Bekleyişlerimin bir sonu olmalı..
Tükeniyorum sevdiğim.. harf harf seni bekliyorum , seni saklıyorum hep mısralarıma..
Üzerimden akıp gidiyor hayat denen yağmur , ben ıslanmıyorum bil(e) ! Şehirlerin caddelerinde
Sel olup akıyor başka insanların bambaşka aşkları. Bense o sel’in girdabına takılıyorum tekrar tekrar..
Döne döne.. Boğuluyorum sevdiğim ,kulağım sesinin tınısında. bekliyorum…
Ağzımda binlerce kez söylenmiş türkülerin buruk tadı . başkalarının mısralarında arıyorum unutmayı ve unutmaya adanmış her bir düşümü.. düşüyorum sevdiğim. Zamansız masallara düşüyorum ,dönüşüyorum
“sen” sizliğe ve “ses”sizliğe..gökten düşen 3 elma değil , yine yağmur oluyor sonunda . sırılsıklam bir hüzünle kaplanıyorum..haydi masa(LL)arı birleştirelim.. Ne tuhaf böyle sana uzak ama aşka yakın durmak. bir öpücük yüklesem buluta ,yağar mı üstüne o şehirde ?
Amansız bir yok(ol)uşa sürgün verdim . Kaldırımları ıslak bir karabasan bu .pencere pervazına tutuklu kalmış bir hasret çiçeği büyütüyorum sana . Kurşun gibi sert ve acımasızca delip geçiyor topragı benim “sensizliğime” inat filizleniyor , büyüyor . ve yokluğun boylu boyunca uzanıyor yine gölgeme. Bekliyorum…
Zaman ellerini cebine doldurmuş hızla yürüyüp gidiyor yanımdan . ben geleceğin güne adadığım her bir mısrayı anılardan kalan parçalarla yüzleştiriyorum. Yeni siluetler buluyorum sana . yeni yüzler ekliyorum bende bıraktıgına . resminle karşılaştırıyorum benzemiyor… bozuluyorum.. Bozguna ugruyor bana gelmeden önce hayalin..
Küskünlüğümü affet sevgili..Yılgınlığımı affet.. İsyanımı affet..
Hadi gel , bekliyorum… |