Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31 Mart 2009, 02:52   #2
Çevrimdışı
noLove
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Saldırganlık




Saldırganlık Çocuklarda Duygusal Bir Sorundur:

Saldırgan çocuk, duygusal sorunları nedeni ile yaşıtları ve genel
olarak çevresi ile uyumlu ilişkiler kuramayan çocuktur. Aşırı
geçimsizdir. İlişkileri gergin ve sürtüşmelidir. Parlamaya hazırdır,
kavgacıdır. Sürekli kuralları çiğner, sık sık ceza görür. Anne,
baba, öğretmen ve genellikle büyüklere karşı gelmeye meyillidir.
Olağan anlaşmazlıkları bilek gücü ile çözmeye çalışır. Öfkesini
yenemez ve hep kendini haklı çıkarma eğilimindedir. Davranışlarından
utansa bile yinelemekten kendini alıkoyamaz. Cezalardan hiç
etkilenmez veya bir süre etkilenmiş görünür. Bu tanıma giren
çocuklar, ruhsal sorunlarını davranışlarına aktarırlar. Evde,
okulda, çevrede durmadan sorun yaratırlar. Yetişkinlerle sürekli
çatışırlar.

Çocukta sık görülen yaramazlık, itişip kakışma, ara sıra geçimsizlik
ve kavgalar bir çocuğu saldırgan olarak tanımlamaya yetmez. Burada
söz konusu olan, tutum ve davranışta süreklilik gösteren
saldırganlıktır. Saldırganlık cinsel dürtü gibi insanda doğuştan
varolan bir dürtüdür. Aslında bireyin yaşaması için gereklidir. Ama
insan aynı zamanda, en sevecen ve en uysal canlı olabilme yeteneği
de gösterir. Kişinin yaşantı ve deneyleri kendisini bu iki uçtan
birine doğru yaklaştırır. Kişinin eğitilmesi, bir bakıma yapısında
varolan bu saldırganlığın yumuşatılması ve olumlu yollara
aktarılması demektir. Toplumsal yaşam bireylerin saldırganlık
eğilimlerinin törpülenmesine bağlıdır. Aslında insanda varolan
saldırganlık yok olmaz veya bütünüyle bastırılmaz, ancak biçim
değiştirir. Beden gücünün kavgada değil spor alanında yarışmaya araç
olarak kullanılması, bu yararlı dönüşüme bir örnektir. Uygar kişi
saldırganlık dürtüsünü kaba üstünlük sağlamak için kullanmaz. Onun
yerine becerisi, yetenekleri ve zekası ile toplumsal amaçlara
yönelir. Çocuk içinden gelen saldırganlığı başlangıçta bütün
çıplaklığı ve yalınlığı ile dışa vurur. Çocukta güven duygusu
geliştikçe beklemeyi ve tepkisini dizginlemeyi öğrenir.
Gereksinimleri doyuruldukça yatışır. Daha az tepkiyle de
isteklerinin karşılanabildiğini öğrenir. Başkaldırma yerine uysal
davranmanın kendi yararına sonuçlandığını görür. Kendisine sevgi ile
yaklaşıldıkça bu sevgiyi sürdürmek amacı ile kendi kendini
kısıtlamaya başlar. Bir yandan da saldırganlığını oyuna aktarır;
bastırmak zorunda kaldığı dürtülerine boşalım alanı sağlar. Daha
sonra benimsediği anne-babasına benzemek, onlar tarafından
beğenilmek için davranışlarını onlara uydurmaya çalışır. Bunlara,
anne-babasının ilgisini yitirmek ve cezalandırmak korkusu da
eklenince çocuk saldırganlığını daha da azaltır.



 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet