Kadınlara hediye almak zor iş, hele ki hediyeyi seçecek kişi erkekse işi daha da zor!

Hediyeyi alacak şanslı kadın hangi kokuyu, rengi sever, nasıl bir hediye bekler, o gün kendini nasıl hisseder bu soruların hepsi bir erkeğin kafasını meşgul eder ve en sonunda bir hediye seçer. Kimi zaman kız arkadaşının en yakın arkadaşından yardım isteyebilir, bunların hepsi doğal süreçler, anlayışla karşılıyoruz. Ama işin kolayına kaçıp da sevimli bir ayıcık alan erkeği anlayışla karşılayamıyoruz.

Evet, bu ayıcıklar çok sevimliler, yatağın üstünde çok güzel duruyorlar, baktıkça gülümsetebiliyorlar ama neden hediye bir ayı, bunu bize kim açıklayabilir? Yani bu hediye tüm kusurlarıma rağmen beni affet demek mi ya da ne hata yaparsam yapayım ben bu kadarım beni kabul et mi demek istiyor erkekler…

Ayının boyutu büyüyünce sanırız aşk da büyüyor, boyumuz kadar bir ayı gelince ilk başta şaşırıyoruz belki, hatta mutlu oluyoruz. Odamızın hangi köşesine koyacağımızı şaşırıyoruz. Gece yatakta yatarken ayı bize bakıyor, biz ayıya bakıyoruz. Sabah kalkıyoruz, ayı tam karşımızda. Onu görünce sevgilimizi hatırlıyoruz. İlk hafta böyle geçiyor. Daha sonra annemiz söylenmeye başlıyor; “Ay, bu ayı toz tutuyor, yatağın üstüne koyma sakın” Ayı odanın muhtelif köşelerine taşınıyor. Bu sefer dolabın köşesinden o bize bakıyor, biz ayıya bakıyoruz. Aradan 1 ay geçiyor annemiz “Bu ayı tüy döküyor, yerlerden tüy topluyorum kaldır onu oradan” diyor. Böylece ayrı bir stres yaşamaya başlıyoruz. Suratımız asılıyor, bize aşkını ispat etmek isteyen erkek arkadaşımız soruyor; “Bir sorun mu var hayatım”, kestirip atıyoruz konuyu “Bir şey yok” diyoruz buruk bir sesle…

Ayı başımıza iş açmaya devam ediyor. Okulda, işte arkadaşlarımız sözleriyle bizi yoruyor; “Seninki de sana ayı almış, ay çok klişe! Nereden buldun kızım bu çocuğu”, eve geliyoruz annemiz başlıyor; “İnsan sevdiği kıza ayı alır mı, parfüm alır, çiçek alır, gerçekten seviyorsa yüzük alır” evet, bombardıman devam ediyor!

Her gece seni seviyorum demeden uyumayan kız, bazen telefonlarınıza çıkmıyor, mesajlarınıza geç cevap veriyor. Siz ne olduğunu bir türlü çözemiyorsunuz. Arkadaşlarınız düşünceli halinizden şüpheleniyor; “Ne oluyor arkadaşım” diyor, cevap veremiyorsunuz. Kafanızda o malum soru dönüp dolaşıyor “acaba başkası mı var”. Uykularınız kaçıyor, ben nerede yanlış yaptım diyorsunuz.

Oysa cevap çok basit… Başkası var tabii; hem de o bir oyuncak ayı! Kendi ellerinizle sevgilinize verdiğiniz, sevginizi göstermeye çalıştığınız, o kocaman ayı bu yaşananların sebebi! Eğer şanslıysanız ve bu sahneyi yaşamadıysanız hemen size birkaç önerimiz olacak.

Sevgilinizin sevdiği parfümleri, yazarları, filmleri öğrenin. Artık teknoloji gelişti, Facebook denen bir nimet var. Oradan bile ne sevip sevmediğini anlayabilirsiniz. Hangi markaları takip ediyor, en sevdiği renk ne, hangi filmleri/artistleri/sanatçıları beğenmiş, hangi -----ları paylaşıyor, araştırın. Eskisi gibi değil hayat, her şey elinizin altında! Gerisi sizin yaratıcılığınıza kalmış. Bizden söylemesi, siz siz olun sevgilinize bu Sevgililer Günü'nde oyuncak ayı almayın!