32.
Kanunda uzmanlaşmış biri, İsa'yı, denemek için akşam yemeğine çağırdı. İsa havarileriyle birlikte geldi; onu denemek için pek çok yazıcı da evde bekliyordu. Havariler, ellerini yıkamadan sofraya oturdular. Yazıcılar, bunun üzerine Isa'ya seslendiler: «Neden havarilerin ekmek yemeden önce ellerini yıkamamakla, büyüklerinin geleneklerine dikkat etmiyorlar?»
«Siz yazıcılar ve Ferisîler, başkalarının omuzlarına taşınamaz yükleri yükler, fakat kendiniz, bu esnada tek parmağınızla olsun, onları kımıldatmak istemezsiniz. «Size söylüyorum, size, her şer dünyaya, sözde büyükler sebep gösterilerek girmiştir. Söyleyin bana, büyüklerin kullanmasıyla değil de, kim sokmuştur puta tapıcılığı dünyaya? Bir kral vardı, Baal adındaki babasını aşırı derecede seven. Ve, babası ölünce, oğlu, kendini teselli etmek için, babasına benzeyen bir heykel yaptırıp, şehrin pazar yerine diktirtti. Ve, bu heykele onbeş gez(bir uzunluk birimi)yaklaşanın güven içinde olacağı ve her ne olursa olsun, onun incitilmeyeceğine dair bir emir çıkardı. Bundan böyle bütün kötüler ve suçlular, oradan gördükleri yarar nedeniyle, heykele güller ve çiçekler sunmaya başladılar ve kısa bir zaman sonra, sunulan bu şeyler paraya ve yiyeceğe dönüştü. O kadar ki, onurlandırmak için ona tanrı dediler. Adetten kanuna dönüşen şu şeye bakın, o kadar ki, Baal putu dünyanın her tarafına yayıldı; ve Allah buna ne kadar üzüldüğünü peygamber îşaya'ya bildirdi: «Gerçekten benim kullarım bana boşuna tapınıyor, çünkü onlar, kulum Musa aracılığıyla kendilerine verilen benim kanunumu hükümsüz kılıp, büyüklerinin geleneklerine uymaktadırlar.»
«Size diyorum, temiz olmayan ellerle ekmek yemek, bir insanı kirletmez, çünkü, insanın içine giren insanı kirletmez, insanı insandan çıkan şeyler kirletir..
Bunun üzerine, yazıcılardan biri dedi: «Eğer ben domuz eti veya bir başka temiz olmayan et yersem, benim vicdanımı kirletmezler mi?»
îsa cevap verdi: «İtaatsizlik insanın içine girmez, insandan, kalbinden dışarı çıkar; ve bu nedenle, yasaklanmış yemeği yerse, kirlenmiş olur.»
Ardından, fakihîerden biri dedi: «Muallim sanki îsrail kavminin putları varmış gibi, verdin putatapıcıhk aleyhinde konuştun, ve bize haksızlık etmiş oldun.»
İsa cevap verdi: «Bugün îsrail halkmda odundan heykeller olmadığını ben de pek ala biliyorum; fakat, etten heykeller var.»
Bütün yazıcılar buna kızarak cevap verdi : «O halde, biz de puta tapıcılardan(mı) oluyoruz?»
İsa cevapladı: «Size diyorum ki, hükümde, «tapınacaksınız» demiyor, «Allah'ınız Rabb(ı) bütün ruhunuzla, bütün kalbinizle ve bütün düşüncenizle seveceksiniz» diyor. Doğru değil mi bu?»
«Doğru» dediler hepsi birden.