Cevap: Bilimsel Devrimlerin Yapısı Neleri İçeriyor?
11.Bölüm. On birinci bölüm olan `devrimlerin görünmezliği'adlı başlık altında Kuhn edindiğimiz bilim imgesinde devrimsel bir yapı göremememizin nedenini aldığımız (ya da verilen) eğitime bağlıyor, konuyla ilgili yazılmış kitapların, bilimi ele. alış şekline dikkati çekiyor. Kitaplarda diyor Kuhn, “tanınmış olmaları açısından bilhassa seçtiğimiz bu örneklerin çoğu devrim olarak değil, sadece alışılmış şekliyle bilimsel bilgiye yapılmış birer katkı ya da ilave olarak görülmüşlerdir» (s. 135) . Bundan dolayı da Kuhn'a göre eğitimle edinilen izlenim şudur: “Bilim, bugünkü durumuna bir dizi bireysel buluş ve icatla gelmiş görünmektedir ve bu tek tek başarılar topluca çağdaş teknik ve bilgi bütününü oluş- turmuş sayılmaktadır. Ders kitabının varsayımına göre tarihteki bütün bilim adamları, daha bilimsel girişimin en başından beri bugünün paradigmalarında bulduğumuz tikel amaçlara yönelmişlerdir. Bilim adamları, bir yapıya tuğlalar ekletilmeye benzetilen bir süreç içinde yeni .olguları; kavramları, yahutta 'kuramları sıra ile çağdaş bilim metninin sağladığı bilgi bütününe eklemişlerdir” (s. 138) . Kuhn, bu izlenime bilim adamlarının da ,kendilerini kaptırdıklarını bilim tarihinden örnekler vererek anlatmaktadır. Ama, Kuhn'a göre bilim,. hiç de bu şekilde gelişmez. “Çağdaş, olağan bilimin bulmacalarından birçoğu en yeni bilimsel devrimden sonrasına kadar ortada bile değillerdi. Bu bulmacalardan çok azı, içinde oluştuğu bilim dalının tarihsel başlangıcına kadar izlenebilir. Önceki kuşaklar kendi sorunlarına kendi araçları ile ve kendi çözüm ilkeleri ile yaklaşmışlardır. Üstelik değişen yalnız sorunlar da değildir. Tersine, eğitim metnindeki paradigmanın doğaya uydurmaya çalıştığı olgu ve kuram örüntüsünün tamamı değişmiştir:.. Bu kuramlar elbette olgulara uymaktadır, ama bu uyumu sağlayan daha önce varolan olgulara `uymak' için parça parça evrim geçirmemektedirler, tersine onlar da bir önceki bilimsel geleneğin devrimle yenilenmesi üzerine, uydukları kendi olguları ile birlikte ortaya çıkmaktadırlar. O andan itibaren bilim adamı ile doğa arasındaki ilgi, dolayımlı ilişki, eski gelenekte olduğundan çok farklıdır”(s. 138) . Alıntı. |