IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 21 Ağustos 2014, 18:33   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
KAYBETME KORKUSU AŞKA PERDE




Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde / Allah’tan nasıl korkmaz insan onu sevse de…” der Necip Fazıl. Sevgi ve korku birbirine uzak iki kelime gibi gözükse de çoğu zaman birbiri içine geçmiş iki duygudur.

Evlilikte sadakat ve bağlılık her zaman için önemlidir. Ama bu bağlılık zaman zaman bağımlılığa dönüşebiliyor. Bağlılık sevgi ve saygı gibi gönüllü bir durumken; bağımlılık, muhatabını baskı altına alan tutumlar olarak karşımıza çıkıyor. Evliliklerdeki bağımlılıklar daha çok eşinin sevgisini kaybetmekten korkmak şeklinde başlıyor. Sevdiklerini kaybetmek herkes için travmatik ve üzücü bir durumdur. Ancak ortada bir şey yokken eşini kaybetme korkusuna kapılmak ve hayatını bu korkuyla sürdürmek ise ciddi bir problemdir. Çünkü bu davranışlar beraberinde evliliği olumsuz etkileyen aşırı kıskançlık ve güvensizliği de getirir.

BAĞIMLILIK DEĞİL, GÖNÜLDEN BAĞLILIK

Her an ilişkisine zarar gelecek kaygısı, eşi tarafından onaylanmama endişesi ve eşinden ayrı olduğu zamanlarda güvensiz hissetme gibi duygular bağımlılığa işaret ediyor. “Onsuz olamam, onsuz bir hayatı hayal bile edemiyorum” şeklinde düşünen eş, ilişkiyi koruma adına kontrol mekanizmaları geliştirmeye başlıyor. Eşinin duygusal baskılarına maruz kalan taraf ise sürekli rapor vermeye ve sevgisini karşı tarafın istediği ölçüde zorunlu olarak göstermeye başlıyor. Böyle durumlarda sevgi göstermek bir mecburiyete dönüşürken, gönüllü bağlılıklarda azalmalar görülebiliyor ne yazık ki.

SEVGİM KORKUMDAN BÜYÜK

Evliliklerde yaşanan kontrol etme ve edilme, normalde “ilgili eş” olmanın göstergelerinden sayılır. Ama ilginin fazlası korkunun dışa vurumu olabiliyor ve bu durum çoğu zaman geçmişte yaşanan bir olayla bağlantılı gelişiyor. İrem Hanım, eşine karşı duyduğu kaybetme korkusunu şu şekilde anlatıyor: “Annemi erken yaşta kaybettim, eşimle evlendiğimde sürekli olarak onu da kaybedeceğim korkusuyla yaşadım. Benden ayrı kaldığı zamanlarda başına kötü bir şey gelecek düşüncesiyle her saat başı eşimi arayarak kontrol etmeye, eve geldiğinde sürekli sorular sormaya başlamıştım. Arkadaşlarıyla hatta ailesiyle bile görüşmesini istemez hale gelmiştim. Eşim olmadan kendimi çok çaresiz ve vasıfsız hissediyordum. Eşim ise aşırı kıskanç olduğumu söyleyerek rahatsız olmaya başladı. Ben eşime karşı aşırı ilgili davranırken onun benimle ilgilenmemesini sevgisizlik olarak görüyordum ve onu suçluyordum. Ona güvenmediğimi, bu sebeple onu sürekli takip ettiğimi düşünüyordu. Bu korkularım yüzünden eşimle büyük sorunlar yaşadık.”

Sevgi ve korku duygularının iç içe geçme halinden bahsederken zıtlık hallerine de bakmak gerekir. Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Duyguların Dili” adlı kitabında sevgi ve korku arasındaki zıtlığı şöyle izah ediyor: “Bir insanın kendisine sevgi duyduğunu hisseden kişi, onu dostu olarak kabul ederken; sevgi azlığı ‘düşmanlık’ algısına sebep olabilir. Sevginin zıddı, korkudur. Sevgi çoğaldığında korku azalır. Korku arttığında sevgide eksilme meydana gelir. Bir insanın sevdiği kişiye olan ilgisi azalmış, bunun yerini korku almış ise o kişiye duyulan sevgi gerilemeye başlar. Muhatabından zarar göreceği endişesine kapılan kişinin davranışları savunma şeklini alır.”

Sevgiyi kaybetme korkusu karşı tarafın sevgisini sürekli test etme ihtiyacını doğuruyor. Eşinin sevgisinden emin olamayan taraf, kıyaslama ve eleştiriler ile ispatlar aramaya girişiyor. Oysa ilişkinin dengesini sağlamak için öncelikle güven çizgisini korumak gereklidir. Kıyaslamalara girmek ve başkalarının hayatında gördüğünüz olumsuz örneklerin başınıza geleceğinden endişe etmek, yıpratıcı bir öngörüdür.

Korkularımız sevgimizden büyük olmamalı. Eşinizin sahibi olmaya, onu kontrol altına almaya, ona bağımlı yaşamaya çalışmak yerine; eşinizi, ailenizi hatta hayatınızı “emanet” olarak görmek, korkularınızı bir nebze de olsa giderecektir. Hem zaten sevginin içindeki korku perdesi Necip Fazıl’ın dediği gibi sevip de korkmayı, ümit ederek yaşamayı öngörür. Siz yeter ki sevginizi paylaşmaktan korkmayın…

PSİKOLOG EMRE ÖZDEMİR: GÜVENSİZLİKLERE KARŞI İLETİŞİME GEÇ!
Her duygu gibi güvensizliği yaşamak da normaldir ancak bunun ne sıklıkla ve hangi şiddette yaşandığı, kime karşı hissedildiği esas kriterdir. Bu problem hayatın tümüne yönelikse o zaman doğru şekilde güven oluşturmak için ortada güveni sarsacak gerçekçi bir tehdit olup olmadığı incelenmelidir. Realiteden uzak, fantastik düşüncelerle değil; doğru algılamalarla saptama yapmak gerekir. Bu da gerçekten güvensizlik oluşturan bir durum olup olmadığını analiz etmekle mümkündür. İnsan kendi artı ve eksilerini görüyor, önyargılarının farkına varıyor yani kendini tanıyorsa başkasından gelebilecek tehlikeleri daha doğru analiz edebilir. Bunun yanı sıra ilk izlenimde karar vermek gibi aceleci tutumlar güvensizliğe neden olur, iletişime geçmek ise güveni artırır.

Semerkand Dergisi

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Cevapla

Etiketler
aŞka, kaybetme, korkusu, perde


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
umudunu kaybetme Heavenly IF Sözlük 4 27 Ağustos 2019 09:44
Umudunu Asla Kaybetme - Onur Okalan Elysian Kitap Tanıtımları 0 23 Haziran 2014 21:04
Kaybetme Korkusu xena Aşk Doktoru 3 24 Kasım 2012 20:14
vakit kaybetme:) GirLMooN Fıkra 2 12 Haziran 2008 19:46