IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 05 Aralık 2012, 19:27   #1
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Çocuğunuz Kız mı Erkek mi Olsun?




Çocuk ve anne sağlıklı olsun da ister kız, ister erkek hiç fark etmez!" düşüncesi her zaman vardır. Buna rağmen çocuğun cinsiyeti konusunda gönüllerdeki yatan beklentiler bitmiş değil. Peki bu konuda siz ne dersiniz?
Çocuğun daha doğmadan önce cinsiyetinin belirlenmesi isteği insanlık tarihi kadar eski bir konudur. Ne de olsa; eski çağlardan bu yana belirli dönemlerde bazı cinsiyetlerin ön planda olduğu medeniyetler ortaya çıkmış. Arabistan' da kız doğan bebeklerin diri diri toprağa gömüldüğü, Amazonların kadın egemenliği, tarih kitaplarının sayfalarından ilk aklımıza gelenler. Bir medeniyet anaerkil, bir başkası erkek hükümranlığı. İş böyle olunca da çocukların daha doğmadan anne karnında cinsiyetlerin belirlenmesi isteği de o günlerden bu yana süregelmiştir.
Geçen zaman içinde düşüncelerde erozyona uğruyor! Tarih sayfalarında yok olan ve gelişen, büyüyen medeniyetlerle dolu. daha düne kadar bırakın cinsiyet belirlemeyi, anne karnında büyüyen bebeğin kız mı? yoksa erkek mi? olduğunu tam olarak kestirmek mümkün değildi. Tabii bu yolda çabalar, çalışmalar hiç bitmedi. Amaç baştan belli; Kesin sonuca ulaşmak.
İnsanda toplam 46 tane kromozom bulunuyor. Bunlardan iki tanesi cinsiyeti belirliyor. Erkeğin spermleri 23 ve bir tane X yada Y (bunlar yüzde olarak yarı yarıya dağılmıştır) kromozomu, kadın yumurtasında ise 23 ve bir tane X kromozomu (yumurta her zaman X kromozomu taşır) bulunuyor. Böylelikle sperm ve yumurta birleştiğinde, 46 tane kromozom meydana geliyor. Çocuğun cinsiyetinin dişi olabilmesi için X, erkek olabilmesi içinse Y kromozomunun yumurtayı döllemesi gerekiyor. Başka bir deyişle, çocuğun cinsiyetini spermlerdeki kromozom belirliyor. Cinsiyet belirlemesinde kadın yumurtasının hiçbir rolü yok. Ancak rahmin bazı spermleri seçmesinin mümkün olduğu söyleniyor. Ayrıca cinsiyet oluşumu döllenmeden hemen sonra gelişiyor ve bu aşamadan itibaren cinsiyet üzerinde hiçbir değişiklik yapılamıyor. Cinsiyetin oluşum mekanizmasında, kadın organlarının gelişmesine paralel olarak bir meyil yaşanıyor. Y kromozomu cinsiyeti etkileyen bazı faktörleri içinde barındırıyor. Bu faktörlerin açığa çıkardığı maddeler de kadın organlarının gelişimini baskılıyor ve böylece embriyonun cinsiyeti erkeğe dönüşüyor.
Püf noktası "yumurtlama dönemi" nde yatıyor. X ve Y kromozomu taşıyan spermler yapı bakımından birbirinden farklı nitelik taşıyor. Örneğin, X kromozomlu sperm diğerine göre çok az iri; hareketleri daha ağırdır. Fakat Y kromozomlu sperm daha hızlı olduğu için enerji depoları daha çabuk tükeniyor. Bu noktada genellikle erkek kromozomlu spermlerin daha çabuk öldükleri söyleniyor. Ancak bu bilimsel olarak kanıtlanmış değil. Çünkü bunun saptanabilmesi için öncelikle vajina da hareket eden spermlerin hangi cinsiyet kromozomlarına sahip olduklarının mikroskop altında incelenmesi gerekiyor ki, bu işlem hiç de zannedildiği kadar kolay değil.
Bilim dünyasından gelen bazı yorumlara bakacak olursak, spermlerin morfolojik özellikleri göz ününde bulundurularak ve yumurtlama dönemi hesaplanarak bebeğin cinsiyeti belirlenebiliyor. Buna göre; yumurtlama, adetten ortalama 14 gün sonra (bu süre değişebiliyor) meydana geliyor. Eğer kadın hemen yumurtlama döneminde ilişkiye giriyor ve diğer günler eşiyle birlikte oluyorsa erkek; yumurtlamadan birkaç gün önce ve sonra ilişki yaşıyorsa, kız çocuğu sahibi olma olasılığı artıyor. Çünkü yukarıda da belirttiğimiz gibi yumurtlamadan önce spermler rahim yoluna girdiğinde erkek kromozomlu spermlerin enerji depoları bir süre sonra tükeniyor ve ağır ama daha dayanıklı dişi kromozomlu spermler yumurtayı döllüyor. Bunun tam tersi, yani yumurtlama döneminde birleşme yaşandığında, Y kromozomlu spermler hızlı hareketleriyle X kromozomlu spermleri geçiyor ve bir erkek çocuğunun doğmasını sağlıyor. Bu teori çoğu kişi tarafından savunulsa da, günümüze kadar tam olarak bilimsel bir dayanak bulmuş değil. Yine de bu tekniğin, istenilen sonuca ulaşmayı %65-70 oranında arttırdığı iddia ediliyor.
Ne mutludur ki, günümüzde %100 sonuç veren cinsiyet belirleme yöntemleri de bulunuyor. Ancak, bu yöntemlerin uygulanması etik (ahlaki) nedenlerle bütün dünyada yasak. Bazı doktorlar, cinsiyet belirlemede en kesin sonucu tüp bebek yönteminin verdiğini söylüyor ve ekliyor; "Bizler böyle bir yöntemi, sadece bazı kalıtsal olan ve çocuğu büyük bir risk altına sokan hastalıklarda uyguluyoruz demektedir. Örneğin; hemofili hastalığı sadece erkekte oluşuyor ve ciddi sorunlara yol açıyor. Hemofili taşıdığını bilen bir kadın doktora başvurduğu takdirde doğacak çocuğun erkek olmamasını sağlayabiliyor."
Bebeğin cinsiyetini belirlemek isteyen aileler, hem tüp bebek maliyetini karşılamak zorunda kalıyor hem de bebeğin oluşumu için yüzde yüz garanti alamıyorlar. Bir anlamda tüp bebek yaptırmış sayılıyorlar da denilebilir. Bu yöntem sadece labaratuvar koşullarında uygulanabiliyor. Doktorlar; "Bu yöntem, tüp bebek uygulamasında kromozomları bozuk bebeklerin annesinde sorunlara yol açmaması için yapılıyor" diyor. Uygulama için yumurta kanalından birkaç tane olgunlaşmış yumurta hücresi alınıyor ve erkek spermiyle döllendiriliyor. Döllenen bu yumurtalar sekiz hücreye bölünüyor. bölünen bu embriyolardan birer tane hücre örneği alınarak embriyo biyopsi) özel mikroskop altında kromozomları inceleniyor. Bu hücre sayesinde embriyonun sadece cinsiyeti değil, bütün genetik yapısı da anlaşılabiliyor. Hücrelerin kromozomları araştırıldıktan sonra istenen cinsiyetteki embriyo anne rahmine yerleştiriliyor. Embriyodan bir hücrenin alınması, ona hiçbir zarar vermiyor. Ve bu yönteme "preimplantasyon genetik (PGD) tanı" deniyor.
PGD metodunun dışında, uygulanabilen başka yöntemlerde var. Ancak bunlar garantili neticeler vermiyor. Bunlardan biri; spermlerin belirli bir işlemden geçirilerek, X ve Y kromozomuna göre ayrıştırılması işlemi olan Ericsson yöntemi. Daha sonra bu spermler, aşılama denilen "inseminasyon" yöntemiyle birbirinden bir kez daha ayrılıyor. Bu yöntem 1980' li yıllarda Ericsson adında bir kişi tarafından ortaya çıkarıldı. Burada spermler jöle şeklinde özel bir sıvının içine konuluyor. Bu maddenin 90, 70 ve 50 gibi çeşitli fraksiyonları var. Spermler büyüklük ve ağırlıklarına göre bu maddenin içinde aşağıya doğru inmeye başlıyor. Değişik yoğunluktaki katmanlarda X ve Y kromozomu içeren spermler tutuluyor. İddiaya göre burada her katmanda ayrı cinsiyet kromozomu taşıyan spermler bulunuyor. Uzmanlar bu bilinçle istediği kromozomu taşıyan spermi alarak, bununla yumurtayı dölleyebiliyor. Ericsson yönteminin %70 oranında doğru sonuç verdiği söyleniyor. Ancak çoğu zaman, bu yöntemin aslında savunulduğu kadar etkili olamadığını da vurguluyor. Özellikle Amerika' da veteriner çevrelerinde 90' lı yıllardan beri uygulanan bir başka yöntem daha var. Buna göre spermler özel bir cihaza yerleştiriliyor. Hassas bir yapıya sahip olan bu alet, spermler arasındaki X ve Y boyut farkını renklerle seçip ayırıyor. Ayırma işlemi ortalama %90-95 oranında kesin sonuç verebiliyor. Bunun insan spermi üzerinde uygulanmasını güçleştiren nokta, hayvan spermlerinin üzerindeki X ve Y kromozomlarının insanınkine oranla daha belirgin olmaları. Döllenme işlemi ise bir enjektörle yapılıyor. Ancak burada yine tüp bebek uygulamasıyla dölleme yapılıyor ve yüzde yüz hamilelik sağlanamaya biliyor. Tüp bebek uygulamasında bebeğin oluşma oranı %40-45 arasında değişiyor. Ancak hamileliğin sonlanıp, bebeğin eve götürülme oranı en fazla %30' larda kalıyor.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
Cevapla

Etiketler
Çocuğunuz, erkek, kız, mi, , olsun


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Çocuğunuz başarılı bir sporcu olsun ister misiniz? Lady Aile Evlilik ve Çocuklar 0 11 Eylül 2012 01:20
Bİr Nefeslİk Ömrüm Olsun Sende...Sadece Bir Hasretlik Yerim Olsun Yüreğinde... PauL Aşk ve Sevgi Köşesi 0 16 Kasım 2011 15:25
Çocuğunuz beceriksiz olsun istemiyorsanız... Ecrin Çocuk Sağlığı 0 17 Ağustos 2011 13:26
Göğsünüz nasıl olursa olsun sizin havanız yerinde olsun YapraK Güzellik, Sağlık ve Bakım Önerileri 0 13 Eylül 2009 04:44