Cevap: Can Ameliyatı/Neşter İzi
Geceye neşter vuruyor saat.
Tik tak tik tak...
Ayırıyor gökyüzünden yıldızları tek tek.
Bir çoban yıldızı esir bırakılıyor göğe, bir de yastık altı düşleri zihne.
Geceyi kör sanıyor şair, yanılıyor! Gece keskin, gece sert, gece acımasız! Çocuk değil artık saksıdaki sardunya, "Bir gün güneş buraya da vuracak." lakırdılarına kanmıyor artık! Gece kör değil ki, görüyor hepsini.
Görüyor ve susuyor.
Görüyor ve cevap vermiyor.
Görüyor ve kör!
Bu yüzden kötü, bu yüzden hain, bu yüzden kalleş, bu yüzden kardeş kanı döküyor karanlık! Her saat vuruşunda akan kan, biraz daha ılık!
Ve şair hala aptal. Düş kanı sanıyor yerdekini. Oysa bu irinden pis, bu katrandan kara tortu; insandan.
Yelkovanı sokan akrep, zehri akıtan şair. Bilmez ve hiç bilmeyecek , geceyi böylesi kusturan, böyle ayağa kaldıran cinleri; kim?
Kapıda yorgun bir ekim; nihayet! Ardı kasım, arkası nihavent!
Geceye neşter vuruyor saat!
Şairin elleri satır tutuyor sayfalara.
Önce sol anahtarları ayrılacak zeminden! Sonra virgüller, tedavülden...
Tesadüfen yanacak bir es sesindeki şiirler.
Yazık, şiir tozuyla elleri kirlenecek henüz hiç bi' mısrada katil olmamışken.
Avuçlarına tutku dolmamışken ruh kesikleri doluverecek.
Suç yine karanlığa kesilecek.
İşte gece bu yüzden kör, sağır, dilsiz! Karanlık işte bu yüzden bir hiç! Ve komik, şair; hem suçlu hem yırtılan gecenin üstündeki dikiş!
__________________ Rüzgarda savruk, Başına buyruk ~ |