Cevap: Britanya mandası
ARAP AYAKLANMALARI Araplar bir Yahudi devleti kurulurken yerlerinde oturmayacaklarını açıkça gösterdi. Ağustos 1929’da camilerdeki vaizlerin kışkırtmasıyla bir dizi ayaklanma gerçekleşti ve birçok Yahudi katledildi. New York Times gazetesi İsrail tarihi dizisinde (Israel: from Ancient Times to the Modern Nation –İsrail: Eski Zamanlardan Modern Ulusa-, sh.38-39) bu dönem hakkında şöyle yazar: “Ağustos 1929 ayaklanmaları Kudüs’te, Yahudilerin üçüncü en kutsal mabedi El Aksa Camii’ni yıkacağı söylentisinin Arap liderler tarafından yayılması üzerine başladı. Çarpışma kısa zamanda bütün Filistin’e yayıldı. En berbat katliamlar, hem Yahudiler, hem de Müslümanlar için kutsal olan Hebron’da gerçekleşti; 67 Ortodoks Yahudi –erkek, kadın ve çocuk- Araplar tarafından öldürüldü, 50 kadarı da yaralandı. Bir muhabir olan Pierre van Paassen, Hebron’da bir Yahudi okulunda, lamba ışığında tanık olduğu dehşeti tarif etti: ‘Katledilen öğrenciler avluda, ölü erkekler sinagogdaydı: boğazlanmış, bedenleri delik deşik.’ Düzen yeniden sağlanıncaya kadar 133 Yahudi öldürülmüş, 399 tanesi yaralanmıştı.” !930’larda özellikle Yaffa’da ve yeniden Hebron’da yeni ayaklanmalar ve katliamlar meydana geldi. Buna karşılık Britanyalılar, Filistin’de, Şeria Nehri’nin her iki yakasında bir Yahudi anayurdu sözü veren Balfour Deklarasyonu’nu nerdeyse tamamıyla ortadan kaldıran Peel Komisyonu’nu topladı. Temmuz 1937’de Peel Komisyonu, tüm Yahudilerin kuzeyde Kineret Gölü’nün (Galile Denizi) batı kıyısına uzanan ve Akdeniz kıyısı boyunca ince bir toprak parçasını içeren minik bir devlete hapsedilmesi gerektiğini belirten bir rapor çıkardı. Araplar, Peel Komisyonu’nun önerisini 1939 yılında kadar süren bir isyanla karşıladı. Arap İsyanı, Britanyalılar tarafından Kudüs müftüsü olarak atanan Hacı Emin Hüseyni tarafından yönetiliyordu. Araplar tarafından öldürülen yüzlerce Yahudi’nin yanı sıra, 3.000 kadar Arap’ın bu isyan sırasında diğer Araplar ve Britanyalılar tarafından öldürüldüğünü belirtmekte yarar vardır. Britanyalılar bugün İsrail’i eleştirmelerine karşın, o zamanlar ayaklanmaları bastırma çabalarında hiç de çekingen davranmıyorlardı. Alıntı. |