Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Yaşayan Hurafeler
Dua da Dikkat Edilecek Hususlar İslâmî usûle göre dua yapmak için şu hususlara dikkat etmekte yarar vardır. Dua, her zaman yapılabilir. Ancak Ramazan, Arefe, Bayram, Cuma günleri özellikle seher vakitleri ile, namaz sonlarında, secde aralarında ve savaş içinde saflar teşkil edildiği sıralarda yapılan dualar daha makbuldür. Dua yapılırken genellikle kıbleye dönmek, fakat gözleri göğe dikmemek gerekir. Dua; bağırıp çağırmadan, sesi fazla yükseltmeden huzur ve huşu ile yapılmalıdır. Dua'da kızgınlıkla kötü sözler söylememek, dua ederken Allah'tan başka herşeyi kalpten çıkarıp, yalnız O'nu düşünmek ve O'na güvenmek şarttır. Dua'nın Allah tarafından kabul edileceğine inanmak, duaya hemen dileğini söyleyerek değil, önce Allah'a hamdederek, Peygamberimize salat ve selam getirerek başlamak lazımdır. Duanın kabul olması için; hak yememek, kime kötülük yapmışsak ondan helallik almak, herkese iyilik düşünmek, ibadet ve taata yönelmek icabeder. Yine duanın kabul olması için, ana-babayı kırmamak, onları razı etmek, mazlumun ahından kaçınmak gerekir. Şunu da hatırlatmak isteriz ki, İslâm'daki dua adabında "Dua ettim, ettim de kabul edilmedi" demek doğru değildir. Yapılan duanın kabul olup olmaması Allah'ın takdirindedir. Kendimizi ıslah etmemiz, imanımızı yüceltmemiz gerekirken, "Duam kabul olmadı" demek İslâm inanç ve ahlâkına aykırıdır. Unutulmamalıdır ki her dua, Allah katında muhafaza edilir. Karşılığı ya dünyada ya da ahirette verilir. Ne zaman ve nerede verileceğini biz bilemediğimiz için duam kabul olmadı demek hatadır. İnanç zaafından ileri gelir. Allah'a dua etmenin, O'na yakarışta bulunmanın, O'na güvenmenin insan ruhu üzerinde çok olumlu etkisi vardır. Çünkü dua, psikolojik anlamda bir boşalmadır. Kişi, ruhunu sıkan birtakım duygu ve düşüncelerinden arınmak istediği zaman yaratanına sığınmakla, O'na yakarışta bulunmakla hafiflediğini hisseder. Af ve mağfiret dilemekle günahlarından temizlendiğine inanır. Bu inanç dua edene huzur ve sükun verir. Nitekim konuya ilişkin olarak Dr. Alexis Carrel de şöyle demektedir. ''Dua, zihni ve uzvî bir değişiklik meydana getirir. Bu değişiklik tedrici olur. İnsan ne ise kendisini öylece olduğu gibi görür. Bencilliğini, ihtirasını, hatalarını, kibirini görür. Ahlâkî görevini yapmaya doğru yön alır. Fikri tevazu kazanmaya çalışır. Onda iç sükûnet, ahlakî faaliyetler ahengi, yoksulluğa, iftiraya, gam ve kedere, ızdıraplara karşı daha çetin sabır ve tahammül başlar. Bununla beraber dua, uyuşturucu bir morfin tesiri yapıyor değildir"(1) Dua ile ilgili olarak Peygamber Efendimiz'in buyurduğu birkaç hadis mealini sunarak konuyu tamamlayalım.. "Dua ibadetin iliği ve özüdür" (2) "Şüphesiz ki Allah,ısrar ile dua eden kulunu sever" (3) "Kim yüce Allah 'a dua etmezse, Allah ona gazap eder" (4) Ünlü devlet adamı Mahatma Gandhi de şöyle söylemektedir: "Dua ve ibadet olmasaydı, ben çoktan çıldıracaktım" (5) (1) İlim Ahlak - İman, s. 45 (2) Tecrid-i Sarih, c. 12, s. 331. (3) Fethu'I-Kebir, c. l, s. 335. (4) Kunûz'il-Hakaik, c. 2, s. 120. (5) Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisi, c. XI Sayı: 5, s. 292.
Konu noLove tarafından (22 Mart 2009 Saat 21:50 ) değiştirilmiştir.
|