21 Mart 2009, 00:50 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Isparta İli Hakkında Bilgiler ISPARTA COĞRAFYASI [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ISPARTA COĞRAFYASI Coğrafi Konum Isparta ili, Akdeniz Bölgesi’nin kuzeyinde yer alan Göller bölgesinde yer almaktadır. İl, 300 20’ ve 310 33’ doğu boylamları ile 370 18’ ve 380 30’ kuzey enlemleri arasında bulunmaktadır. 8.933 km2’lik yüzölçümüne sahip olan Isparta ili, kuzey ve kuzeybatıdan Afyon ilinin Sultandağı, Çay, Şuhut, Dinar ve Dazkırı, batıdan ve güneybatıdan Burdur ilinin Merkez, Ağlasun ve Bucak, güneyden Antalya ilinin Serik ve Manavgat, doğu ve güneydoğudan ise Konya ilinin Akşehir, Doğanhisar ve Beyşehir ilçeleri ile çevrilmiştir (Şekil 1). Rakımı ortalama 1050 metredir. Alıntıdır | |
|
21 Mart 2009, 00:51 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Isparta İli Hakkında Bilgiler ISPARTA GÜLÜ [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ISPARTA GÜLÜ ORİJİNİ (KÖKENİ) VE BOTANİK ÖZELLİKLERİ İnsanın günlük yaşamında çok özel bir yeri olan gül; aşkın, güzelliğin, sevginin ve saygının ifadesini en güzel bir şekilde bünyesinde toplayan bir çiçektir. Kuzey yarım küre bitkisi olan gülün orijini Doğu Asya'dır. Kesin olmamakla birlikte gül yağı ve gül suyunun ilk olarak İran veya Hindistan'da üretildiği, buradan Anadolu, Avrupa, Kuzey Afrika ve Doğu Asya'ya yayıldığı bildirilmiştir. (Widrlechner, 1981) Yağ gülü (Rosa damascena Mill.), bitkiler aleminin Spermatophyta (tohunlu bitkiler) bölümünün Angiospermae (kapalı tohumlular) alt bölümünden Rosales takımı, Rosaceae familyası, Rosa cinsi içerisinde yer almaktadır. Dünyada yaklaşık 1350 Rosa (gül) türü tanımlanmıştır. Türkiye florasında 24 gül türü kayıtlı (Davis, 1972) olmasına rağmen gül yağı elde etmek amacıyla kullanılan tür kültürü yapılan Rosa damascena Mill'dir. Yağ için ticari olarak yetiştirilen başlıca gül türleri Rosa damascena Mill., Rosa gallica L., Rosa alba L., Rosa centifolia L. ve Rosa moschata'dır. (Tucker ve Maciarello 1988). Günümüzde gülyağı eldesinde yaygın olarak kullanılan ve kültürü yapılan Rosa damascena Mill türünün Rosa moschata J. Herm ile Rosa gallica L.'nin melezi olduğu tahmin edilmektedir. Fakat bu türün çok eski dönemlerde Rosa gallica L. ile Rosa phoenica Boiss, türlerinden oluşmuş bir melez olduğunun kayıtlarına da rastlanmaktadır. (Baytop, 1990; Garnero, 1982). Sistematikte Rosa gallica var. damascena Voss., Rosa calendarum Borkh gibi bazı sinonimleri de bulunmaktadır. Rosa damascena türünün bir çok çeşidi olmakla birlikte özellikle "Trigintipetale" çeşidi başta Bulgaristan ve Türkiye olmak üzere Fas, Mısır, İran, Suriye, Hindistan ve Kafkaslar'da gülyağı elde etmek amacıyla yetiştirilmektedir (Widrlechner, 1981). Rosa damascena; Isparta Gülü, Pembe Yağ Gülü, Yağ Gülü, Sakız Gülü ve Şam Gülü adlarıyla da bilinen pembe renkli, yarım katmerli ve kuvvetli kokulu, çok yıllık, dikenli ve kışa dayanımı yüksek bir bitkidir. Rosa damascena bitkileri, 1,5 - 3 m arasında boylanmaktadır. Gövde silindir biçimli, içi dolu, esmer renkli, çok dallı ve dallar çok sayıdaki irili ufaklı sert dikenlerle çevrilidir. Yapraklar yumuşak yapılı ve ince tüylerle kaplı, alternans dizlişli, saplı ve stipulalı (kulakçık), 5-7 foliolludur. Folioller (yaprakçık) 3-4 cm uzunluğunda oval şekilli, basit dişli kenarlı ve alt yüzleri tüylüdür. Çiçekler hafifçe sarkık, az yada çok koyu pembe renklidir. Tek renkli olan çiçeklerde içteki taç yapraklar dıştakilerden daha küçük yapılı olup, çiçeklenme çalı formundaki bir bitkide görülen biçimdedir. Kaliks (çanak yapraklar), korollodan (taç yapraklar) daha uzun, çok parçalı 5 sepalden (çanak yaprak) ibarettir. Korolla çok petalli, petaller (taç yaprak) oval şekilli, soluk pembe renkli, kaideleri beyaz lekelidir. Stamen (erkek organ) sayısı çoktur. Dişi organlar çanak şeklinde çukurlaşmış olan reseptakulumun (çiçek tablası) içinde bulunur. Stilus (boyuncuk) uzunca, stigma (tepecik) baş şeklindedir. Reseptakulum zamanla etlenerek kırmızımtırak bir renk alır. İçinde etrafı tüylerle kaplı nukslar vardır. (Baytop, 1963; Krüsmann, 1974; Kürkçüoğlu, 1988, 1995) Alıntıdır |
|
26 Mart 2009, 02:46 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Isparta İli Hakkında Bilgiler ISPARTA ADI NEREDEN GELMEKTEDİR? [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] KENTE, NİÇİN ISPARTA DENDİ; ISPARTA ADI NEREDEN GELMEKTEDİR? Kente niçin Isparta denildiği, Isparta adının nereden geldiği, kesin olarak bilinmemektedir. Bu konuda pek çok araştırma, inceleme, görüş ve düşünüşler vardır; bunlardan en önemlileri ve akla yakın olanları şunlardır: 1. Büyük İskender Kral olduktan sonra (M.Ö. 356 - 323) Anadolu'nun Batısı Yunan egemenliği altına geçti. İskender öldükten sonra bile, daha 36 yıl bu bölge Atina'ya bağımlı kaldı.Bu yıllarda Mora yarımadasında yaşamakta olan Ispartalılarla, Atina Yunanlıları, Anadolu'nun Batısına göç etmeye başladılar. Mora Yarımadası Ispartalılarından büyükçe bir topluluk geldi; Isparta Kenti'ne yerleşti. Kente de kendi ülkelerinin ISPARTA adını verdiler. 2. Kentin önceki adı BARİS'ti. İranlılarla yaptıkları savaştan sonra ülkelerine dönmeyen Mora Yarımadası Isparta'lıları BARİS'te yerleştiler. Yunanca bir İS belirteci başa getirip, birleştirdiler İSPARİTA oldu; sonra da bu ad İSPARTA olarak söylenmeye başlandı. 3. Yunan dilinde İSPORADA dağınık anlamına gelmektedir. Gerçekten de kent o yıllarda, tıpkı Mora yarımadasındaki ISPARTA nasıl yedi tepe üzerinde kurulmuş ise, kent de onun gibi dağınık durumda idi. Dağınık anlamına İSPORADA dediler; sonra bu isim ISPARTA haline geldi. 4. Mitolojide ISPARTA kelimesi Ekilmiş anlamına gelmektedir. Isparta adı, şuralarda da geçer. ISPARTA - Anadolu'da kentimizin adı. ISPARTA - Mora Yarımadasında bir ülke. ISPARTA - Çatalca'da bir kule. ISPARTA - İstanbul'da Fatih'in vakfiyesi. ISPARTA - Konya'da bir angı taşı. ISPARTA - Venezüella'da bir yer adı. Ekilmiş anlamına gelen mitolojideki ISPARTA'nın bir efsanesi bile vardır. 5. Kentin asıl ismi BARİDA'dır. Bu isim kesinlikle Yunanca değildir. Belki Etice, belki de Lidya dilinden gelmiş olabilir. Çünkü Etiler ve Lidyalılar: Asya'ya .................... AUVA Ankara'ya...................ANKUVA diyorlardı. İskender'in Atina'dan getirdiği ilk Yunan göçmenleri kentin güzelliğini görmüşler, Isparta_manarta demişler, sonra bu isim ISPARTA haline gelmiş olabilir. 6. Isparta adının, Bizanslılar devrinde aynı şehri gösteren EİS BARİDA dan geldiği anlaşılıyor. 7. Eski bir şehirdir. İsmi BARİS idi. Rumlar bir İS taktılar İSBARİTA oldu. Sonra ISPARTA haline geldi. 8. Isparta'nın önceki yerleşim yeri Öküzbattı sırtları idi. Kentin bugünkü bulunduğu topraklar üzerinde de sebze, tahıl gibi ürünlerle, çokçalık ARPA ekiliyordu. ASPARTYAT eski Yunan dilinde ARPALIK demektir. Bir Atina Üniversitesi Eski Zamanlar Profesörü 1334 yılında Isparta'ya gelmiş; Isparta ve çevresinde incelemelerde bulunduktan sonra, verdiği bir konferansta Isparta adının Arpalıktan geldiğini söylemiştir. Görüldüğü gibi; * Kente niçin Isparta adı verilmiştir? * Isparta adı nereden gelmektedir? sorularına kesin bir yanıt vermek olası değildir; bu konuda pek çok görüş ve düşünüşler bulunmaktadır. Alıntı. |
|
03 Nisan 2009, 02:25 | #4 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Isparta İli Hakkında Bilgiler ISPARTA MAHALLİ AĞIZ ÖZELLİKLERİ Isparta mahalli ağzında Akdeniz ve Orta Anadolu ağızlarının etkisi görülür. Mahalli dil, günümüzde de özelliklerini korumaktadır. Isparta mahalli ağzının en belirgin özellikleri şöyledir: Isparta ağzındaki uzun ünlülerin tamamı, iki ünlü arasındaki ünsüzün düşmesi ile oluşur. Ârı (Ağrı), aşam (akşam), gâsın (kalsın), peenir (peynir), veese (verse), yapdıı (yaptığı), sandıı (sandığı), geydii (giydiği), iilik (iyilik), oomasın (olmasın), oolan (oğlan), öölen (öğlen), sööle (söyle), uura (uğra), bulduumu (bulduğumu), düme (düğme), yüzüünü (yüzüğünü). Mahalli ağızda ünlü değişmeler çokçadır: a-e: Bozcen (bozacaksın), goş-cen (koşacaksın), yapcen (yapacaksın), kesdene (kestane), teze (taze), zerdeli (zerdali). an: Çığır (çağır), bascem (basacağım), kalkcem (kalkacağım). a-u: Buba(baba),portukal (portakal), ortuda (ortada). Orta hecedeki a sesinin vurgusuz olduğu zaman, çoğunlukla düştüğü görülür. Burda (burada), olcam (olacağım), vacem (varacağım), orda (orada) gibi. e-a: Ataş (ateş, barâba (beraber), hökümat (hükümet), gıymatlı (kıymetli). e-i: Yir (yer), dide (dede), ni-den (neden), gice (gece, pencire (pencere). i-e: Eyi (iyi), ekiz (ikiz), heş (hiç), tencire (tencere), zencir (zin-cir). i-ı: Çırpı (kirpi), hangi (hangi), hızmat (hizmet), sabi (sahibi). i-ü: Buluş (piliç), büber(biber), müsafür (misafir). Orta hecedeki i sesi vurgusuz olduğunda düşer. Eyce (iyice), zere (zahire), Hatçe (Hatice) gibi... o-a: Guy (koy), horaz (horoz), popaz (papaz). o-u Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. uynuz (boynuz), doktur (doktor), garyula (karyola). u-ı: Çabık (çabuk), çıbık (çubuk), babış (papuç), garpız (karpuz), gavın (kavun). u-o:Yokarı (yukarı), osanmak (usanmak). ü-ö: Böyük (büyük), yörü (yürü), gözel (güzel), boyut (büyüt). Bazı sözcüklerde "b, m, p" dudak ve dudak-diş sesleri "v" ve "f" seslerinin etkisiyle sözcüğün gövde, kök ya da eklerinde yuvarlaklaşmaya neden olur. Avcu (avcı), b.jba (baba), böbek (bebek), fursat (fırsat) gibi... Bazı sözcüklerde ve yuvarlaklaşmanın aksine, benzeşme yoluyla düzleşme görülür. Gabık (kabuk), gambır (kambur), galbır (kalbur), ucit (vücut) gibi... Sözcük başına fazladan bir ünlü ekleme, Isparta ağzının en belirgin özelliklerindendir. "ı, r, k, m, n, s, ş, c" ünsüzleri ile başlayan sözcüklerde sözcük içindeki ünlülere uygun olarak ı, i, u, ü, ö, o ünlüleri, sözcük başına eklenebilir. Iraf (raf), ıscak (sıcak), ilazım (lâzım), ileş (leş), iliyen (leğen), örüzgar (rüzgâr) gibi... Çoğunlukla iki heceli sözcüklerde, ilk hece ünsüzle biter, ikinci hece de bir ünsüzle başlarsa; araya öbür ünlülere uygun bir ses eklendiği görülür. Abıla (abla), gatıran (katran), masıraf (masraf), inile (inle), mücüde (müjde) gibi... Ünlü ile biten bir sözcüğü ünlü ile başlayan bir sözcük illerse, ünlülerden biri düşer. Buna Isparta ağzında sıkça rastlanır. Hatcaba (Hatice abla), hocefendi (hoca efendi), goccadam (koca adam) gibi... Ünlü uyumuna aykırı bazı yabancı kökenli sözcüklerde ünlü benzeşmeleri görülür. Baca (bahçe), hâ-bar (haber), sabi (sahibi), galbır (kalbur), mezer (mezar), baraba (beraber), vallaha (vallahi), gıyamet (kıyamet) gibi... Isparta ağzındaki ünsüz değişimleri şöyledir: h-p:Palta (balta), paston (baston), pıçak (bıçak), apla (abla). b-m: Mahana (bahane), muşam-ma (muşamba), mismillah (bismillah). ç-c:cızgı (çizgi), çocuk (çocuk), cingen (çingene), güççük (kü-Çük). ç-s: Babış (pabuç), genşlik (gençlik), gaş (kaç), öş (ölç), gılış (kılıç), biş (***). ı-d: Darak (tarak), davşan (tavşan), duzak (tuzak), dırnak (tırnak), dellal (tellal). k-g: Gaba (kaba), giz (kız), gonşu (komşu), gazan (kazan), gu-rut (kurut), gön (kon). s-z: Merkez (herkes), zoba (soba), nergiz (nergis), zümbül (sum bil). r-ı: Güleş (güreş), bilader (birader), duyalak (duyarak), leşber (rençber). "l" sesi kimi hallerde düşer, kendinden önceki ünlünün uzun söylenmesine neden ölür. Sancak (salıncak), gönek (gömlek), ge (gel), gesin (gelsin), osun (olsun), "r" sesinde de kimi hallerde aynı özellik görülür. Gadar (kadar), sona (sonra), va (var), geti (getir), otu (otur) gibi. "h" sesinde de aynı durum oluşmaktadır. Apap (ahbap), gabat (kabahat), ramet (rahmet), gave (kahve) gibi. m-n: Donuz (domuz), sindi (şimdi), geliyon (geliyorum), ölçen (öleceğim), penbe (pembe). n-i: Dölüm (dönüm), tutarı (fincan), löbet (nöbet). Isparta mahalli ağzında ünsüzlerin yer değiştirmeleri çokça rastlanır. Tehna (tenha), çılbak (çıplak), kirpit (kibrit), devriş (derviş), gay-rola (karyola) gibi. Ünsüz düşmesi de sıkçadır. "f, h, ı, r, n, y" seslerinin sözcük içinde düşmesi çokça görülür. Çit (çift), sabalen (sabahleyin), asam (alsam), dutasa (tutarsa), piriş (pirinç), gömüş (koymuş) gibi. Sözcük sonundaki düşmelere birkaç örnek: Göze (güzel), yata (yatar), aşsa (aşağı), goşşa goşşa (koşa koşa), ıssı (ısır), isdeyyor (istiyor). Çokluk eklerinin sonundaki "r" genellikle düşer.Gapıla (kapılar), kitapla (kitaplar).gölle (göller) gibi. Çokluk ekleri kimi hallerde nar-ner şekline dönüşür. Ve sonraki "r" ekleri de düşer. Onna (onlar), bunna (bunlar), gadınna (kadınlar), goyanna (koyanlar). Isparta'nın mahalli deyimleri ile bir esnaf delikanlısının aşık olup mektuplaştığı ve yabancı bir ihtiyar zengine verilmek üzere olduğunu duyduğu sevgilisi komşu kızına yazdığı mektup, Isparta ağzının güzel örneklerinden biridir: "Gızım ZIDDIK, öte gün abamın çelibası ile biçit bostan yellevedidim. Eletivedi mi? Tobosun cenevim ambaklanmış ceviz gibi şakka şakka oldu. Erip yetti gari. Yağınırımdan ağrı biyel dikiliye. Üskesiallah çıkmıye tobosun. Bu dertleri hep senin yüzünden edindim. Eğer bi de o aydaş bacaklı angut herife domedis suratlı evinsüse seni vesinler, töbosun yeri göğü yıkarım. İyilik vemem. Rahat dirli vemem. Hem sen gızım o hırsız kedi boyunlı cılgısızla onmazsın. Variyetliymiş, bangonoyu tomarıyla harcarmış yövmiye nevaleyi düzdü müydü iki hammal ense kökünden ter akaraktan bihalle daşırmış göya. Gı sen kocayamı vacen bubayamı? Variyet olupta nolcek, sen odi dek gibi herifinen geçincemeyi bulamazsın ben o aydeş bacaklı angut herife vamam de. Üskesi Allah va-micen de boynuga çilbir dakıp sürü-cek değille ya elin ütülenmiş kelle kafalı herifi istedirse istetsin hem bana vediğin söz noluyo. Hani gönül diye bir billur olmaza bi naşırfa suya bir tutam gırcı şeker at kurtul bu dertten. Töbosun doydum usandım gari. Amma dimağa yaz niceoolsa yarın ahirette ırahat bırakıvemem yine debelleş olurum. Şişrim irehmette yalı yapıldak gööneksiz tiyildettiririm. Töbosun cenevimin alavı üskes Allah sönmeyecek. Gireği gün evinizin önünde grevetli yeni gondralı mücedded urbaları ile ben geçerken sen aptaslık-tan dikizleyodun. Benyeni sakoma bakıyo diye hiyelladım. Helbuku ise yanına ittönbüşle amadeniye rasgele bengildemiş gibi fırlayıvedin. Yarıgı yemezdimya engüdeni saklanmaşmı oyneyoz ninnenbeşmi sinnenipte sanki ne oldu. Müsenderede kavun saklanır gibi durcek değilsin ya bi galgı, iki galgı engüdeni bir kısmetin çıkacak Amma bilip amma yat bi bana bak bi o ihtiyar herife bin yattan bi biliş daha eyidir. Hele amma yine paşa gönlün bilir. İki satır cizmeye-deki elin ermedi bi pusla yazasın bizim öte ganbur kapısına mıhına eyatlım daklaştırıverirsin ulur gider. Kapıya şavk vurmadan herkes seni heyallamaz hem herkez seni gözet-leyo değil ya. Araş günü eniverip bille göz gararınca el yordamı ile kağıdı usullam guca mıha daklaş-tırıverip fıya gidesin. Tez arakana seyirdirsin. Bunca hec meraklanma dediklerini iyi düşün gafana gat amma yine dediklerimi duymamış-lıktan ge. Çokla binle yaşa Allah böyük mesnet siner versin yedi me-hel ol. Cevap yazmayı gattiyen unutma gerisini annasın gari bi çok selâm. Yavuklun Mustanların Gadir" Alıntı. |
|
Etiketler |
bilgiler, hakkinda, hakkında, ili, isparta, İli |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Merkez Halk Eğitim Merkezi Hakkında Bilgi Isparta | PySSyCaT | Akdeniz Bölgesi | 0 | 14 Kasım 2014 22:02 |
Senirkent Halk Eğitim Merkezi Hakkında Bilgi Isparta | PySSyCaT | Akdeniz Bölgesi | 0 | 14 Kasım 2014 22:02 |
Yalvaç Halk Eğitim Merkezi Hakkında Bilgi Isparta | PySSyCaT | Akdeniz Bölgesi | 0 | 14 Kasım 2014 21:40 |
Şarkikaraağaç Halk Eğitim Merkezi Hakkında Bilgi Isparta | PySSyCaT | Akdeniz Bölgesi | 0 | 14 Kasım 2014 19:42 |
Sütçüler Halk Eğitim Merkezi Hakkında Bilgi Isparta | PySSyCaT | Akdeniz Bölgesi | 0 | 14 Kasım 2014 19:41 |