01 Mayıs 2008, 09:26 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Hukuki Konular Evlilikle İlgili Hukuki Konuları Bu ßaşlık Altında Paylaşabilirsiniz. Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır. Eşler, mal rejimi sözleşmesi ile kanunda belirlenen "Mal Ayrılığı Rejimi", "Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi" ve "Mal Ortaklığı Rejimi" nden birini de kabul edebilirler. Mal rejimi sözleşmesi: Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar mal rejimini ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilir. Tarafların mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Evlenme başvurusu sırasında da hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak bildirebilirler. Mal rejimi sözleşmesinin gerektiğinde yasal temsilcilerce de imzalanması zorunludur. Evlendirme memurları, evlenecek olan kadın ve erkeği seçmiş oldukları mal rejimini beyana davet etmek zorunda değildir. Evlenecek olanların mal rejimine ilişkin seçimini bildirmemeleri evlendirme işleminin yapılmasına engel teşkil etmez. Evlendirme memurları evlenecek olan kişilerin yasal mal rejimi yerine seçimlik rejimlerden birini seçmiş olmaları halinde bu yöndeki seçimlerini kabul edebilirler. Evlendirme memurları, evlenecek kişilerin yasal mal rejimi ile ilgili yasadaki düzenlemelere ya da seçimlik rejimlerden birini seçmelerine rağmen seçimlik rejimde yasadaki düzenlemelerden farklı anlaşmaları kabul edemez. Evlenecek olan kişiler bu konularda ancak notere gidebilirler. Evlenecek kişilerin seçimlik mal rejimine belgelerini ibraz etmeleri halinde, varsa bunu düzenleyen veya onaylayan makamın, tarih ve sayı bilgileri de olmak üzere, evlenme kütüğünde bu iş için ayrılmış olan alana yazılır. Yasal Mal Rejimi: Edinilmiş Mallara Katılma rejimidir. Seçme Hakkı: Eşler mal rejimi sözleşmesiyle Kanunda belirtilen diğer rejimlerden birini seçebilirler. Şu kadar ki, taraflar istedikleri mal rejimini ancak Kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler. Ne zaman yapılabilir: Mal rejimi sözleşmesi evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Yani taraflar nişanlı iken dahi sözleşme yapabilirler. Sözleşme Yapabilme Ehliyeti: Ayırt etme gücüne (temyiz gücüne) sahip olanlar tarafından yapılabilir. Küçükler ve kısıtlılar yasal temsilcilerinin rızasını almak zorundadırlar. Bilindiği gibi, kısıtlı evli dahi olsa yasal temsilcisinin rızası gerekecek, küçüğün, evlenme öncesi yapacağı mal rejimi sözleşmesinde yasal temsilcisinin rızası aranacak, ancak evlendiği zaman T.M.K. 11. inci maddesinin ikinci fıkrasına göre ergin olacağı cihetle, evlilik aşamasında yapacağı mal rejimi sözleşmesi için böylesi bir rıza aranmayacaktır. Sözleşmenin Şekli: Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Mal rejimi sözleşmesinin taraflarca ve gerektiğinde yasal temsilcilerince imzalanması zorunludur. Sözleşmenin ayrıca mahkemenin tasvibine sunulmasına gerek bulunmamaktadır. EVLENME EHLİYETİ VE ŞARTLARI Evlenebilmek için aşağıdaki şartları taşımak gereklidir. 1. Reşit olmak: 18 yaşını doldurmuş erkek ve kadın kendi rızaları ile evlenme ehliyetine sahiptir. Ana baba rızası ile evlenmelerde kadının ve erkeğin 17 yaşını bitirmesi gerekir. Beyanın arkasına ebeveyn/vekil onayı alınmalı ve imza, noter, resmi daire ya da muhtar tarafından onanmalıdır. Ana veya babadan biri ölü ise bu durum yine yukarıdaki tasdik yetkisine sahip kurumca belirtilmeli ve beyanın arkasında bulunan rıza belgesi bölümüne yazılmalıdır. 17'yi bitirmemiş çocukların evlenmesinde yetkili mahkemeden 88. madde kararı alınır ve yine ana baba rızası alınarak yetkili kurumca rıza belgesi eklenerek onanır. Ancak; ayırt etme gücüne sahip olmayanlar ile on beş yaşını dolduran küçükler, mahkemece reşit kılınsa dahi evlenemez. Hakim, haklı sebep olmaksızın evlenmeye izin vermeyen yasal temsilciyi dinledikten sonra, bu konuda başvuran küçük ve kısıtlının evlenmesine izin verebilir. Boşanmış anne babanın reşit olmayan çocuklarının evliliğinde vekaleti alan taraf (anne veya baba) çocuğun evlenmesine vekalet eder). 2. Mümeyyiz olmak (Sağlık durumunun, akli şuurunun yerinde olması, zührevi ve bulaşıcı hastalık taşımaması gerekmektedir) 3. Yakın akraba olmamak. Kardeşler arasında, amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında, Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin usul veya füru'u arasında, Evlat edinen ile evlatlığın veya bunlardan biri ile diğerinin füru'u ve eşi arasında, evlenme yapılamaz. 4. Evli olmamak Nüfus kaydına göre evli görünen bir kimse yeniden evlenemez. Müracaat sırasında, önceki evliliğin ölüm, boşanma veya evliliğin herhangi bir sebeple mahkeme kararı ile son bulmuş olması halinde, evlenme engeli ortadan kalkar. Ancak buna rağmen, bu durum aile kütüklerine tescil edilmedikçe yeniden evlenme akdi yapılamaz. 5. Kadın için kanuni bekleme süresinin dolmuş olması (dul gelin adayları için): Kadınlarda boşanma varsa boşanma tarihi kesinleşme tarihine göre hesap edilerek beyana yazılır. Ancak kadın 300 günlük süre dolmadan önce doğum yaptığı veya mahkemece bu sürenin kısaltılmasına veya kaldırılmasına karar verildiği takdirde, kadın için bekleme süresi ortadan kalkar. 6. Kazai evlenme yasağı bulunmamak. 7. Zührevi ve bulaşıcı hastalığı bulunmamak | |
|
04 Mayıs 2008, 18:35 | #2 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Hukuki Konular Medeni Kanunumuzda dört mal rejimi yer almaktadır; 1- Mal ayrılığı rejimi (madde 242) 2-Edinilmiş mallara katılma rejimi,(madde 218) 3-Mal ortaklığı rejimi (madde 256) aa) Sınırlı mal ortalığı bb) Edinilmiş mallarda ortaklık 4-Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi ( madde 244) ---------- Mal rejimi; 1- Evliliğin iptali ile 2- Ölümle 3- Boşanma ile sona erer. ---------- Yasal Mal Rejimi olan #8220;Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi#8221; İki çeşit mal vardır: A) Kişisel Mallar : aa) Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, bb) Tarafların emek vermeden sahip oldukları mallar cc) Tarafların evlenmeden ÖNCE sahip oldukları mallar dd) Mânevi tazminat gibi tarafların alacakları, ee) Kişisel malların yerine geçenler Tarafların aralarında #8220;kişisel mal#8221; olarak kabul edileceğini karalaştırdıkları mallardır. B) Edinilmiş Mallar: aa) Tarafların evlenmelerinden başlayarak emekleri karşılığında edindikleri mallar bb) Sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler cc) Çalışma gücünün kaybı nedeni ile ödenen tazminatlar dd) Kişisel malların gelirleri ee) Edinilmiş malların yerine geçen değerler. |
|
04 Mayıs 2008, 18:44 | #3 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Hukuki Konular Mal ortaklığı 2 şekilde incelenir. Bunlar; 1- Ortak mallar. 2- Kişisel mallardır. ---------- Mal rejimi sözleşmesi; Noter aracılığıyla çiftler arasında yapılır. Konu aSsLı tarafından (04 Mayıs 2008 Saat 18:49 ) değiştirilmiştir. |
|
04 Mayıs 2008, 19:25 | #4 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Hukuki Konular Aile Konutu Şerhi a) Tanım ve Açıklama Aile konutu, ailenin devamlı olarak ikametine ayrılan konuttur. Medeni Kanunun 19. Maddesinde aile konutunun bulunduğu yere "yerleşim yeri" adı verilmiştir. Buna göre; yerleşim yeri, bir ailenin sürekli kalmak niyetiyle oturduğu yerdir. Aile konutu şerhi hususu 2002/7 nolu genelgede ayrıntılı olarak açıklanmıştır. b) İstenen Belgeler 1) Konutun, aile konutu olduğunu kanıtlayan muhtarlık ve varsa apartman yönetiminden alınmış belge, 2) Gerektiğinde taşınmaz malın şerhi talep edilen taşınmaz mal ile aynı olduğunun kadastro müdürlüğünce tespit edilmesi, 3) İstemde bulunan eşin, tapudaki malikin eşi olduğuna dair nüfus kayıt örneği veya evlenme cüzdanı. 4) Taraf/Tarafların fotoğraflı nüfus cüzdanı, pasaport veya avukat kimliği ile vesikalık fotoğrafları, T.C. Kimlik ve vergi numarası, 5) İşlem taraflarında temsilci sıfatıyla katılan var ise, temsile ilişkin belge. c) İstem Belgesinin Yazım Örneği Yukarıda nitelikleri yazılı taşınmaz malın maliki/hissedarı bulunan ..... ......' ekte sunduğum Nüfus Kayıt Örneğinden de anlaşılacağı üzere eşimdir. Yine ekte sunduğum Çankaya ilçesi, Anıttepe Mahallesi Muhtarlığından aldığım ../../2002 tarihli Yerleşim Yeri (İkametgah) Belgesinden de anlaşılacağı üzere bu taşınmaz malı aile konutu olarak kullanmaktayız. Bu itibarla, Medeni Kanunun 194. Maddesi uyarınca tapu kütüğüne aile konutu şerhi verilmesini arz ve talep ederim. d) Tapuya Tescil Örneği Tapu kütüğünün şerhler sütununa aşağıdaki şekilde şerh verilir. Tasarruf yetkisi kısıtlanmış olacağından malik olan eşin haberi olmadan işlenen "Aile Konutudur" şerhi malik eşe tapu sicil müdürlüğünce bildirilir. (M.K.1019) Örnek: Aile konutudur. Tarih-Yev. e) İşlemin Mali Yönü Aile konutu şerhinin tapu kütüğüne yazımı ve şerhin terkini için her hangi bir harç veya ücret alınamaz. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
|
04 Mayıs 2008, 19:38 | #5 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Hukuki Konular EVLENME EHLİYETİ A. Ehliyetin koşulları I. Yaş MADDE 124.- Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez. Ancak, hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir. II. Ayırt etme gücü MADDE 125.- Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez. III. Yasal temsilcinin izni 1. Küçükler hakkında MADDE 126.- Küçük, yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez. 2. Kısıtlılar hakkında MADDE 127.- Kısıtlı, yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez. 3. Mahkemeye başvurma MADDE 128.- Hakim, haklı sebep olmaksızın evlenmeye izin vermeyen yasal temsilciyi dinledikten sonra, bu konuda başvuran küçük veya kısıtlının evlenmesine izin verebilir. B. Evlenme engelleri I. Hısımlık MADDE 129.- Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır: 1. Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında, 2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında, 3. Evlat edinen ile evlatlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında. II. Önceki evlilik 1. Sona erdiğinin ispatı a. Genel olarak MADDE 130.- Yeniden evlenmek isteyen kimse, önceki evliliğinin sona ermiş olduğunu ispat etmek zorundadır. b. Gaiplik durumunda MADDE 131.- Gaipliğine karar verilen kişinin eşi, mahkemece evliliğin feshine karar verilmedikçe yeniden evlenemez. Kaybolanın eşi evliliğin feshini, gaiplik başvurusuyla birlikte veya ayrıca açacağı bir dava ile isteyebilir. Ayrı bir dava ile evliliğin feshi, davacının yerleşim yeri mahkemesinden istenir. 2. Kadın için bekleme süresi MADDE 132.- Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez. Doğurmakla süre biter. Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hallerinde mahkeme bu süreyi kaldırır. III. Akıl hastalığı MADDE 133.- Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbi sakınca bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler. |
|
24 Mayıs 2008, 01:09 | #6 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Hukuki Konular BOŞANMA A. Boşanma sebepleri I. Zina MADDE 161.- Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış MADDE 162.- Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. III. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme MADDE 163.- Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir. IV. Terk MADDE 164.- Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hakim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hakim, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz. V. Akıl hastalığı MADDE 165.- Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir. VI. Evlilik birliğinin sarsılması MADDE 166.- Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. ********************* B. Dava I. Konusu MADDE 167.- Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir. II. Yetki MADDE 168.- Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. III. Geçici önlemler MADDE 169.- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır. C. Karar I. Boşanma veya ayrılık MADDE 170.- Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hakim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Dava yalnız ayrılığa ilişkinse, boşanmaya karar verilemez. Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir. II. Ayrılık süresi MADDE 171.- Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar. III. Ayrılık süresinin bitimi MADDE 172.- Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer. Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur. IV. Boşanan kadının kişisel durumu MADDE 173.- Boşanma halinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hakimden bekarlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir. Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hakim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. Koca koşulların değişmesi halinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir |
|
Etiketler |
hukuki, konular |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
İşletmenin hukuki sorumlulukları | Burce | Ödev ve Tezler | 0 | 05 Haziran 2014 16:42 |
Hukuki pozitivizm | InTheDarK | Felsefe | 0 | 18 Mayıs 2012 22:20 |