SEN GİTTİKTEN SONRA NEYE YARAR SÖZLERİM..
Hatalarım çocukluğumun en masum olmayan hali,ve yalanlarım doğularımın üzerine dağlar gibi oturacak kadar kafi...
Yanlış bir adamdı senin bir zamanlar sevdiğin...Yanlş bir hayat sezonunun yanlış bir kader maçında, yanlış bir kararla hakkını yedi doğruların en doğrusu olan gözlerinin...Bütün ikaz tabelalarına rağmen freni boşalmış bir araba gibi uçuruma itti direksiyondaki sevdamızı..Bizli biten cümlelerin altında ezilmişti aslında..Çünkü hiç bir zaman bizi yaşamamıştı; Seni tanıyıncaya kadar...Cümleleri hep benle başlar, onlar tümcelerini hep onların sırtına yükler ve sahte bizlerle dolu sevgililiklerin sonuna yine benlerle nokta koyardı tüm olan ve BİTENE...Bir kere O olmuştu nun için...Artçı depremlerini bir süre yaşasada kalbinde ve beyninde ; kalbim yok zaten diyip birincisinden uzaklaştı, ikincisi zaten yaptıklarıyla gösteriyordu yok olduğunu...
Ve Birgün sen geldin bu aklı yarımın hayatına...
Sen geldin dedim çünkü yine sen sendin ben ise ben...Birbirine uzak iki galaksinin dünyalarını birleştirmeye çalıştın küçücük ellerinle...Birbirini çekme kuvvetleri vardı belki ama bu gel-gitlere neden oluyordu çoğu zaman..Yürek gezegenimin güneşi yine BEN iken çok üşümüştü parmak uçlarım...Sen yaklaştırdıkça ateş yeşili gözlerini ısındım, ısıtttın ve erittin..Soğuk bir mevsime alışmışken dudaklarım; kavurdun, yaktın..Benler ve senlerle dolu şu hayatımda ben artı sen eşittir biz denklemiyle sen tanıştırdın beni ve biz demenin aslında benleri ve senleri yok etmediğini aksine bizin içinde benlerin ve senlerin mutlu bir halde yaşayabileceğini sen öğrettin bana...Belki de bu yüzden bu kadar afalladım sende bu kadar saçmaladım...Yaptığım yanlışların aslında içimde yaşamaya çalışan ben kırıntıları olduğunu sonradan anladım...Zaten bir süre daha bekleseydim bendeki benlerin yok olup bizleşeceğini görecektim ama BECEREMEDİM...
Şimdi; yaptıklarımın saçma pişmanlıklarıyla, sen giderken söylediğim; 'ben böyleyim!' safsatalarının geri yutkunmalarıyla, dost dediğim insanların sen haketmiştin doğrularını acımasızca bir tokat gibi yüzüme vurmalarıylave sensiz yatağımda birden nefesini veya dokunuşunu hissediyormuş gibi irkilip gözlerimin yan tarafıma bakıp yaşlarla tekrar kendilerini kapatmalarıyla meşgulum...Geri dönmeyeceksin biliyorum...İşte bu yüzden seni arayamıyorum...Tüm gün ya acaba beni düşünüyor mu? , Şuan ne yapıyor? ,Üzülüyormu? sorularıyla kendimi yiyorum ya da etrafımdakilere; Sizi hiç aradı mı? ,mesaj attı mı? ,İyi mi? sorularına karşılık Hayır (!) yalanlarını duyuyorum.....
Hiç birzaman biz olmayacağız biliyorum...Kendi ellerimle yıktığım biz kulesini şimdi ben tahtalarıyla tutturmaya çalışşamda yine kendi üzerime yıkılıyorum ve bu enkazın altında kalıyorum...Kurtar beni bu enkazdan! diyemem biliyorum yada merak et beni...Sadece ben bu sessiz şehirden gitmek isterken bir kere de olsa hayat elini uzat bari...
alintidir.