IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 16 Temmuz 2012, 13:03   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Çocuğum Benim Yaşadığımı Yaşamasın





ÇOCUĞUM BENİM YAŞADIKLARIMI YAŞAMASIN" DERKEN...

Çocuk sevgi gördüğü kadar sevgi gösterebilmeyi, güven duyduğu kadar güvenebilmeyi, bakım gördüğü kadar bakım gösterebilmeyi, kabul edildiği oranda kabul etmeyi öğrenir. Herhangi bir sebeple (ölüm, hastalık, olumsuz ve zor hayat şartları, vs.) anne babası çocuğunun temel ihtiyaçlarını yeterli oranda karşılayamadığında ya da çocuğuna fiziksel ve/ya sözel şiddet uyguladığında, çocuğuna ilgilenilmediğine, önemsenmediğine, sevilmediğine, kabul edilmediğine ve değersiz olduğuna dair mesajlar verdiğinde, çocuğun kimlik duygusu ve güvenli bağlanma becerisi hasar alır. Kimliğine ve bağlanma şekillerine dair yaşadığı bu olumsuz deneyimler ise gelecekte çocuklarıyla kuracağı ilişkilerde tekrarlanır. Bu tekrarlanmaların iki ucu bulunur ve aslında her iki uçta da aynı eksiklikler harekete geçer.

Birinci uçta, kişi bir insana sevgiyle bağlanabilme kapasitesini geliştirememiştir. Bakım vermeyi, ilgi ve şefkat göstermeyi, gerçek anlamda yakın olabilmeyi, olumsuz durumlarla sağlıklı şekilde baş edebilmeyi öğrenememiştir. Bir tek kendine güvenebileceğini öğrenmiştir yine de birçok durumda kendini güvensiz, yetersiz, beceriksiz ve yalnız hisseder. Bu durumda kişi çocuğunun ihtiyaçlarını fark etmekte, bu ihtiyaçları uygun şekilde karşılamakta, çocuğuyla yakınlık kurabilmekte, sevgi ve ilgi göstermekte yetersiz kalır. Çocukluğunda yaşayamadıkları, çocuğuna da yaşatamadıkları haline gelir. Çocukluğunda yaşadıkları ise tam da çocuğunun yaşadıkları olur.

İkinci uçta ise kişi çocukluğunda yaşayamadıklarını kendi çocuğuna yaşatabilmek için insanüstü çaba sarf eder. Mükemmel bir anne ya da baba olabilmek için uğraşır. Anne babasından görmeyi isteyip de göremediklerini çocuğuna gösterebilmek, almayı isteyip de alamadıklarını çocuğuna verebilmek, çocukluğunda yaşadıklarını çocuğuna yaşatmamak hayatının amacı olur. Çocuğunun yüzünde en ufak bir mutsuzluk izi görmeye dayanamaz. Çocuğunun mutsuz olduğu her an, kendi çocukluğunda yaşadıkları canlanır. Çocuğunun yüzünde kendi mutsuz çocukluğunu görür. Çocuğunun yaptığı her olumsuz eleştiride, anne-babasına benzediğine dair kaygılar alevlenir. Bu noktada çocuğunun başkalarıyla kurduğu tüm ilişkileri de kontrol etmeye çalışır. Kontrol etme çabalarında eşine, çocuğunun arkadaşlarına, arkadaşlarının anne babalarına, öğretmenlerine fazlasıyla müdahale eder. Bütün bunların sonunda çocuğuyla ilişkisi açılır; çocuğu tarafından olumsuz bir ebeveyn modeli olarak algılandığını fark eder.

Aslında bu kişinin iyi niyetli uğraşlarında yaptığı en önemli hata, çocuğunun gerçek ihtiyaçlarını fark edememekten ve bu ihtiyaçları uygun bir şekilde karşılayamamaktan kaynaklanır. Bu kişi kendi çocukluğundaki hasarları, çocuğuna verdikleri yoluyla kapatmak uğraşındadır. Tam tersi şekilde davranıyor gibi görülse de, tıpkı kendi anne babasının başaramadığı gibi, o da çocuğuna yeterince iyi bir anne-baba olmayı başaramaz.

İşin doğrusu, normal şartlarda hiçbir anne baba çocuğunun hiç bitmeyen ve sürekli değişen ihtiyaçlarını tam ve mükemmel bir şekilde karşılayamaz. Çocuğuna sevgi, ilgi, şefkat ve özen gösterir ancak çocuğunun gelişiminde bazı yaraların oluşmasını engelleyemez. Tıpkı kendi anne babası gibi o da çocuğuyla ilişkisindeki bazı alanlarda daha başarılı, bazı alanlarda daha başarısız olur. Her ebeveyn gibi, kendi ebeveynlerinden gördüğü olumsuz özellikleri kendi çocuğuna yaşatmamak için elinden gelen iyi niyetli çabayı gösterir. Aynı şekilde, her anne baba gibi, ebeveynlerinden gördüğü olumlu özellikleri kendi ebeveyn oluş tarzına ekleyebilmek için uğraşır. Buna rağmen her anne baba gibi hayatının bir yerinde çocuğu tarafından yetersizlikle suçlanmaktan kurtulamaz. Kaçınılmaz olarak çocuğundan “ben büyüyünce asla sizler gibi anne babalar olmayacağım” sözlerini işitir.

Sonuç olarak; kişi kendi anne babasıyla kurduğu ilişkilerin çocuğuyla ilişkisine gereğinden fazla bulaşmasını engelleyebilirse, çocuğunu duyabilecek kadar iyi bir dinleyiciyse, çocuğuyla açık, içten ve doğal bir ilişki kurabildiyse yeterince iyi bir anne baba olmuştur. Bu durumda da elbet günün birinde çocuğundan “ne kadar iyi bir anne-baba oldunuz bana; sizinle gurur duyuyorum” sözlerini de işitecektir.

SEÇİL ÖZBEKLİK, Uzman psikolojik danışman





 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Cevapla

Etiketler
benim, Çocuğum, yaşadığımı, yaşamasın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ölürse benim çocuğum, sana ne oluyor Che Haber Arşivi 5 09 Nisan 2020 16:37
Benim çocuğum yapmaz. Desmont IF Sözlük 2 17 Ekim 2019 18:56
Kılıçdaroğlu: Bayrak yakan bu ülkede yaşamasın Seth Haber Arşivi 0 09 Ekim 2014 09:36
Çocuğum mu Şımarık Yoksa Benim Ondan Beklentim mi Çok Düşük Liaaa Çocuk Sağlığı 0 14 Haziran 2012 03:11
Benim Çocuğum:İstanbul Live Zen Kültür ve Sanat 0 05 Nisan 2012 21:13