21 Kasım 2010, 15:45 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Aşkın İlkbaharıdır Gözlerin...(Selahattin Yetgin) Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Aşkın İlkbaharıdır Gözlerin... Bir zaman kapsülüne yüreğimi koydum, çocuklaştı ruhum Mevsimleri milyonlarca parçaya böldüm, yeniden doğdum Işık aradım kutsal yüreğinde, orman gözlerinde kayboldum Sırma gülüşlerinle ez beni, göğsünde dinlenip şarap oldum. Gül düşürmüşsün gönlüme merhabandan bu yana, onun için gülüm olmuşsun. Sensizliğin çiçeksiz mevsimlerinde bunun için yaprak kalmış, öksüz dallarda solmuşum. Gülüm olmuşsun özlemin alacalı şafaklarında, kokunla dünyanın ilhamını çözmüşüm. Boş vermişim geçmişime, unutmuşum acılarımı, ben sesinle, gülüşünle, yüreğinle en yaşanası, en tapılası bir dünya kurmuşum. Seni severek, seni özleyerek insan olmanın şifresini kırmışım. Yıllarımı bir çeyrek geriye sarıp sana yol aldım ufkumu zorlayarak. Deniz kokusuna sürdüğüm yüzümü Ağustos güneşlerine astım. Aynı yollardan geçerek, aynı şarkıları sana getirdim. ‘Yarınlar bizim’ diyordu bildik bir şarkı, ama biz neden yarınsız şarkılarda ağlıyorduk. Islak mendillerde bir kızın gülüşlerini aradık birlikte ve bir adamın sevdalarını dinledik martılardan. Aynı zaman değildi ulaşılan, ama aynı sevdaydı yaşanılan. Gözlerinin denizlerine serptiğim ağlara geceleri şiir ağıtları sürüyorum. Kokunu bana getiren melteme türküler söyleyerek saçlarının ince tellerini gönlüme doluyorum. Zeytin gözlerinden kurduğum aşkının sofrasına martılar çağırıyorum. Senin için gül kokulum en doyumsuz hasretler besleyip, sevdanla uykulara dalıyorum. Doğrudan özleme çıkan bir yolda sol yanımdaki en elim ağrı oluyorsun, güzel gözlerinin özü yüreğime saplanınca. En çok nefes alıp verirken batıyor dudaklarının bal yapan iğneleri bedenime. Yorgunluğumun kristalleri paramparça oluyor gülüm, sen gelince gecelerime. Şimdi aynı bekleyişin titreşimleriyle avuçlarımızdaki pembe ışıltıları birbirimizden gizliyoruz. Yürek tarlalarımıza düşen cemrelerin dingin suları yürüyor usul usul kökümüze. Günleri ekiyoruz şiirli uykularımıza ve hep aynı gülüşün izi yayılıyor özlemli dudaklarımıza. Sorgusuz bir buluşmanın aleviyle güller dikiyoruz sevdamızın eşsiz bahçelerine. Umutlarımız vardı solgun ve yorgun yüzümüzü aydınlık kılan. Her mevsim karanlık yollara sürerdik gönlümüzün kervanlarını. Susamış dudaklarımız yüreğimizin kör düğümlerini çözmeye, geçmişimizdeki pişmanlıkları silmeye tutkuluydu. Yürüdüğümüz yollarda dağlar cüceydi, bulutlar aya küskündü ve biz ayrılığın olmadığı kentlerde gamsız türküler söylemeye yeminliydik. Gözlerinin eşsiz rengine hayran yüreğimle gönlünün deryasındaki tahta kuruluyordum, sen bana gülünce. Yağmur yağıyordu gülüşlerinden uzak kalınca sensizlik odalarıma. Benliğini arayan bir savaşçı gibi kurşun sıkıyordum kefensiz yalnızlığıma. Nisan çiçeklerimi açtırırdın oysa bakışlarınla, bir avuç toprağımda. Gelişinle ipeksi saçların savrulur, al yanaklarında kirazlar açar, hilal kaşlarının yaylarından duygulu bir keman sesi yayılırdı odama. Aynı parçaların birleşiminden kurulu bu hayat zembereğinde, en yaşanası anları hayal ederek kurarız gönül saatimizi. En güzel sözlerin, en farklı yürekleri özleyerek gecelere sarılırız yar gibi. Saatler durmaksızın işlerken sevdanın kimi elleri üşür, kimi de hüzünle yürek büzüşür. Bu düşler tarlasında gülüm, bir gün nasılsa, gözyaşları bile mutluluğun ülkesinde fısıltılı bir kahkahayla da olsa gülüşür. Yorgun saatlerin uykulara sarılıp dinginliğe kapıldığı anlarda, ben sana kelimelerden rüyalar indiririm evrenden. Ruhunu bir sıcak öpüşle kutsayıp ateşler yakarım dağlarda. Duman çağrılarla halkalanıp ellerine uzanırım, yanaklarımı ısıtmak için. Gözlerinin her birine beste beste karanfil ekerim, kokunu kaybetmeyesin diye. Mevsimlerin çığlığı başlayınca ellerini bırakır, ülkeme dönerim rüyaların eksilmesin diye. Senden sonra biliyorum ki, yine sana acıkacağım. Yoktan var ettiğim bir sevdanın hasta döşeklerinde yatacak, üzerime titreyen sevginin ilacında derman arayacağım. Pişmanlıklarımda yine beni affedecek, sevdanın aleviyle çarpan kalbimi avuçlayacaksın yeniden. Sonsuzluk bekleyişlerimizin sarı sonbaharlarına aldırmayacak, ufukta batan bütün güneşlere yüreğimizin ıslak mendillerini asacağız. Senden sonra da sönmeyecek bu harlı ateş, her öğün yine aynı sofraya kurulacak, sevdanın kutsal yataklarında her mevsim yine uykulara dalacağız... Selahattin Yetgin | |
|
Etiketler |
aşkın, gözlerinselahattin, ilkbaharıdır, yetgin, İlkbaharıdır |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Aşkın ABC’si - Aşkın ömrü gerçekten 3 yıl mı? | Sarya | Aşk ve İlişkiler | 0 | 03 Ekim 2021 18:22 |
Aşkım aşkın başından aşkın | YapraK | Resimli Şiirler | 0 | 20 Haziran 2012 15:16 |
Dilimdeki En Güzel Sözcüksün Sen/Selahattin Yetgin | Afrodit | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 07 Ocak 2012 20:26 |
Bir Masal Sağanağıdır Aşk/Selahattin Yetgin | Afrodit | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 03 Kasım 2011 10:50 |
Aşkın bedeli var mıdır yada aşkın kaderi bedel midir? | pyracantha | IF Ekstra | 5 | 11 Aralık 2010 22:44 |