözlerin, aşka susayan dudakların içli iniltisi. Gözlerin, o bir türlü gelmek bilmeyen kıyamet mevsimi... Lakırtı CLXXXII; Kim demiş gittiğinde ağladım diye?! Sadece, yokluğunu fırsat bilen bütün tozlar aralarında anlaşıp gözüme kaçtı! Lakırtı CLXXXIII; Ardımda Portishad ezgisi, Elimde sahibinden az kullanılmış bir viski şişesi... Kendi kendine gelin güvey olmaksa bu aşkın deyimi, Ben iç güveysinden hallice olanım sevgili... Lakırtı CLXXXIV; İhanet, Tanrı'nın toplu intiharıdır. Çünkü, 'herkes kendisinin Tanrı'sıdır!' diye öğretilen aşk dininde ihanet yaratıldığından beri, tüm din sakinleri kendini bileklerinden kesip aforoz etti. Lakırtı CLXXXV; Aşk, tek başına ruha tecavüz eden bir ırz düşmanıyken, kaçmaya gerek yok, her durumda s.ker seven. Lakırtı CLXXXVI; Hangi hazin sondan geldiysen yanıma, ondan başla yok olmaya. Çünkü, 'her son bir başlangıçtır' diye öğretildi bize. Ve ben o başlangıcın en yakınında kök salmış bir ağaç olarak, yapraklarımla örteceğim mahremiyetini, usulca... Lakırtı CLXXXVII; Aşktan yanan bir erkeğin 'çok sıcak oldu, klimayı aç' demesi, aşktan yanan bir kadının 'üşüyorum, ısıt beni' demesidir. Lakırtı CLXXXVIII; Kaç çocuk tanıdım, hepsinin ağzında bir küfür repliği; 'Seni seviyorum ama onu daha çok seviyorum. Çünkü onun oyuncaklarıyla da oynayabiliyorum.' Lakırtı CLXXXIX; Tanrı günah yazmasın ama, yedi kez gidip gelmeli aşkta. Bu da bir insanın diğer insana ibadetidir sonuçta. Lakırtı CXC; Tanrı'nın ilk emri 'oku' ya hani, işte Eros bunu yanlış anlamış olmalı ki, hâlâ aşk diye s.kiyor kalpleri. Lakırtı CXC; Kaç çocuk tanıdım, hepsinin ağzında bir küfür repliği; 'Seni seviyorum ama onu daha çok seviyorum. Çünkü onun oyuncaklarıyla da oynayabiliyorum.' Lakırtı CXCI; Hani, yokluk bir bakıma varlığıdır ya insanın, öyle yoksun işte.' Lakırtı CXCII; Dedim ki; "Öl ki, toprak ol. Her yağmur sonrası içime dol."Dedi ki; "Ölürsem, ölürsün. Her yağmur sonrası benimle gömülürsün." Lakırtı CXCIII; Kadının tek bir ihaneti, erkeğin bütün ihanetlerini döver! Lakırtı CXCIV; Her ayrılık, ayrı ayrı dolaşan iki aşktır aslında. Lakırtı CXCV; 'Gel şöyle otur, bu aşkın belini doğrultalım' dersen, korkarım, gelmem. Çünkü biliyorum ki, hangi kadına kurduysan bu cümleyi, sonunda paramparça oldu kalpleri. Ve şimdi 'oturduğu yerden' para kazanıyor hepsi. Lakırtı CXCVI; Küfretme kalbin hezimetlerine, 'seni seviyorum'lara müptezel bir aşkı yaşatmak gerekir kimilerince. Ve özellikle arkada bırakılan ruhun temizlenmesi için, yaş'atmak çok daha önemlidir herkesçe. Lakırtı CXCVII; Gitmek sana yakışan bir intihar biçimiydi. Ölmekse bana yapışan bir düşünce birliği. Lakırtı CXCVIII; Sondan başlıyorsa yazgın, failinden meçhuldür aslın. Lakırtı CXCIX; Kanatları kırılan bir meleğin ölüm haberi, şeytanın yaşam sevincidir. Bu nedenle her aşkın sonunda şeytan galip gelir. Lakırtı CC; Aşkı ilk önce özene bezene Tanrı yarattı, sonrasında kullanılmış bir paket gibi yar'attı. Lakırtı CCI; Anladım ki, sensizliğin en büyük çığlığı sessizlikti. Bu nedenle, belki duyarsın diye, bütün hücrelerim susmayı seçti. Lakırtı CCII; Beklemek, iş, oluş, hareket bildirmeyen tek eylem artık. Lakırtı CCIII; Ah be sevgili, gözlerimin bütün yeşillikleri, hasretinden sararıp gitti. Ağlamam, eğer böyle de seveceksen beni. Lakırtı CCIV; Sen İstanbul değilsin. Ne harcadığın kadınlardan bir 'kız kulesi' yapabilirsin, Ne de aşkı kalbe bağlayan boğazlardan geçebilirsin. Sen İstanbul değilsin ki adam, İntihar habercisi gözlerinin denizinde beni y'üzesin. Lakırtı CCV; Küçüklükten gelen bir alışkanlık bizimkisi. Nasıl, düştüğümüzde, dizlerimiz kanadığında büyük bir ustalıkla ayağa kalkıp 'yok bir şey, iyiyim ben!' deyip oyuna devam ettiysek zamanında, bütün o aşk sandığımız duygularda da kalbi yara bantlarıyla doldurup devam etmeye çalışıyoruz hayata. Anne temennisi olarak ikisinin de tek bir ortak cümlesi var; 'büyüyünce unutursun mutlaka.' Lakırtı CCVI; Aşk yakandı, ya'kan. Lakırtı CCVII; Yalnız değilim elbette. Hani olur da gidersin diye, yanımda benimle birlikte bekleyen jiletlerim, bileklerim ve cinnetlerim var. Bilmem anlatabildim mi? Lakırtı CCVIII; Hani diyorum, giderken bir iki el de kafama sıksan, anında unutmuş olsam ben de, olmaz mı? Lakırtı CCIX; İçime atmaktan bütün gözyaşlarımı, kanıma karıştı gözlerimin yeşilleri. Şimdi kesseniz bileklerimden beni, koca bir ormanla karşılaşmanız an meselesi. Lakırtı CCX; Herkes sevmek ister, ama nedense kimse sevmeye değecek birini bulamaz. Buradan alacağımız ders şu; herkes birisinin değersizi, boşuna aramayın, yok öyle biri. Lakırtı CCXI; Zor değil, elbette ölçülebilir bir aşkın içinde öpülmeye kıyılamamış iki dudak arası bal farkı... Lakırtı CCXII; Tanrı görse gözyaşlarımı, kendi yağmurundan utanırdı. Lakırtı CCXIII; Aşk isyandır, kal'be! Lakırtı CCXIV; Kadın der ki; Çok bay'dın, yaramazsın. Erkek der ki; Yok k'adın, anlamsızsın. Tanrı der ki; Öpüşün, barışın. Lakırtı CCXV; Bütün sevgililer için, yazılışı aynı, anlamı farklı tek kelime 'aşk'tır. Lakırtı CCXVI; Çok sitem ettim Tanrı'ya. Çift ayak üstünde yalnızlık cezası verdi yalnızlığıma. Lakırtı CCXVII; Değiştirsinler İstanbul'un adını bunca katliama seyirci kalan aşklara inat! İsyanbul olsun, şanına yakışsın ihanetin hayat! Lakırtı CCXVIII; En içten intihar şeklidir 'seni seviyorum.' İçinden gele gele dediğin vakit ya başarılı olup ölürsün ya da başarısızlık içinde sürünürsün. Lakırtı CCXIX; 'Üçün biri aşk', diğeri aşk, diğeri de aşk. Lakırtı CCXX; Ben; boş sevenin hoş aşk 'sandığı'. Sen; aşk 'sandığının' kayıp anahtarı. Şükür, bugün de unuttu bizi Tanrı. Lakırtı CCXXI; En büyük yalandır 'aşkın yaşı yoktur' lafı. Öyle yaşlıdır ki aşk, bu yağmurlar bile yanında Tanrı isrâfı. Lakırtı CCXXII; Üzülme. Elbet bir yerden sonra kesilir damarlarından, kan'gren aşklar. Lakırtı CCXXIII; Her aşkın ardından ölmek kolay, yaşamak olay. Lakırtı CCXXIV; Seni sevmek, dudaklarında secdeye yatarken, bütün o mitolojik tanrıların günahlarını üstlenmektir. Lakırtı CCXXV; Merhaba aşk. Ben de tam, bir 'ihanete uğrayıp' çıkacaktım zaten. Lakırtı CCXXVI; Tıbbî bir açıklaması yok bu körlüğün sevgilim. Aşk deyip geçelim biz. Hem, ikimiz de biliyoruz ki, hiçbir aşk göz göre göre gitmez bu şehirden. Lakırtı CCXXVII; Gittin, ruh aşka peşkeş çekti sevgili. Şimdi, sadece tüm bedenimle seviyorum seni. Lakırtı CCXXVIII; Ağlama sakın, timsahlar kıskanır gözyaşlarını, dayanamam. Lakırtı CCXXIX; Kadınlar, sizin sandığınız kadar düşünmüyorlar geçmişi. Çünkü, hepsinin tek derdi, gelecekte ayaklarının altına almak cenneti. Lakırtı CCXXX; Bir 'an' içinde olmak istemiştim. Pardon, ben sadece, bir an için de olsa kayıtsız, şartsız sevilmek istemiştim... Lakırtı CCXXXI; Merak etme sevgilim. Ölümüme çok az kala, yanıma gelip, 'gözlerine bakmadan yaşayamam' dersen, gözüm açık da giderim, hiç sorun değil. Lakırtı CCXXXII; düşün ki bir akşam üstü, tam da yağmur yağmaya niyetlenmişken, tanrı bile susmuşken rüzgarının karşısında, ellerinde birkaç ayrılık birden taşıyan çiftler yamalı kalpleriyle, sanki hiç kırılmamış gibi gezerken, gözlerinin önünde ruhuna tecavüz edenlere sırf zorunda olduğu için tebessüm ederken bir kadın, etrafında olup bitenden habersiz havalarda dolanırken bir kuş, gök kuşağının altında kayıp hazineyi aramaya çıkmışken birkaç derviş, henüz alzheimer olan aşık bir ihtiyar heyeti hâlâ diz dize otururken, kim sorar neden çıkarsız seviştiğimizi? yapma sevgili, gitmenin de bir adabı olmalı hani, böyle yüzüm yüzünün üstündeyken de bırakılmaz ki aşkın en mahrem hali... | |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
5, lakırtılar |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Lakırtılar 6 | Frozen | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 18 Mart 2011 20:15 |
Lakırtılar 4 | Frozen | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 18 Mart 2011 20:13 |
Lakırtılar 3 | Frozen | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 18 Mart 2011 20:12 |
Lakırtılar 2 | Frozen | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 18 Mart 2011 20:11 |
Lakırtılar 1 | Frozen | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 18 Mart 2011 20:10 |