03 Aralık 2022, 20:44 | #1 | |
Çevrimdışı Tefeci'nin Kızı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Prematüre Babası Olmak Prematüre Babası Olmak [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Zor değil mi canının parçasını içeride bırakıp kapıda ondan gelecek iyi bir haber beklemek… Önce eşimi aldılar ameliyathaneye, geldiler yanıma mavi önlük getirdiler bana bir de terlik. Giyerken dizlerimde hafif bir titreme, yüreğimde endişe… Sonra bir bekleme odasına aldılar beni. Eşimin ameliyat hazırlıkları devam ederken ben boynumda bir kamera, ellerim dizlerimin titremesini durdurmaya çalışmakla meşgul. Ne kadar uzun sürdü o 5-10 dakika tahmin edilemez. Bekliyorum bekliyorum bekliyorum… Geldi bir bıyıkları beyazlarla donanmış ameliyathane sorumlusu. Önce bir kaç talimat sonra buyurun girebilirsiniz dedi. Eşim beni soruyor ben ameliyathaneye koşar adım gidiyorum. Bir tabure üstünde dizleri titreyerek oturan ben. Eşimin elini tutuyorum ve artık kalp durma noktasına doğru tırmanışta. . Bir an bir ağlama sesi geliyor, sonra feryat figan bir ağlama… Evet Ayşe Mila bu. Doktor gülüyor, eşim endişeli gözlerle bana bakıyor. Hemşire kız bağırma diye kızıma takılıyor. Ameliyathanede gülüşmeler ve Ayşe kızın ağlaması. Korkarak ve heyecan ile bakıyorum kızıma. Sağlık kontrolü yapıldıktan sonra sarıp sarmalanıyor Minnoş. Sonra annesinin yanına gelip nefes oluyor, can veriyor, huzur veriyor. Koşar adım kuvöze ve ardından yoğun bakım ünitesine. Üstümdeki ameliyat önlüklerini çıkarmak için girdiğim odada bana yardımcı olan bir amca. İyi misin diyor. İyi miyim? Yüzüm kireç rengi, dizlerimde titreme yerini artık zangırdamaya bırakmış. İyi miyim? Ne önemi var ki şu an. Önemli olan eşim iyi mi ve bebeğimiz ne durumda? Ameliyathaneden çıkınca kapıda annem, eşimin annesi ve kardeşi… İlk bir afallıyorum. Sonra annemin sarılması ile emin ellerde kendimi gözyaşlarına bırakıp içimdeki endişeyi dışarı atıyorum… Sanırım artık kızımı görme vakti. Ya annesi çıkınca elini tutamaz isem… İşte böyle başladı benim baba olma hikâyem. Önce korkuyorsunuz, sonra yavaş yavaş alışıyorsunuz prematüre bir bebeğin ebeveyni olmaya. Baba olarak benim yapmam gerekenler vardı. Bir yandan çocuğum için endişe ederken diğer yandan annesi için ayakta durmam ve ona destek olmam gerekliydi. Nitekim öyle de yaptım. Her zaman başka bir köşe buldum ağlamak ve içimi dökmek için. Eşimin yanına geldiğimde ise dik durmak ve de ona destek olmak için çabaladım. Yanlışlarımla, doğrularımla babalık yapmaya başladım. Tamam başladım ama ne idi baba olmak ? Nasıl yapacaktım ben bilmediğim bir dünyada. Bu bilinmezlikler ile ilk tanışan ben miydim ki bu kadar telaş ediyorum diye düşündüm sonra. Yolda öğrenecektim her baba gibi. Yanlışlarımla, doğrularımla bir ebeveyn olmaya çalışacaktım. Tam tamına 50 gün. Koskoca 50 gün bekledik kızımızın eve gelmesini. Ben olmasam da annesi her gün gitti yanına. Ona güç verdik, mücadele azmi verdik. En önemlisi Umut verdik. Umudumuz ışık oldu ve Ayşe Mila’mız evine geldi. Bugüne kadar hep Yeni Doğan Yoğun Bakım ünitesinde gördüğümüz kızımız artık evimizde idi. Hiç unutmam o ilk geceyi. Başından ayrılamadık. Gece boyu nefes kontrolü yaptık. Bu kontroller biz alışıncaya kadar da devam etti. Peki ben ev sürecinde nasıl baba oldum? Ayşecik ile ilgilenmek benim için hep özel zamanlar oldu. Zorla değil, isteyerek yanında oldum hep. Yorulmadım mı? Çok yorulduğum zamanlar oldu. Uykusuz kaldığım günler oldu. Ancak sorumluluğum vardı. Sorumluluktan öte geçirdiğim özel anlar vardı. Bu neden ile hep evde olduğum zaman diliminde kızımla ilgilenmek benim için özel zamanlar oldu. Şimdilerde doğrularımla, yanlışlarımla öğrenmeye devam eden taze bir babayım. Son olarak bir kuvöz anısı ile bitiriyorum ve zaman ayırıp okuyan herkese teşekkür ediyorum. Bir prematüre baba anısı… Yoğun bakım ünitesinin kapısına geldik, bu sefer önce camdan bakmak istedik. Camdan baktığımızda bebeğimiz sessizce uyuyordu. Hemşire bizi gördü ve gülümsedi. Buyrun işareti yaptı başını hafif öne eğerek… İçeri girdik ve prosedür olan el yıkama, önlük giyme ve sterilize olma sonrası bebeğimize doğru yüzümüzde tebessüm ile yürüdük. Hemşire kuvözün kapağını açtı ve bebeğimiz ile aramızdaki cam kalktı gitti. Kanguru bakımına geçeceğiz dediler. Eşim hazırlanmaya gitti tekrar. Bana baktı hemşire ve kucağınıza almak ister misiniz dedi. Nasıl yani o minik bedeni kucağımda mı tutacaktım ben. Oturdum sandalyeye ve hemşirenin kızımızı alıp kucağıma vermesini bekledim. Uzattı ellerini, aldı minik Ayşe Mila’yı. Kucağıma bıraktı ve ellerime pozisyon verdi. Kucağımdaydı artık… minik elleri, ayakları ve kocaman mücadeleci kalbi ile… Kalbim yerinden mi çıkacak acaba… Bu nasıl bir heyecan, bu nasıl müthiş bir duygu…
__________________ ''Zamanın Eli Değdi Bize Artık Aynı Değiliz İkimiz de'' Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. | |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
5 Adımda Kız Babası olmak | Tanem | Aile Evlilik ve Çocuklar | 0 | 03 Aralık 2022 12:45 |
Prematüre Aşk Doğumları | Amelia | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 29 Mayıs 2014 00:18 |
Prematüre nedir? | Ecrin | Sağlık Köşesi | 0 | 15 Ağustos 2011 23:10 |
Prematüre Bebeğin Bakımı - II | PopSy | Çocuk Sağlığı | 0 | 21 Mart 2009 21:51 |
Prematüre Bebeğin Bakımı - I | PopSy | Çocuk Sağlığı | 0 | 21 Mart 2009 21:49 |