NİÇİN BU KADAR BÜYÜK FARK?
Şimdi de biraz şu meselenin üzerinde durup düşünelim. Acaba bu kadar büyük fark, niçin? Niçin bu kelime insanı insandan ayırıyor, evlâdı babaya babayı evlâda yabancı kılıyor? Bu nasıl oluyor? Bu kelimede ne vardır ki? Üst tarafı bir kaç söz. Bir kaç harf. Lam, elif, he, mim, vav, sin ve dört tane de başka harf. Bu harfleri bir birleriyle birleştirip kelimeyi ağızdan çıkardın mıydı, o zaman sihirli değnek gibi, insan bambaşka bir insan oluyor. Niçin böyle oluyor? Niçin iki aynı adam arasında yerden semaya kadar büyük bir fark oluyor? Kardeşlerim, biraz düşünerek, anlayarak iş görelim. Siz de kendi aklınızı kullanacak ve kendi kendinize diyeceksiniz ki, dilini kullanıp, bir kaç sözcük söylemekle bu kadar büyük netice neden? Putperest ve müşrikler düşünürler ki bir tılsım okunursa dağ parçalanır, yer yarılır, yerden çeşmeler pınarlar kaynar, ister okuyan kimse bu tılsımın manasım bilsin islerse bilmesin. Nitekim bu putperest müşrikler zannederler ki, tesir sadece bu tılsımın sözlerindedir. Bu tılsımlı sözler ağızdan çıktı mıydı, artık tılsımlar çözülür, her şey olabilir. Fakat İslâm böyle değildir. İslâm'da mesele sözün manasındadır. Lâfızların tesiri bunların manalarıyladır. Mana olmasa ve bu manada tâ gönlün içinden gelmese, gönlün kalbin derinliklerine yerleşmese bunun kuvvet ve kudreti sizin düşüncenizde sizin fikrinizde, sizin ahlâkınızda, sizin işlerinizde amellerinizde tesirini gösteremez ve sizin üzerinizde bir değişiklik yapamaz. Sadece isteksizce bir kaç kelime, bir kaç söz söylemekle hiç bir tesir görünmez.
Bu meseleyi şimdi ben size güzel bir misal ile anlatayım. Farz edin ki, siz üşümektesiniz. Siz eğer dilinizle Yorgan, Yorgan diye söylerseniz ve yün yorgan, yün yorgan diye bağırırsanız, asla üşümekten kurtulamazsınız. İsterseniz siz geceleyin yüz bin tesbih sayısında «yün yorgan» diye de söyleyin. Fakat ama siz bir yün yorgan bulup da sırtınıza örterseniz, o zaman soğuktan kurtulmuş olursunuz. Yine farz edin ki siz susamışsınız. Siz sabaha kadar da «su» diye bağırsanız, susuzluğunuz geçmez. Evet bir bardak su bulup içmeniz icab eder. Suyu bulup içtiniz mi, içiniz açılır ve susuzluğu gidermiş olursunuz. Farz edin ki siz nezleye yakalanmış ateşiniz yükselmiştir.Şimdi siz kalkıp da «menekşe», «sığır dili» (nezle için genellikle Hind-Pakistan'da kullanılan nebati ilâç. Mütercim) Menekşe, Sığırdili, diye tesbih çekmeğe başlayasınız ne nezleden kurtulur ne ateşiniz düşer. Bu ilâçları bulmanız, kaynatıp içmeniz gereklidir. Bunu yaptınız mı nezleden kurtulur ateşiniz de düşer.
İşte kelimeyi tayyibe kelimeyi şehadetin de durumu böyle. Altı yedi kelimeyi ağızda söylemek ile, insan değişmez, kâfir kimse de kâfirlikten kurtulup müslüman olmaz, temiz olmayan birisi de temizlenmez, nefret edilen kimse de sevilmez, cehennemlik de cennetlik olmaz. Ya ne olur? Fark şuradadır ki söylenecek olan bu kelimelerin ne demek olduğu bilinerek, anlaşılarak söylenecek ve kalbin tâ derinliklerinde yer verilecektir. Bu kelimelerin anlamının mefhumunun ne olduğu bilinecek ve buna bağlanılacaktır. Bu kelimeyi söylediğiniz zaman, siz şunu da bilmiş olmalısınız ki siz Hak Teâla'nın karşısında ve bütün dünyanın da karşısında ne kadar büyük meseleyi itiraf ediyor ve ne kadar önemli hususa ikrar veriyorsunuz? Bu ikrarınızla ne kadar büyük bir mesuliyet yükleniyorsunuz? Bunları bildikten sonra, bunları anladıktan sonra işte bu bir kaç kelime sizin bütün yaşamınıza ve düşüncenize hakim olacaktır. Bundan sonra siz artık, ne kafanızda, ne düşüncenizde başka hususlara yer vermeyeceksiniz. Bu kelimeye muhalif bulunan hiçbir şeye de yer vermeyeceksiniz. Sonra siz hep düşüneceksiniz ki, bu kelimelere muhalif bulunan her söz yalan ve asılsızdır. Ancak doğru söz bu kelimelerdir. Sonra bu kelimeler sizin yaşayışınızın her sahifesine hakim olacaktır. Bu kelimeleri söyleyip ikrar verdikten sonra, şunu da hesaba katacaksınız ki, siz artık kâfirler gibi başı boş değilsiniz. Kâfirler gibi istediğini yapacak durumda değilsiniz. Siz şimdi bu kelimeye bağlı bulunmaktasınız. Söylediğiniz kelimenin medlulüne bağlı kalacak bunun medlulünce işinizi ayarlayacaksınız. Bunun «yap» dediğini mutlaka yapacaksınız «yapma» dediğini katiyen yapmayacaksınız. Bu şekilde kelimeyi söyleyen adam müslüman kimse olur. Bu şekilde de insandan insana büyük fark olur, nitekim yukarıda bundan bahs ettik.