Konu: Zihniyetler
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29 Mart 2009, 04:49   #2
Çevrimdışı
YapraK
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Zihniyetler




KÜLTÜR VE ZİHNİYET

Sosyal bilimlerde kullanılan bir çok terim gibi, zihniyet kavramı başka kavramlarla ilintilidir (ve çoğu zaman onlarla kesişir).

Zihniyet bir grubun içselleştirilmiş olan kültürüne atıf yapmadan anlaşılamaz; bu içselleştirilmiş kültür de kendi yanından kültürel öncüller ve kültürel kişilik nosyonuyla ilgilidir.

Zihniyetin ne demek olduğunu, ancak bu bir kaç tanımı yaptıktan sonra daha iyi anlayabiliriz.

I. Kültür
En basit ve günlük anlamıyla kültür terimi, belli bir bilgi biçimini ifade eder. Bu nedenle, mühendislik eğitimi görmüş birinin teknik ya da bilimsel bir kültürü olduğu, buna karşılık edebiyat okumuş veya edebiyat tutkunu birinin edebi bir kültüre sahip olduğu söylenebilir. Bu anlamda kültür, tümüyle birbiriyle kaynaşmış bir bilgi bütününe dayanan bir düşünce şekillenmesidir; bu bilgi bütünü akıl yürütmenin, şeyleri görme ve aynı zamanda belli sayıda “nesne” karşısında davranış ayarlama biçimlerinin örtük referanslarını oluşturur (örneğin mühendis edebi kişilerin aksine mekanik, teknik olan şeylere eğilim gösterir, bu tür şeyler karşısın da kendini daha rahat hisseder).

Bu basit kültür nosyonu sosyolojik kültür nosyonunu oluşturmamızda yardımcı olacaktır.
Sosyolojide kültür terimi bir grubun (az ya da çok geniş) üyelerinin ortak edinimlerinin bütününü ifade eder. Bu edinimler şeylerin algılanmasında, yapılan değerlendirmelerde bilinç-dışı ve sürekli referans işlevi görürler, davranışların yönlendirilmesinde etkili olurlar.
Bu edinimlerin ne olduğu az çok bellidir, bilgilerle olduğu kadar fikirler ve inanışlar, yargı normları, koşullandırmalar, davranış ve tutumlar, tasarımlar ve toplumsal modeller le de ilgilidirler. Bunlar ruhsal yaşamımızda her zaman bilinçsizce varlıklarını gösterirler. Biz bu edinimleri farkında olmadan “kültürel grubu”muzun diğer üyeleri ile paylaşırız.

Kültürün ünlü tanımı açımlanarak, kültürün her şey unutulduktan sonra, grubumuzun diğer mensuplarıyla birlikte, bize ortaklaşa kalan şey olduğu söylenebilir. Bunu açıklamak için bir örnek ele alıyorum.

- “Bir dostum bir süre kalmam için apartman dairesini bana verdi, diyelim. Bu apartman dairesi benim dairemden farklıdır. Düzenlenişi, dekorasyonu, vb. beni hoş bir biçimde tedirgin edecektir.

“Ama aslında bildiğim bir mekandayımdır.
“Akşam daireye geldiğimde ‘ışığı yakmak’ için aranırım. ‘Gece konutta elektrikle aydınlanılır’ fikri bilinçsiz ve basit bir fikirdir. Batılı bir eğitim almış olan herkes bu fikri paylaşır. Bu fikir bir kültürel edinimdir. Bu türden bir ‘inanış’ muhakkak ki davranışlarımıza yön verir. Işığı yakacak olan düğmeyi bize arattırır.

“Bir de şu fikre bakalım: ‘Dairenin bir yerinde elektrik düğmesi türünden, elektrik akımını veren veya kesen -birisi var- fikri de bir kültürel edinimdir. Bu durumda, kapıya yakın yerlerde (kültürel yer) duvar boyunca böyle bir ‘sistem’ ararım. Bulamazsam elektrik akımını verecek bir başka yol ararım. Pedallı bir elektrik anahtarı ararım, önünden geçilmesi gereken bir foto-elektrik hücre, yapılması gereken bir jest ya da bir gürültü yaparım... ama ‘ışığı yakmak için bir şey yapılması gerektiği’ konusunda kuşku duymam”...

“Aynı şekilde, bu yeni apartman dairesinde yaşamımın bütün günlük jestleri aynı kültürden olduğum diğer kişilerle kaçınılmaz olarak paylaştığım alışkanlıklarla, edinimlerle ilgili olacaktır..

Sadece yaşama ilişkin alışkanlıkları paylaşmakla kalmayız, düşünme ve mantık yürütme alışkanlıklarını da paylaşırız. Kültürümüzü oluşturan bu ortak temeldir. Bu kültür her an mensubiyet grubumun yaşamına katılımım, sürekli kültürel banyo denilen (ki bundan kaçmamız mümkün değildir) olayın etkisiyle edinilmiştir.

Örtük referans ilkeleri ve kültürel davranışlarımı yönlendiren tasarımlar yukarda gördüğümüz gibi, pozitif olabilir: “Şunu ya da bunu yapmak gerekir şeklinde...”. Ama negatif de olabilir: “Şunu ya da bunu yapmamak gerekir şeklinde...”. Bu negatif ilkeler kültürel tabulardır. Dokunulması, ama aynı zamanda yapılması ya da düşünülmesi yasak olan şeylere tabu denir.

“Sokakta bir köpek görünce, onu otomatik olarak, etinin diri olup olmadığını da dikkate alarak ‘kaç kilo et ettiğine’ göre değerlendirmiyorum. Doğal olarak köpeği bir av hayvanı olarak görmüyorum. Köpekleri böyle görme kültürel alışkanlığı yoktur. Böyle bir akıl yürütme kabul edilemez, yasaktır. Dostlarımı bir köpek budu yemeye davet edersem, dehşete kapılırlar ve ayıplanırım. Onlara sadece şölenden sonra, köpek yediklerini itiraf edersem mideleri bulanacak ve daha önce çok iyi bulmuş oldukları yediklerini kusacaklardır.”


Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver