Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10 Temmuz 2009, 21:48   #4
Çevrimdışı
Nod
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Tıp Terimleri Sözlüğü




-E-
EDEMA: Ödem, vücudun her hangi bir yerinde hücre dışında anormal su birikmesi.

E.E.G: Elektroansefalografi kelimesi için kullanılan kısaltma.

EFFEKT: Tesir, etki.

EFFEKTİF: Etkili, tesirli.

EFERVESAN: Suya atıldığı zaman küçük gaz kabarcıkları çıkartarak köpüren, eriyen.

EFFÜZYON: Vücut boşluklarında veya doku içerisinde sıvı birikmesi. "Plevral effüzyon" iki plevra yaprağı arasında sıvı birikmesidir.

E.K.G: Elektrokardiogram kelimesi için kullanılan kısaltma.

EKİNOKOK: Köpek ve kurtlar, nadiren kedilerde bulunan bir parazit olup larvaları memeli canlılarda büyüyerek hidatik kistleri yaparlar.

EKLAMPSİ: İlerlemiş gebeliklerde veya doğumdan hemen sonra yüksek kan basıncı, ödem ve idrarda protein yükselmesi ile karekterize nöbetler ve önlem alınmazsa bilincin kaybolması hali.

EKO: Yankı.

EKOKARDİYOGRAFİ: Kalp, damar sisteminin teşhisinde kullanılan ultrasonik bir yöntem.

EKOKARDİYOGRAM: Ekokardiyografi yoluyla elde edilen çizelge.

EKOENSEFALOGRAM: Beynin ekoensefalografi ile elde edilen çizelgesi.

EKOLALİ: Hastanın kendisine söylenilen sözleri anlamsız şekilde aynen tekrarlaması.

EKSİZYON: Bir dokunun çıkartılıp atılması.

EKTAZİ: Genişleme. Örn. Bronşektazi.

EKTODERM: Derinin en dış tabakası.

EKTOPİ: Her hangi bir organın normal bulunması gereken yerde değilde, vücudun başka bir yerinde olması hali.

EKTROPİON: Göz kapaklarının serbest kenarlarının dış tarafa kıvrılmaları.

EKZEMA: Deride kızarıklık, şişme, veziküller, kaşıntı gibi belirtilerle görülen daha çok psikosomatik nedenli cilt rahatsızlığı. Akut ve Kronik diye ayrıldığı gibi Yaş ve Kuru ekzema cinsleri de vardır.

ELEKTROANSEFALOGRAFİ: Beynin elektriki faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.

ELEKTROKARDİOGRAFİ: Kalp adelesinin faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.

ENDOKRİNOLOJİ: İç salgı bezlerinin fonksiyonlarını, normal dışı çalışma sonucu oluşan hastalıklarını ve bunların tedavilerini inceleyen tıp dalıdır.

ENDOKRİNOLOG: Endokrin sistemin yapı, patolojileri ve tedavisi konusunda uzman kişi.

ENSEFALON: Beyin.

ENVAZYON: Yayılma, örneğin kafatasındaki bir tümörün beyin dokusuna envazyonu denince tümörün beyine yayılması kastedilir.

EPİTEL: Organ ve vücut yüzeylerini örten hücre tabakası.

EROZYON: Deri veya mukozada görülen, sınırlı bir bölgede epitel kaybı, yüzeyel yaralar. Örneğin; Cervical erozyon, halk arasında rahim ağzında yara olarak bilinir.


-F-
FALLOP TÜPLERİ: Her biri yaklaşık 10 ar cm. uzunluğunda, uterusun üst köşelerinden yumurtalıklara kadar uzanan iki borudur. Tuba uterina veya uterus tüpleri de denir.

FALLOT'S TETRALOGY: Kalbin doğumsal bir anomalisine verilen isim.

FALKS SEREBRİ: Beynin sağ ve sol yarı kürelerini birbirinden ayıran, orağa benzediği için bu isim verilen kalın zar.

FAMİLYAL: Irsi, kalıtsal, herediter.

FARİNKS: Yutak.

FASİAL SİNİR: Yüz siniri, yedinci kafa çifti.

FASİAL PARALİZİ: Yüz siniri felci, bu sinirin felcinde yüzün yarısı kısmen hareketsiz ve ifadesiz kalır. Santral ve Periferik olmak üzere iki türlü olur.

FAT: Yağ.

FATAL: Öldürücü, ölümle sonuçlanan.

FEBRİL: Ateşli, hummalı.

FEKALİT: Barsakta bir kısım dışkının sertleşmesi sonucu oluşan dışkı taşı.

FEÇES: Dışkı.

FEMUR: Uyluk kemiği.

FERMENT: Bazı organların salgılarında bulunup kimyasal değişikliklere etki eden maddeler.

FERMENTASYON: Mayalanma.

FERRİTİN: Demir elementinin vücutta depo edilen şekli.

FERTİL: Gelişme yeteneği olan, doğurabilen.

FERTİLİTE: Doğurma yeteneği, verimlilik.

FETUS: Üçüncü gebelik ayı başından doğuma kadarki devre içinde ana rahmindeki canlıya verilen isim.

FETAL: Fetus'a ait.

FİBRİN: Kanın pıhtılaşmasına yarayan albumin cinsinden bir madde.

FİBRİNEMİ: Kanda fibrin bulunması.

FİBRİNÜRİ: İdrarda fidrin çıkması.

FİBROM: İyi huylu bağ dokusu uru.

FİBRO-SARKOM: Bağ dokusunun kötü huylu tümörü.

FİBRÖZ: Lif dokusu

FİBULA: Bacaktaki iki kemikten dış kısımda olanıdır. Üstte Tibia ile eklem yapar diz eklemi yapısına girmez, altta ise ayak bileği eklemine iştirak eder.

FİLARİA: Omurgalı canlıların kanında ve dokularında yaşayan kıl kurdu cinsi parazit. Elefantiazis denilen rahatsızlığa neden olur.

FRENİK SİNİR: Nervus Frenicus. Göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirinden ayıran diafragmanın sinirine verilen addır.



[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver