Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Aşık olmanın kadınların genetik yapısını değiştirdiği ortaya çıktı.
Los Angeles’taki California Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, sırılsıklam aşık olmak, takıntılı düşünme ve çarpıntı gibi fiziksel tepkiler arasındaki ilişkiyi göz önünde bulundurarak, aşkın insan fizyolojisinde yol açtığı değişimi inceledi.
Araştırmacılar, sevginin insan genomu üzerindeki etkisini anlamak için yeni bir ilişkiye başlamış 47 kadından iki yıl boyunca aldıkları kan örneklerine baktılar.
The Sunday Times gazetesinde yer alan çalışmaya göre bilim insanları, yeni bir romantik ilişkinin yalnızca fizyolojik değişime yol açmadığını, aynı zamanda genlerde virüslerle savaşan bir protein olan interferon üretimini de sağladığını keşfetti.
İlişki süresince vücuttaki interferon seviyesindeki değişimi inceleyen araştırmacılar, ayrılık halinde interferona bağlı olarak gen ifadesinde azalma olduğunu da gözlemledi.
Aşık olmanın psikolojik açıdan insan hayatının en güçlü deneyimlerinden biri olduğunu belirten araştırmacılar, bunun interferon seviyesini düzenlediğini de ortaya koydular.
“Bu durum, doğuştan gelen bağışıklık sisteminin viral enfeksiyonlara karşılık vermesiyle tutarlılık gösteriyor” açıklamasını yapan grup, romantik bir ilişkinin kadınlarda yalnızca psikolojik açıdan değil fiziksel olarak da değişime neden olduğunu söyledi.
Araştırmaya katılan bilim insanları, “Aşktan kaynaklanan fizyolojik değişikliklerin, ilişki ilerledikçe azalabileceğini gösteren bazı araştırmalar var. Aşkın biyolojik bağı, istikrar kazanmış uzun süreli ilişkilerde azalabilir” ifadelerini kullandı.
İnterferondaki artışın nedeni bilinmezliğini korurken, araştırmacılar bu proteinin kadınların vücudunu hamilelik sürecine hazırlayan bir etken olabildiğini, bu nedenle erkeklerin aşık olduklarında geçirecekleri genetik değişimin kadınlarınkinden farklı olabileceğini vurguladı.
Bilim insanları ayrıca, elde ettikleri bulguların, yeni aşık olmuş erkeklerde DNA’dan RNA’ya genetik bilgi aktarımında (transkripsiyon) değişiklik olup olmadığını araştırmak açısından da oldukça önemli olduğunu ifade etti.