| |
|
12 Haziran 2009, 20:12
| #1 | |
| Çevrimdışı  IF Ticaret Sayısı: (0) | Şizofrenik Bir Kalpten Kompozisyon.. Şizofrenik Bir Kalpten Topladıklarım... Biraz uzunca oldu sanki ama yazarken zevk aldım... Okurkende... (: Nedir bu karşılıksız aşk? "karşılıksız" yazdım çünkü platonik yazınca anlamı değişmiyor, sadece biraz daha afilli yazım şekli.. "acı bir kahve" mi? öyleyse eğer eyvahlar olsun bana...40 yıl sürer en azından.. ya da yıllardan beri "atasözü " diyerekten beni kandırıyorlar. Hem kahve olsaydı "arap" olurdum ben.. Büyükler öyle derdi ben küçükken.. artık demeselerde hala küçüğüm gerçi... "..küçüğüm daha çok küçüğüm..." hem de.. "aptallık" mıdır hiç tanınmayanı sevmek? "aptallık dahidir" diyordu dostum murphy... haklıymış sanki he? İnsanlar hayal kurmayı severler.. en reelist insanın bile mutlaka paçasına bir parçada olsa bulaşmıştır "hayal".. asıl olan bu "hayal" dedikleri uyuşturucu madde bağımlılığını kontrol edebilmek. ya kontrol et, ya da "hayal"den geber git.. "ihtimaller denizi"nde çırpınan "piri reis"ler için daha cazip sanki ilk seçenek. çırpınarak boğulmaktansa keyifle gebermek? hiç uyuşturucu kullanmadım ama literatürde "keyif verici madde" olarak geçiyor nasıl olsa... Bu tarz maddelerin ortak noktaları sanırım "sinsice" imha etmeleri. Yani keyif verirken bindiğiniz dalı kesiyor, az sonra ağaçtan aşağı düşüp kıracaksınız bir yerinizi ama keyiften gözünüz dönmüş.. Lütfen herkes ayağa kalksın! sen otur yüreğim, yorulmuşsundur.. Hükmümü verdim; "Keyifte boğulmak, ihtimaller denizinde çırpınarak boğulmaktan daha cazip... " Sarıldığın kabuk daha zalim babamdan. Ben seni okumak istedikçe dağlıyor gözlerimi... İç organlarım kampanyalar düzenliyor "Baba beni Nil'e Gönder" diye. "..sen güzel kadın, hiç mi mutlu olmadın hiç mi sevmedin, hep mi yarım kaldın.." Ne zaman dinlesem bu şarkıyı izmir gelir aklıma. ilk dinlediğimde de izmir gelmişti. suçlu ben değilim ama. pastorâl bir hava var sanatçının ses tonunda. pastorâl dediğimde ise nedense aklıma hep "izmir" gelir. bu nedenselerin ilk "neden"ini bilmem ama şimdi ki "neden"i sanki biraz kalbim çekiyor? Hep can çekecek değil ya. Biraz da kalp çeksin... İçinin ne kadar dolu olduğunu göremiyor muyum sanıyorsun? İçimi yakan gözlerin içinde ki gözyaşlarını.. Ağlamak hani güzeldi? Belki sen olsan, gözümden düşenler omuzuna düşse... O zaman ben hep ağlardım ki... Sen yoksun ya hani içimden gelenler kağıda değil yanaklarıma düşüyor... Demek ki o kadar da güzel bir şey değilmiş yalnızken ağlamak... Sahi sen hiç ağladın mı tanımadığın, imkansız bir şey için? Bilirim az çok seni, yapmamışsındır. Çünkü zekisin sen. "..söyle ay doğmadan düşmesin yaş gözüme söyle ben nerdeyim sen nerde..." Şarkı da mı bir terslik var yoksa bende mi? Ay doğdu, sen düştün gözümden yanaklarıma damla damla.. Ben sendeyimde, senin kimlik bilgilerin kayıtlı, memur kokan kuytu bir "kayıplar bürosu"nda... Sen hiç dışarda lapa lapa kar yağarken kestane pişirdin mi soba üstünde? Gözlemledin mi o çizdiğin incecik çizginin ateşi hissettikçe nasıl derin çatlaklara dönüştüğünü... İşte öyle kavruluyorum bende... Sol yanımda ki "çizik" her geçen gün büyüyor... Kapatacaksan eğer o çiziği. Yalanlar bile söylerim ütopyamda ki ehl-i beyt'ime.. Sen suskun kalma yeter... Sadece akıt gözyaşlarını gözlerime... Hem zaten yakışmıyorlar sana çirkin oluyorsun... Bırak yakışanın olsunlar... Tanrım... Ne kadar hastalıklı bir adamım böyle. Hiç tanımadığım biri için sözler verdim, sanki bir emaneti almışçasına ondan, dikkat bile eder oldum kendime... Sigara'yı bile verdiğin ömürden 3-5 yıl fazla kazanabilmek adına bıraktım... Verdiğin ömürden 3-5 yıl fazla kurtarıp, başka birine bahşettiğin başka bir ömüre eklemek için... En başta sormuşum ya hani nedir bu karşılıksız aşk diye... Şizofreni diyorlar belirtilere bakılırsa... amaaan canım, tıp dili kimin umurunda ki? en azından benim değil... Kimi yarım akıllı der geçer, kimi korkar kaçar... Kalbimden geçenleri söylemek "şizofreni" olmak demekse eğer... (............) burada şahsımla alakalı öznesi erotik, yüklemi p*rnografik küfürler savurdum, isteyen istediği gibi doldursun.... Gel alışverişe çıkalım seninle... Sen bana hüzünlerini vericeksin ben sana tebessümlerimi.. Sayıca azdır benimkiler ama değerlidir... Hani derler ya yükte ağır pahada hafif... Öyle işte... Endişe edilecek bir şey yok... Bugüne kadar beni ayakta tutabildilerse sana da ufakta olsa yardımcı olurlar sanırım... En azından bir şeyler yapmış olurum senin için... Paylaşsan keşke benimle seni... Ağlasam saatlerce omuzunda... Bi' tebessüm etsen tuz buz olur yanağımı yol eden tuzu kıvamında kristaller.. Şu "tuzu kıvamında" olayı hiç yabancı gelmedi... Sanki bir yerlerde karşılaşmıştım daha önce... "...senin aşkınla çaresizliğim güzel yüreğini hiç üzmesin..." Biliyorum kaygısız biri değilsin ama şu halim sakın düşmesin aklına... Cidden ben "avuntu"larla mutlu olabilmeyi biliyorum... İşi ustasından öğrendim hem de... İlaç kokan hastahane koridorlarından... Beyaz önlükler giymişti de "hayat" her gün ayağıma kadar geliyordu bonibon diye avunduğum kimyasallarla... ilk ciddi avuntum bu olmuştu... Mirza'ya sarılıp ağladığım geceleri saymazsak... Küçücük bir çocuktum henüz... Dedim ya bonibon'a benzetiyordum ilaçları, kendimi kandırdığımı biliyordum aslında. Yani erken emekli olmuştum çocukluktan. Buluğ çağımda bir sigara içimlik kaldıktan sonra ilk uçakla indim ihtiyarlığıma. Mendilin var mı? "Ben aşık olduğum da gözlerime hep toz kaçarda..." Sen yanımda olsan kıçımla güldüğüm türk filmlerine bile ağlarım... Yok yok hayır... Ya yalan söyledim şu anda ya da yokluğun dayamış silahı alnıma... ikinci şık doğru, çaktırma... Sen olsan yanımda düşer mi hiç gözümden yaş? Deli misin sen? Bir düşündümde sen olsan hayatımda diş macunumu bile değiştiririm "sağlıklı gülüşler" adına... Hadi gülüşleri hallettik de bu buggs bunny'den armağan dişleri ne yapıcaz? Ademoğlu zeki derler... Gerçekten zekilerde... Ben "p*ç" miyim? ya da ademoğluysam neden zeki değilim... Zeki insan olabilecek şeyleri ister, ben türleride dönen araba tekerlerinin peşinden sokak köpekleri gibi koşarda koşar... En sonunda yorulur ya da vazgeçer bırakırlar... Ben sokak köpeği olmadığım için biraz farkım var... Ölümcül yaralar almadan bırakmıyorum... O tekerin altında kalana kadar anlamıyorum imkansızların "imkansız" olduğunu... Sahi nedir bu "imkan" satılır mı herhangi bir yerinde? pek varlığım yok gerçi ama kendime ihanet edip ruhumu satabilirim imkanlarından faydalanabilmek, yüreğinden küçük bir parsel yer alabilmek için... Yürek dedimde... Gülmeli o hep, benden söylemesi... İsterdim sebep olayım diye... Kendi kalbimi paramparça ederim ama yine kırmazdım seni... Ne kadar psikopatça!.. Değil işte... Kalbimi açıp bir görebilsen içeride ki seni... Ağzın açık kalır "o ufacık yüreğe bu kadar kocaman beni" nasıl sığdırmış diye ve kendini tanıyamazsın belki de.. Çünkü normal boyutların kanımı ısıtan, sen yüklü vasıtamda ki kadar büyük değil (: "...eylülün başından sonuna doğru uyursam senin huzurun içime dolardı ,biraz sarılırsam..." Ya alıntı yaptığım şarkılar bana uymuyor ya da ben bir "ayı"yım... Eylül'ün başından sonuna doğru uyumak iki günde bir uyuyabilen bir adam için ütopya... Ütopya'da zaten benim dünyam... buraya kadar bir sorun yok o halde... biraz sarılırsam huzurunun içime dolmasını bırak taşarda geri kalan ömrüma bile sığar... Abartıyor muyum? Hadi canım sende! Abarttığımı düşünüyorsan "kalbimin içini açıpta bakabilsen" diye birbirini kovalayan harflerin olduğu satırlara bak... Aslında bakabilirsen ne satır ne de harf var bu yazıda... Var olan tek şey silüetin... Hani "aşçi" mi ne diyorlardı ya, alfabetik karekterlerden resimler üretmece... Ondan işte... Derin bakarsan Fotoğrafın var... Evet burda abarttığımı düşünüp "yuhhaaa" çekmek serbest... Sana her şey serbest ki... Dışarıdan baktığında insanlar "p*ç" yaftasını yapıştırıyorlar nedense... Onlara içimde ki hassasiyeti göstermek isterdim... sadece "sana" olanı görebilseler yeterdi onlara sanırım... Bi' gün kalbimi un ufak edip gömsen bile beni mezara, sadece bir dudak bükmen yeterli olur, yattığım yerden kalkıp sana sımsıkı sarılmama... Sımsıkı sarılabilirim sana ama gözlerimi aynı sıkılıkta kapatamıyorum galiba, yine yanaklarıma kaçırdım... Söylemiştim en başta, avuntularla yaşayabiliyorum ben.. Sadece en sevdiğin şarkılar kadar bile pay sahibi olmak isterdim sevginden, bu da yeterdi bana... Belki inandığım masallar şiir olur bir gün dökülür satırlara öykü olurlar belkide okunurlar şehirlerarası otobüs yolculuklarında.. Mendilin var mı? "Ben aşık olduğum da gözlerime hep toz kaçarda..." alıntıdır.. Yerle Yeksan ~ | |
| |  |
| IRCForumlari.NET Reklamlar |
   |
 |
| Etiketler |
| bîr, kalpten, kompozisyon, sizofrenik |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
| Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
| Şizofrenik Haller | Sır | Kitap Tanıtımları | 0 | 23 Nisan 2019 23:44 |
| Şizofrenik Bir Sokak Lambasina Düştüm | Sue | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 25 Mayıs 2012 22:12 |
| Kompozisyon nedir? | Ecrin | Türk Dili ve Edebiyatı | 0 | 02 Mayıs 2011 23:16 |
| Şizofrenik Bir An (Motel) ( Öykü ).. | PopSy | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 22 Temmuz 2008 02:35 |
Normal
