26 Temmuz 2010, 15:51 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Imkansızlığına Inandım... Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Neydi ki içimdeki bu "ahh"? Sonsuzluğuma düğümlü günah... Bendim soğuk bir adın ardından koşar adım sürünen. Bendim ellerimde sakladığım düşleri parçalayıp kırık dökük mektuplara bürüyen. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Issızlığıma çokluk sayacak kadarken hep en yalnızlığım oldun neden? Bir düşü anlatmanın kaç hali vardı dilimde? Kelimelere yüklenen hangi hal halimden haberdar edebilirdi? Hangi kelime bir gözyaşını gösterebilirdi? Yüzüm bile saklarken hüznü bunu kelimeler başarabilir miydi? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bir yaraya inatla tuz sürmekti her şey. Ölüme giderken sigara basmaktı içimdeki isme. İsminin üzerindeki darp izlerinden sorgulanmalıydım belki. Suçluydum. Oysa isminde bulunan her iz benim ölüm sebebim oluyordu. Suçluydun… Tüm korkmalarımı acemi bir cesarete çevirip yürüdüm. Hep kırıldım hep düştüm… Bildiklerimi kendimden saklamayı nereden öğrenmiştim ben? Kaç kez yutmuştum ömrümün çığlıklarını? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 700x465 ) Buraya Tıklayın Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. "Sen ya bir yanılgının yangınıydın ya da yazgının." Ardı yoktu / ötesi çoktu… Hiçbir harf yazmaktan öteye gidemiyordu ve hiçbir yazı yazmak istediğin kadarı olamıyordu. Ben gibi beceriksizleşiyordu... Tüm acılarının parmak izlerini yüreğimde aramamalıydın. Dillendiremediğin bilemediğin tüm sahnelerin oyuncusuydu satırlarım. Ben ikileminin kaçışlarıydım. Yanlış adreslerdi avuçlarımda doğru yol diye sakladığım. Bilmek istenilmeyen her şey susarak dinlenirmiş meğer. Bilinmek istenilmediğimde susulacak mıydım? Her aynada kendimi görmekten uzağım artık. Göz bebeklerimde yatan yaraları tüküremiyorum geçmişe. Sessizce çekip giderken düşlerimin can çekişlerine içime gömdüğüm gözyaşlarımı sezemeyecek hiç kimse… Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bir gece yarısı bıçaklanırken en sessizliğimden dilimden dökülen harfleri toplayınca hep sen ediyor neden? Sen bilir misin düş diye sabahlamayı? Ve kırıklarını bir teselli ile değil başka bir kırıkla sarmayı? Acı bir itiraftım en çok kendimi yaktım… Şemsiyeler altında yağmura direnirken ruhum ardımdan geçip giden her şeye sessiz kaldım. Unutulduğum köşedeydim her vakit. Aransam bulunacaktım. Sorulsa tarifi mümkün olan gidişlerim vardı benim. En fazla iki sağa bir sola uzunca adımlardın. Ve adımlarından düşen her ses canımı ağzıma alırdı açıldığında ağzımdan düşecek kadar. Oysa hiçbir adımın kayıplığımın yanına düşmeyecekti. Aranmayacaktım… Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Ellerimde bilinmez uçurumlar vardı. O nedenle hep avuç içlerine dönüktü parmaklarım. Gelen durakta kendimden inmek ve bir şehre yüzüstü düşmekti dileğim. Uyuyakaldım. Ne kendimden inebildim ne de bir şehre yüzüstü serildim. Ne kadarlıktı ki adım ve kaç harf kalınlığı vardı ki birilerinin hatırlayışlarına ağırlık yaptım? Birilerini acıttım ağlattım. Ya ben ömrüme düşen acıları göz kapaklarımda saklı yaşlarımı kimden kuşandım? Yokluğunun alnına üflenirken satırlarım nasıl oldu da ben hep varsın sandım? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bir yıl daha geçmişti geçen yılların üstüne. Kimsizdin sessizliğinde? Hangi yaranın kabuk bağlanışına tanık oluyordun ve hangi acıdan dökülen yaşları benliğinde buluyordun? "Ben tüm acımaları kendi saflarıma çekiyorum" sandığımda sana hangi üzülmek kalıyordu? Hiçbir şeyi düzeltmek zorunda değildim; ama bozan bir eldim bozduklarımı düzeltmenin geç kalışlarında… Söylenmiş olan hiçbir söz geriye alınamazdı bilirdin. Diyemezdim; saçmaydı yalandı… Diyemezdim… Desem yıllar sonra yine aynı sözcükleri dökerdim harflerimden. Ki susmayı bilmeyen bir alfabeydi bendeki. Söz veremezdim bildiklerimi yutacağıma. Bir dahası yok üzülme diyemezdim… Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Hep en kötü yanından tuttum geleceğin. Söylenmiş olan her şey bir düşün ön adlarından oluşmaydı. Söylenmiş olan her şey benim yükümdü peki sana neden ağır geldi? Alışkanlıklarla başlayan kelimelerin arasında yer buldum kendime. Simetrik bir duruş sergileyebilirdim çünkü yerimi en başından belirledim. Yadırgamadım üzerime yürüyen sözcükleri bilmek istemesem de biliyordum bir gün hepsinin kapıma geleceğini. Tutulmamış bir söz kadar acıdı içim. Tutulmamış bir söze yapılan sayısız itiraz kadar ezildim. Madem biliyordun neden acıyorsun ki yüreğim? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Şimdi hiçbir mutluluğu birbirine yamayıp koca bir gülüş kondurmuyorum dudağımın kıyısına. Susmalarımı biriktirerek yazıyorum. Hadi at tüm yüklerini ben caymıyorum... Adıyla var olan darağacım! Mutlu olabilirsin imkânsızlığına inandım… | |
|
Etiketler |
imkansızlığına, inandım |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Koronavirüs tedavisi gören çiftçi: Sosyal medyada aşı karşıtlarının açıklamalarına inandım | NurSima | Güncel ve Son Dakika Haberler | 0 | 05 Ekim 2021 21:18 |