Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Nisan 2009, 06:03   #116
Çevrimdışı
noLove
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Barnabas İncili ve Hristiyanların Örtbas Etmeye Çalıştıkları Gerçekler




217. Hain Yahuda Çarmıha Geriliyor:

Askerler Yehuda'yı tutup, alay ede ede bağladılar. Çünkü o, gerçekten îsa olduğunu inkâr ediyordu; askerler kendisiyle alay edip dediler: «Efendi, korkma, çünkü biz seni İsrail kralı yapmaya geldik ve senin krallığı reddedeceğini bildiğimiz için de seni bağladık.»
Yehuda karşılık verdi: «Siz aklınızı mı yitirdiniz? Siz, bir soyguncuya (karşı gelir gibi) silâh ve fenerlerle Nasıra'lı îsa'yı almaya geldiniz ve size yol gösteren beni, kral yapmak için bağladınız!»
O zaman askerler sabırlarını yitirip, yumruk ve tekmelerle Yehuda'ya vurmaya başladılar ve onu öfkeyle Kudüs'e getirdiler.
Yuhanna ve Petrus uzaktan askerleri izliyorlardı; ve, İsa'yı idam etmek için toplanmış bulunan Ferisîler heyeti ve başkâhin tarafından Yehuda'ya yapılan tüm sorgulamayı gördüklerine dair bu (satırları) yazanı ikna ettiler. Bu arada Yehuda pek çok deli sözleri söyledi, o kadar ki, herkes katıla katıla gülüp, onun gerçekten İsa olduğuna ve ölüm korkusuyla deli numaraları yaptığına inandılar. Bunun üzerine, yazıcılar, gözlerini bir sargıyla bağlayıp, alay ederek dediler: «Nasıralılar'ın (Isa'ya inananlara böyle derlerdi) peygamberi İsa, söyle bize, yüzüne vuran kimdir?» Ve, onu yuınruklayıp, yüzünü tokatladılar.
Sabah olunca, halkın ileri gelenleri ve Ferisîlerden oluşan büyük bir heyet toplandı; ve, başkâhin Ferisîlerle birlikte Yehuda'ya karşı, İsa olduğuna inandıklarından yalancı şahit, aradılar; ve aradıklarını bulamadılar. Ve, önde gelen kâhinlerin Yehuda'nın Isa olduğuna inandıklarını neden söylüyorum? Hattâ, bunu yazanla birlikte tüm şakirtler buna inanıyordu; ve hatta, İsa'nın zavallı bakire annesi yakınları ve dostlarıyla birlikte buna inanıyordu. Öyle ki, herkesin üzüntüsü inanılmaz derecedeydi. Allah sağ ve diridir ki, yazan, İsa'nın söylemiş olduğu her şeyi, dünyadan nasıl çekilip alınacağını, üçüncü bir kişide nasıl işkence çekeceğini ve dünyanın sonuna kadar ölmeyeceğini unutmuştu. Bu nedenle, İsa'nın annesi ve Yuhanna ile birlikte çarmıhın yanına gitti.
Başkâhin Yehuda'yı bağlı olarak önüne getirtti ve ona şakirtlerini ve akidesini sordu.
Bunun üzerine Yehuda, kendinde değilmiş gibi konuyla ilgili hiç bir cevap vermedi. Başkâhin, İsrail'in yaşayan Allah'ı üzerine, gerçeği söylemesini ondan rica etti.
Yehuda cevap verdi: «Benim Nasıra'lı İsa'yı elinize vermeği va'd eden Yehuda İskariyot olduğumu söyledim size; ve siz, hangi san'atladır bilmiyorum, çıldırmışsınız, çünkü, her bakımdan benim İsa olduğumu kabul ediyorsunuz.»
Başkâhin karşılık verdi: «Ey sapık fitneci, akidenle ve sahte mucizelerinle Galile'den başlayarak, buraya, Kudüs'e kadar tüm İsrail'i aldattın; ve şimdi de, deli numarası yapmakla sana yakışacak olan hak ettiğin cezadan kaçmayı mı düşünüyorsun? Allah sağ ve diridir ki, ondan kurtulamıyacaksın!» Ve, bunu dedikten sonra, hizmetçilerine, anlayışı geri başına gelsin diye yumruk ve tekmelerle ona vurmalarını emretti. Sonra, başkâhinin hizmetçilerinin elinde gördüğü alay inanılmayacak biçimdeydi. Çünkü, heyete zevk vermek için aşkla ve şevkle yeni yeni yöntemler kullanıyorlardı. Bir hokkabaz gibi giydiriyorlar ve el ve ayaklarla o şekilde davranıyorlardı ki, Kenanileri bile bu manzarayı gördüklerinde merhamete getirebilirdi.
Ama, önde gelen kâhinler, Ferisîler ve halkın ileri gelenleri, Isa'ya karşı öylesine çileden çıkmış kalblere sahiptiler ki, Yehuda'nıngerçekten İsa olduğuna inanarak, ona bu şekilde davranıîdığını görmekten zevk duyuyorlardı.
Ardından, onu bağlı olarak İsa'yı gizliden gizliye seven valiye götürdüler. Bunun üzerine o, Yehuda'nın îsa olduğunu sanıp, kendisini odasına aldı ve onunla konuşarak, hangi nedenle önde gelen kâhinlerin ve halkın onu eline verdiklerini sordu.
Yehuda cevap verdi: «Sana gerçeği söylesem de bana inanmazsın; çünkü, belki sen de (önde gelen) kâhinler ve Ferisîler'in aldatıldığı gibi aldatılmışsındir.»
Vali, (onun kanunla ilgili olarak konuşmak arzusunda olduğunu düşünerek) karşılık verdi: «Şimdi sen benim bir Yahudi olmadığımı bilmiyor musun? (Önde gelen) kâhinler ve halkının ileri gelenleri seni benim elime verdiler; bu nedenle, bana gerçeği söyle de, adaletli olanı yapayım. Çünkü, benim seni serbest bırakacak veya seni idam edecek gücüm vardır.»
Yehuda karşılık verdi: «Efendi (m), inan bana eğer beni idam edersen büyük bir yanlışlık yapmış olacaksın; çünkü suçsuz bir kişiyi öldüreceksin; ben Yehuda îskoriyot'um, bir büyücü olan ve san'atıyla beni bu şekle çeviren İsa değilim.»
Vali, bunu duyunca şaştı kaldı, öyle ki, onu serbest bırakmak istedi. Bu nedenle de dışarı çıkıp, gülümseyerek, «Hiç olmazsa bir konuda bu adam ölümü değil, bilakis merhameti hak etmektedir» dedi ve ilâve etti: «Bu adam İsa olmadığını, aksine, îsa'yı yakalamaları için askerlere yol gösteren bilinen bir Yehuda olduğunu söylüyor ve Galile'li İsa'nın büyücü san'atıyla kendisini bu şekle koyduğunu belirtiyor. Bu nedenle, eğer bu doğruysa, onu öldürmek, suçsuz olduğundan büyük bir haksızlık olacaktır. Ama, eğer İsa ise ve kendisini inkâr ediyorsa, o zaman mutlaka anlayışını yitirmiştir. Ve, bir deliyi öldürmek de dinsizce bir davranış olur.»
O zaman, önde gelen kâhinler ve halkın ileri gelenleri, yazıcı ve Ferisîlerle birlikte bağıra çağıra dediler: «O Nasıra'lı İsa'dır, biz onu tanırız; çünkü, eğer suçlu olmamış olsaydı onu senin eline vermezdik. O deli de değildir, bilakis habistir. Çünkü bu yolla elimizden kurtulmaya çalışıyor. Ve onun karıştırdığı fitne, kurtulacak olursa öncekinden daha kötü olacaktır.»
Pilatus (valinin adı böyleydi), böyle bir durumdan kendisini sıyırmak için dedi. «O Galile'lidir ve Hirodes Galile kralıdır; bu nedenle böyle bir davaya bakmak bana düşmez, bu yüzden onu Hirodes'e götürün.»
Bunun üzerine, Yehuda'yı Hirodes'e götürdüler. O, uzun bir süre İsa'nın evine gitmesini arzulamıştı. Ama, îsa onun evine gitmeği hiç istememişti. Çünkü Hirodes, bir Centilî olup, sahte ve yalancı tanrılara tapar, necis Centilîlerin usulü üzere yaşardı. Şimdi, Yehuda oraya getirilince, Hirodes, kendisine pek çok sorular sordu; Yehuda, İsa olduğunu inkâr ederek bunlara, amaca uymayan cevaplar verdi.
O zaman, Hirodes, tüm sarayıyla birlikte onunla alay etti ve, soytarılara giydirildiği gibi ona da beyazlar giydirip, geri Pilatus'a gönderdi ve dedi: «İsrail kavmine adalette başarısızlığa düşme!»
Ve, Hirodes bunu yazdı, çünkü, önde gelen kâhinler, yazıcılar ve Ferisîler kendisine çok miktarda para vermişlerdi. Vali, bunu Hirodes'in bir hizmetçisinden duyunca, o da biraz para elde edebilmek için Yehuda'yı serbest bırakmak istermiş gibi yaptı. Bunun üzerine, kamçılayarak öldürmeleri için kendilerine yazıcıların ödemede bulunduğu kölelerine onu kamçılattı. Ama, bu konuda fermanını vermiş bulunan Allah, bir başkasını sattığı bu korkunç ölümü çekmesi için, Yehuda'yı çarmıha saklıyordu. Her ne kadar askerler onu, vücudu kan revan içinde kalıncaya kadar kırbaçlamışlarsa da, Yehuda'nın kırbaç altında ölmesine izin vermedi. Sonra, alay ederek, üzerine eski mor bir elbise giydirip, dediler: «Yeni kralımızı giydirmek ve taçlandırmak gerek.» Böyle deyip, dikenler topladılar ve kralların başlarına giydikleri altın ve kıymetli taşlardan oluşan taçlar gibi bir taç yaptılar ve bu dikenli tacı Yehuda'nın başına koydular. Asa yerine eline bir kamış verdiler ve yüksek bir yere oturttular. Ve, askerler önüne gelip, alaylı alaylı baş eğerek, onu Yahudiler'in kralı olarak selâmladılar. Ve, yeni kralların vermeye alışık oldukları hediyeleri almak için ellerini açtılar; ve hiç bir şey almayınca da Yehuda'yı tokatlayıp dediler: «Askerlerine ve hizmetçilerine ödemede bulunmayacaktın da, ne diye taç giydin aptal kral?»
Yazıcılar ve Ferisilerle birlikte önde gelen kâhinler, Yehuda'nın kırbaçlarla ölmemiş olduğunu görünce, Pilatus'un onu serbest bırakmasından korkarak, valiye para hediyesinde bulundular. O da bunu alıp. Yehuda'yı ölüm suçlusu olarak yazıcılara ve Ferisî'lere verdi. Bunun üzerine, onun yanısıra iki hırsızı da çarmıhta ölüm cezasına çarptırdılar.
Sonra onu, suçluları astıkları Kalveri dağına götürdüler ve orada, daha çok rezil olsun diye çıplak olarak çarmıha gerdiler.
Yehuda, bağırmaktan başka gerçekte bir şey yapmadı : «Allah, suçlunun kurtulup gittiğini ve benim de haksız yere öldüğümü göre göre, beni neden terkettin?»
Cidden diyorum ki, Yehuda'nın sesi, yüzü ve şekli Isa'ya o kadar benziyordu ki, şakirtleri ve mü'minleri onun îsa olduğuna tamamen inandılar; bu yüzden bazıları, İsa'nın sahte bir peygamber olduğuna ve gösterdiği mucizeleri büyü san'atıyla gerçekleştirdiğine inanarak, İsa'nın doktrininden ayrıldılar; çünkü, İsa dünyanın sonunun yaklaştığı zamana kadar ölmeyeceğini söylemişti. Çünkü, o zaman dünyadan alınmalıydı.
Öte yandan, İsa'nın akidesinde sapasağlam devam edenler, ölenin tümüyle Isa'ya benzediğini görüp, îsa'-nın demiş olduğu şeyleri de hatırlamadıklarından üzüntüye kapıldılar. Ve, İsa'nın annesinin eşliğinde Kalveri dağına gidip, İsa'nın ölümünde sürekli ağlıyarak bulunmakla kalmadılar, aynı zamanda Nikademus ve Aberimetya'lı Yusuf'un aracılığıyla İsa'nın vücudunu, gömmek için validen aldılar. Ve, kesinlikle kimsenin inanmayacağı ağlamalarda onu çarmıhtan indirip, yüz liralık çok kıymetli merhemlerle sararak, Yusuf'un yeni mezarına gömdüler.


 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver