Her bitiş yeni bir başlangıçtır aslında.
Bugün bitti diye üzüldüğümüz bir çok olay, sonrasında yeni başlangıçlarla bize dönmektedir.
Geceyi düşünün.
Karanlık, kasvet, hüzün ve korku verir bir çok insana.
Birde gündüzü düşünün.
Aydınlık, ferahlık,güven, devam eden bir yaşam.
Tercih hakkı verilse kimse istemez sanırım geceyi. Gündüzün aydınlığı güvenliği varken kim, neden geceyi istesin değilmi?
Neden Gündüz bitsin!
Sonra gecenin ardından gelen Tan vaktini düşünün.
Belli belirsiz silüetler, gökyüzünün o muhteşem görüntüsü, Gece miskinliğini üzerinden atıp coşkuyle uyanan, enerji dolu bir yaşam.
Şimdi tercih hakkı olsa hangisini isterdiniz?
Gündüzümü? Geceyimi? Tan vaktinimi?
Bir çok insana göre
en özeli Tan vaktidir.
Oysa Tan vakti bitişi ile üzüldüğümüz,
gündüzün arkasından gelen Geceden sonra gelmedimi?
Evet her Bitiş yeni bir
başlangıçtır.
Bir çok insan çalışmaktadır. İnsanların işleri gündüz gibidir, kaybetmek istemezler. Çünkü bir şekilde o işyerinin kurallarına uyum sağlamış, işini ve iş arkadaşlarını kabullenmiştir.
İş kaybı ise gece gibidir. Karanlık, hüzün, belirsizlik, korku…
İş hayatı ne kadarda zor olsa,
işsizlik korkusu daha ağır basar. Bir çok insan Gecenin karanlığını yaşamamak için Tan vaktinin güzelliğinden mahrum olur.
Oysa bir müddet karanlığa tahammül gösterilse Tan vakti, yani yeni bir iş hayatı onu beklemektedir.
Belkide diğer işinden daha iyi imkanı,
daha iyi iş arkadaşları olacaktır.
Her sevdiğimiz mevsim, sevmediğimiz diğer mevsimin bitişi ile gelir.
Her Gündüz gecenin bitişi ile, hatta ölüm ile eksilen yaşam bile doğum ile yeniden hayat bulur.
Her bitiş yeni bir başlangıçtır aslında.
Ve yeni başlangıçların olması
için bir takım bitişlerin olması kaçınılmazdır.
Öyleyse bitişlerin ardından üzülmek yerine, yeni başlangıçlara hazırlanmak en iyisidir.
Alıntı