IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet odaları

>
+
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 02 Ocak 2025, 19:44   #1
Çevrimiçi
dae
~ Gothicum Est Pulchrum ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Kırılgan Erkeklik ve Saldırganlık: Modern Toplumda Erkeklik Algısı, Erkeklerin Yükünü ve Saldırganlığını Nasıl Artırıyor




[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Ataerkil sistemde, erkekliğin doğuştan gelen bir üstünlük olduğuna inanılır. Oysa sistemin işleyişine baktığımızda, sistemin tüm erkeklere değil, yalnızca sözde "gerçek erkeklere" avantaj sağladığı görülür. Önemli olan, toplumsal cinsiyet beklentilerine uygun şekilde davranarak "erkek olmayı" hak etmektir. Hak edilen erkeklik statüsü ise sonsuza kadar kalıcı olmaz. Aksine "gerçek bir erkek gibi" davranılmayan ilk anda yitirilir ve "gerçek bir erkek" olabilmek için toplumun yeniden buna ikna edilmesi gerekir. Vandello ve Bosson tarafından öne sürülen Kırılgan Erkeklik Kuramı'na (İng: "Precarious Manhood Theory") göre; erkeklerin "gerçek bir erkek" olmaya ilişkin kaygılarının çoğunun kaynağı, erkekliğin yapısına ilişkin temel bir varsayımdır: Erkeklik, kazanılması zor; ama kaybedilmesi kolay bir statüdür ve sürekli toplumsal kanıt sunmayı gerektirir.

"Erkek doğulmaz, erkek olunur!" inancının çok eski dönemlerden beri var olduğu Gilmore tarafından dünya çapında yürütülen antropolojik çalışmalarla kanıtlanmıştır. İlkel kabilelerdeki erkeklik ritüelleri buna örnek olarak gösterilebilir. Örneğin Brezilya’daki Sateré Mawé kabilesindeki oğlan çocuklarının erkek olmaya hazır olduklarını ispatlamaları için yaklaşık otuz dakika boyunca ellerini mermi karıncalarıyla (İng: "bullet ants") dolu bir eldivenin içinde tutmaları gerekir. Papua Yeni Gine’deki Chambri kabilesindeki çocuklar ise "gerçek bir erkek" olabilmek için, kabilenin önde gelenleri tarafından ucu sivriltilmiş aletlerle sırtlarına atılan kesiklerin acısına dayanmalıdırlar. Kesikler, sırta rastgele değil, tamamlandığında timsah derisi görünümü alacak şekilde atılır; çünkü timsah, bu kabile için gücü temsil eden, kutsal bir hayvandır. Çeşitli bitkisel yağlar ve müziklerle rahatlatılmaya çalışılsalar da bu esnada bazı çocuklar acıdan bayılırlar.

Pek çok farklı kabilede çeşitli şekillerde kendini gösteren bu tür ritüellerin ortak özellikleri, genel olarak fiziksel dayanıklılığı, tehlikeli rakiplere karşı yarışmayı ya da çocukluktan erkekliğe geçişi simgeleyen ve herkesin önünde gerçekleşen riskli gösterileri içermeleridir.

Günümüz modern toplumlarında ilkel kabilelerdekine benzer ritüellerle karşılaşmıyor olmamız, erkeklikle ilgili kaygıların modasının geçmiş olduğunu düşündürmemelidir. Bu kaygılar, günümüzde de varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Örneğin ABD’de yapılan bir çalışmada üniversite öğrencileri tarafından erkekliğe geçiş daha çok sosyal faktörlerle açıklanırken, kadınlığa geçiş ise regl olmak ve doğum yapmak gibi fiziksel veya biyolojik değişimlerle açıklanmıştır. Ülkemizde yapılan bir çalışmada ise erkeklere ilk defa ne zaman gerçek bir erkek olduklarını hissettikleri sorulmuş, her zaman, sünnet, askerlik ve ilk cinsel deneyim yanıtlarının ilk sıralarda yer aldığı gözlenmiştir. Dolayısıyla, modern toplumlarda erkekliğin sosyal kazanımlarına duyulan ihtiyacın ortadan kalkmadığını, yalnızca şekil değiştirdiğini söylemek mümkündür.

Diğer yandan, tüm bunlar, kadınların da geçmeleri gereken dönüm noktaları olmadığı anlamına gelmez; kaldı ki kuramın iddiası da bu yönde değildir. Kırılgan erkeklik yaklaşımı, kadınlıkla karşılaştırıldığında erkekliği kazanmak için gereken sosyal dönüm noktalarının sayıca daha çok ve daha kritik olduğunu öne sürer. Yoksa annelik gibi önemli bir dönüm noktasının kadınlığa geçiş üzerindeki etkisinin göz ardı edilmesi mümkün değildir.

Kısacası, "gerçek bir erkek" ya da "gerçek bir kadın" olmak için, hem biyolojik hem de sosyal kazanımlara atıf yapılmakla birlikte, erkekliğe geçiş için daha fazla sosyal kazanımlara ihtiyaç olduğu söylenebilir. Bu bakış açısını erkeklik kaybının nasıl açıklandığı bağlamında ele alan bir çalışmada, 75 heteroseksüel üniversite öğrencisinden uzun bir otobiyografik öyküden alıntılandığı söylenen kısa bir ifadeyi okumaları istenir.[6] Katılımcıların yer aldığı koşula bağlı olarak bu ifade "Hayatım beklediğim gibi değil. Ben bir erkektim (kadındım). Artık ben bir erkek (kadın) değilim." şeklindedir. Ardından, katılımcılar bu hikâyenin yazarının bu ifade ile neyi kastetmiş olabileceğine ilişkin açık uçlu bir soru yanıtlarlar. Çalışmanın sonuçlarına göre, "(...) artık erkek değilim." ile ilgili ifade, fiziksel nedenlerden (cinsiyet değişimi operasyonu, menopoz vb.) çok, sosyal nedenlerle (iş kaybı, hayal kırıklığı vb.) açıklanırken, "(...) artık kadın değilim." ifadesi ise daha çok fiziksel gerekçelere dayandırılır. Beklendiği üzere, kadınlık kaybı daha çok fiziksel, erkeklik kaybı ise daha çok sosyal faktörlerle ilişkilendirilmiştir.

Bunların yanı sıra, kadınların toplumsal cinsiyet statülerini tamamen yitirme tehdidiyle karşılaşma olasılıkları erkeklerinkinden çok daha düşüktür. Toplumsal cinsiyet normlarıyla tutarlı davranışlar sergileyemeyen bir kadın, genellikle "kötü/ahlaksız/yetersiz bir kadın" olmakla itham edilirken (ve nadiren "gerçek bir kadın olmadıkları" söylenirken), toplumsal cinsiyet normlarına aykırı davranan erkekler, erkeklik statülerini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar, "gerçek bir erkek" olarak görülmezler. Bu da erkekliğin sürekli kırılgan bir zeminde olmasına yol açar.

Erkeklik Neden Kadınlıktan Daha Kırılgandır?
Erkekliğin neden kadınlıktan daha kırılgan olduğu ve sosyal kanıt gerektirdiğine ilişkin farklı bakış açıları bulunmasına karşın, en ikna edici kanıtlar evrim kuramı ve sosyal rol yaklaşımından gelmektedir.

Evrimsel Yaklaşım
Evrimsel yaklaşıma göre kırılgan erkekliğin temelinde, sosyal statünün rekabetçi kazanımı ve arzulanan partneri elde etmek için gereken kaynakların azlığı yer almaktadır. Atasal çevrede, başkalarının önünde erkekliklerini kanıtlayan bireylerin arzulanan olası partnerlerle eşleşme şansları diğerlerinden daha yüksekti. Hatta çok eşliliğin yaygın olduğu dönemler göz önüne alınırsa, statü hiyerarşisinin en üstünde yer alan erkeklerin çok sayıda kadınla eşleşme ve böylece soyunu devam ettirme olasılığı hiyerarşinin altında yer alanlardan çok daha fazlaydı. Statü kazanmanın yolu da erkekliğini kanıtlamaktan geçmekteydi.

Sosyal Rol Yaklaşımı
Sosyal Rol Yaklaşımı ise kadınlar ve erkeklerdeki fiziksel farklılıkların öngörülebilir bir iş bölümüyle sonuçlandığını ve bu durumun erkeklik hakkında çeşitli normatif inançlar gelişmesine yol açtığını ileri sürmektedir. Erkekler fiziksel güçleri nedeniyle iş bölümünde daha zorlu ve tehlikeli işlerde yer almışlardır. Daha riskli ve zor işlerde çalışan erkekler daha yüksek sosyal statüye sahip olurken, daha az risk gerektiren işlerde çalışanlar daha düşük statü elde etmişlerdir.

Kadınların işgücüne katkıları da aynı düzeyde önemli olmasına rağmen, erkeklerinkine benzer riskler içermemektedir. Başka bir deyişle, kadınların işgücüne katkılarındaki farklılıklar ya da çeşitlilik, erkeklerin katkılarındakinden daha azdır. Buna karşın, kadınların işgücüne katkıları ne kadar olursa olsun, dünyaya çocuk getirmek ve o çocuğu yetiştirmek için verdikleri emek nedeniyle, çok nadiren bir "işe yaramaz" olarak değerlendirilirler. Erkeklerin işgücüne katkılarındaki risk ve çeşitlilikten kaynaklanan statü çeşitliliği ise "gerçek bir erkek" unvanını, kazanılması zor ama kaybedilmesi kolay bir hale getirir.

Erkeklik Statüsünü Kaybetmekten Korkan Erkeklerin Saldırganlığı
Erkekler, başkaları tarafından görülecek şekilde zor ve riskli davranışlar sergileyerek, "gerçek bir erkek" olduklarını yeniden ispatlamaya çalışırlar. Bu süreç, bazen daha fazla finansal risk alma olarak kendini gösterir, bazen de kendi cinsel deneyimlerini abartma eğilimi olarak...

Saldırgan Kelimeler
Her zaman başkalarının önünde gerçekleşmese de saldırganlık da erkeklerin kendilerini ispatlamak için en çok tercih ettikleri stratejilerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Erkekliğinin tehdit altında olduğu algısı ve saldırganlık arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla üniversite öğrencileriyle yürütülen bir çalışmada, hatalı geribildirim yöntemi kullanılarak cinsiyet tehdidi manipülasyonu yapılır.[6] Bu yönteme göre, katılımcılara bir cinsiyet bilgi testi uygulanır ve test sonucu çalışmanın amacı doğrultusunda manipüle edilerek kişilere verilir.

Detaylandırırsak: Çalışmada algılanan erkeklik tehdidi yaratılmak istenen deney grubu ve herhangi bir müdahale yapılmayan kontrol grubu yer almaktadır. Deney grubundaki erkeklere testten aldıkları puanların kadınsı cinsiyet kimliğini yansıttığını dair geribildirim verilir. Ayrıca, deney grubundaki erkeklere test puanlarının ortalama bir kadının puanına yakın olduğu bir grafik ile ekranda gösterilirken, kontrol grubundakilere puanlarının ortalama bir erkeğin puanına yakın olduğu gösterilir. Böylelikle, deney grubunda yer alan katılımcıların erkekliklerine yönelik bir tehdit algılamaları beklenir.

Ardından katılımcılardan görünüşte alakasız bir kelime tamamlama testi yanıtlamaları istenir. Bu testteki 28 kelime bölümünün 8'i fiziksel saldırganlıkla ilişkili ya da ilişkisiz bir kelime olarak tamamlanabilmektedir: K I _ _ (İng: "kill", yani "öldür" veya "kite", yani "uçurtma" olarak tamamlanabilir) ya da G U _ (İng: "gun", yani "silah" veya "gum", yani "sakız" olarak tamamlanabilir). Araştırmacılar tarafından asıl incelenen de bu kelimelerin hangi grup tarafından nasıl tamamlanacağıdır.

Çalışma sonuçları, kontrol grubuyla karşılaştırıldığında deney grubundaki erkeklerin fiziksel saldırganlıkla ilişkili daha fazla kelime tamamladıklarını gösterir. Yani erkekliklerine yönelik tehdit algılayanların fiziksel saldırganlıkla ilişkili bilişlerinin etkinleştiği söylenebilir.

Saldırgan Aktiviteler
Saldırganlık ve algılanan erkeklik tehdidi arasındaki ilişkiyi davranışsal düzeyde inceleyen başka bir araştırmada ise, katılımcıların yarısından cinsiyetsiz bir eylem olan halat örmeleri, diğer yarısından ise kalıpyargısal kadınsı bir eylem olan cansız bir mankenin saçını yapmaları istenir. Bu eylemler esnasında kamera kaydı alınacağı ve sonrasında 10-20 öğrenciye bu kayıtların izletileceği belirtilir. Aslında herhangi bir kayıt alınmaz; bunun söylenmesinin amacı, eylemleri görünür hale getirmektir.

Sonrasında, başka iki aktivite için katılımcılara seçenek sunulur: boks ya da basketbol. Boksu seçen katılımcılara kum torbası yumruklatılır ve yumruklama şiddeti ölçülür. Basketbol görevinde ise katılımcılar duvara takılı plastik potaya basket atarlar. Seçilen aktivite bittikten sonra "geriye zaman kaldığı" bahanesiyle, her katılımcıya diğer görev de yaptırılır. Bunun amacı, aktivite seçimi ve yumruklama şiddeti açısından gruplar arasında farklılık olup olmadığına bakılmak istenmesidir.

Sonuç olarak, aktivite seçimi arasında farklılık bulunmaz; ancak yumruklama şiddetinin gruplar arasında anlamlı farklılaştığı gözlemlenir. Nötr bir eylem gerçekleştiren katılımcılarla kıyaslandığında, "kadınsı eylemler" gerçekleştirdiğine inanan, yani erkekliğine yönelik tehdit algılayan katılımcılar, kum torbasını daha şiddetli yumruklamıştır. Katılımcıların ilk önce hangi aktiviteyi (boks ya da basketbol) seçtikleri kontrol edildiğinde dahi sonuç değişmez. Şüphesiz, kum torbası yumruklama zarar verme amaçlı bir saldırganlık değildir; ancak yine de bu durum saldırganlığa istekliliğin geçerli bir davranışsal göstergesi sayılabilir.

Sonuç
Sonuç olarak, algılanan erkeklik tehdidi ve saldırganlık arasındaki ilişkiyi inceleyen deneysel çalışmalar genel olarak erkekliklerinin zarar gördüğünü düşünen erkeklerin bir baş etme mekanizması olarak saldırganlığa başvurduğuna ilişkin kanıtlar ortaya koymaktadır.

Şüphesiz, bu bulgular, şiddeti meşrulaştırmaz; ancak erkek şiddetinin nedenlerinin anlaşılması, azaltılması ya da ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalara sağlayacağı katkılar açısından oldukça önem taşımaktadır.


Alıntıdır..

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet bizimmekan
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Parfüm Erkeklik Hormonunu Nasıl Etkiler? PySSyCaT Sağlık Köşesi 0 29 Ağustos 2016 02:55
'Erkeklik' cinayeti Cemalizim Haber Arşivi 1 07 Ekim 2009 18:13