Düzenli olarak besleyin. Yemek yemenin hamile kadınlar için önemli olduğunu herkes bilir. Ancak konunun yabancısı olanlar, zamanın ne kadar kritik olduğunun farkına varamayabilirler. Önemli olan şu: partneriniz aç olduğunu söylüyorsa, bu konuda ciddidir. Kadını acilen besleyin, yoksa sizi yer. “Acıktım.”, bir saat sonrası için yaptığınız yemek planlarını dört gözle beklediği anlamına değil, yola çıkmadan önce ona atıştırmalık bir şeyler vermeniz gerektiği anlamına gelir.



Yiyecek, sizin olanlar aslında onundur. Onunkiler sınırsızdır. Büyük bir ihtimalle birkaç yıldır evli ya da birliktesiniz. Bu yüzden tüm o birliktelik, bir hayatı paylaşma sözlerine tüm kalbinizle inanıyor olmanız anlaşılabilir bir durum. Durumun bir kısmı hala geçerliyken, yiyecek söz konusu olduğunda akan sular durur. Kenara koyduğu ya da aslında sizin olan ancak bir şekilde sahiplendiği yiyeceğini yeme gafletinde bulunacak olursanız, sizi keser. Fiziksel olarak değil belki, ancak derinizi yüzmeyi bitirdiği zaman basit bir bıçak yarasını tercih edeceksiniz.




Kilo almaya hazır olun. Konuların genelde yemek konusunda olduklarını fark ettiniz, değil mi? Hata yapmıyorsunuz. Nihayetinde bir noktada aşermeye başlayacak. Neyin aşermiş olursa olsun, sizin alacağınız kilolar, hamileliğin pek de bilinmeyen bir yan etkisi. Evet, erkekler de kilo alırlar. Bu durum, partnerlerinizin aşermelerine kaçınılmaz bir şekilde eşlik etmenizden kaynaklanıyor.




Aldığı kilolar hakkında yorum yapmayın. Hamile kadınlar kilo alırlar. Karınızın şirin göbeği hakkında yorum yapmanın bir sakıncası olmadığını düşünebilirsiniz. Aklınızdan bu durumun tabiatın işleyişiyle ilgili olduğu, bundan daha güzel bir şey olamayacağı gibi şeyler geçirebilirsiniz. Ancak bunları iki, üç kere dile getirdikten sonra alacağınız yanıt “şişman olduğumu söyleyip durma. Biliyorum zaten. Söylemene ihtiyacım yok” gibi bir şey olacaktır. Sizin gözünüzde ne kadar güzel olduğunun ve kilo almasının normal olduğunun hiçbir önemi yok.




“Hamile kafası” denen şey gerçekten var. Kulağa bir tür medya söylemi gibi geliyor. Ancak değil. Hamile kafası gerçek bir şey. Başında duran gözlüklerini araması gibi günlük vakalarla başlar, 5° derece havada balkon kapısını açık bırakmasıyla devam eder. Garip.




Hoşça kal mizah anlayışı... İyi haber: artık bir bebeği var. Kötü haber: hem bebek hem de mizah için yeterli yeri yok. Zeki, neşeli bir adamsanız, başınız dertte. Maalesef, hamile karınız, küçük parazitini taşırken özgün mizah anlayışınızı onaylamayabilir.




----e de elveda deyin. Burayı dikkatli okuyun – cinsel olarak yıkılmak üzeresiniz. İlk üç ay en kötüsü olacak. Karınız büyük değişimler yaşayacak ve berbat hissedecek. Her sabah kusmamak için elinden geleni yapacak – yani ilgi, sevgi beklediğinizin farkında bile olmayacak. Tek umut ışığınız hamilelik boyunca ---- yapabileceğiniz iki kısa dönem. Hamileliğin ikinci, üç aylık döneminde cinsel dürtülerinin geri döneceği bir-iki haftalık bir dönem var. Bunun tadını çıkarın, çünkü hamileliğin son anlarına kadar tekrarlanmayacak.




Evet, göğüsleri büyüdü, hayır, onlara dokunamazsınız. Bir kadının karnında çocuk taşıması, çok güzel bir şey. Sürekli duyduğunuz o “hamile kadın ışığı” gerçekten var. Saçları, elleri, parmakları, her şeyi… Ve tabi ki göğüsleri. Tek bir probleminiz var, o da şu: onlara dokunmanız kesinlikle yasak!




Yerinizi yastıklar alacak. Siz de bir yatağa tonlarca para yatırdınız mı? Ya da bin tane melek masaj yapıyormuş gibi hissettiren yastıklara? Rahat bir kanepe de almış olmanız iyi olurdu; çünkü hamileliğin bir kısmı boyunca yatacağınız yer orası. Bunun sebebi, karınızın gittikçe daha çok yer kaplıyor oluşu değil. Yastıklar! Evet, doğru. Hamilelik ilerledikçe sizin varlığınız gereksizleşirken, yataktaki 37 yastık, özellikle geceleri vazgeçilmez partnerler haline gelir.




Ona camdan yapılmış gibi muamele etmeyin. Birçok erkek, genel olarak partnerlerine karşı korumacı davranır. Ancak, partneriniz karnında bebeğinizi taşıdığı zaman, bu korumacı içgüdü bir anda birkaç seviye birden atlar. Kapıları açmasına, poşetleri taşımasına, ağır şeyleri kaldırmasına vs. engel olmaya çalışırsınız. Nedendir bilinmez, bu durum damarına basar ve camdan yapılmadığını, prenses olmadığını haykırmaya başlar. Yani ne yapsanız kabahatli çıkarsınız.




Hamile kadınlar tembel olur. İşte bu çok dokunaklı. Sonuçta içlerinde yeni bir hayat taşıyorlar. Bu hayatı barındırabilmek adına vücutları genişliyor, esniyor, birçok değişime uğruyor. Ancak bu durum gerçeği değiştirmiyor. Hamile kadınlar tembeldir!




Şikâyet edemezsiniz. Listedeki tüm maddeler mi? Karınızla bunların hiçbiri hakkında konuşamazsınız. Zaten bunların hiçbirinin önemi yok. O, hamile. Sizin çocuğunuzu taşıyor. Yani tüm koz onun elinde ve şikâyet etmenin anlamı yok. Cidden, şikâyet ettiğinizi ve vereceği cevabı bir düşünün: "Bulaşıklar mı? Bulaşıklardan mı şikâyet ediyorsun?"