Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22 Mart 2009, 21:11   #21
Çevrimdışı
noLove
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Yaşayan Hurafeler




Dua ve Adabı


İnsanın yüce yaratıcıya karşı yapmak zorunda olduğu kulluk görevlerinden biri de DUA'dır. Sevgili Peygamberimizin bildirdiğine göre "Dua bir ibadettir". (1)
Gerçekten de dinler tarihinin bize ulaştırdığı bilgilerden öğreniyoruz ki insanoğlu yeryüzünde hangi tür inancı taşırsa taşısın, hiçbir zaman dua etmek lüzumunu hissetmekten uzak kalmamıştır. Çünkü insanoğlu yaratılışı gereği daima üstün bir kudrete bağlanmış, ona inanmış ve ondan yardım dilemiştir. İşte dua, bu inanışın dile getiriliş biçimidir.
Aslında dua, kelime anlamı bakımından; Allah'tan yardım dileme anlamına "çağrıda bulunmak, davet etmek", "yardım ve esenlik istemek" anlamlarına gelmektedir. Muhammed Hamdi YAZIR dua'yı şöyle tarif etmektedir.
"Dua; küçüğün büyükten, acizin kâadirden hacet ve arzusunu talep ve ricası demektir. (2)
Çağımızın ünlü biyoloji bilgini Alexis Carrel, "dua; kâinatın gayrimaddi olan heyulasına uzanmak" demektedir. Genellikle ya bir şikayet, ya bir bunalma veya bir yardım istemedir. Bazen de eşyada gizli yüce ve edebî prensibi, iç refahı ile nazar ve temaşadır. Dua insanın en yüce hikmet, en yüce kuvvet, en yüce güzellik ile birleşme ve kaynaşma yolunda insanın sarfettiği cehittir. Dua öyle bir takım formüllerle, hafif tertip dinlenmek değildir. Gerçek dua şuurun Allah ile birleşip kaynaştığı giz dolu bir halettir. (3)
Dua, en güzel anlam ve ifadesini, sevgili Peygamberimizin buyurduğu hadislerde kazanmıştır. Bunlardan bir kaç tanesini örnek olarak arzedelim.
Sevgili Peygamberimiz buyuruyorlar:
"Dua, mü'minin silahıdır, dinin direğidir, göklerin ve yerin nurudur. Dua, ibadettir. Darlık zamanında Allah'ın kendisine yetişmesini isteyen kimse, genişlik zamanında çok dua etsin. Genişlik zamanında dua etmek kadar Allah 'a hoş gelen birşey yoktur. Allah fazl 'u kerem sahibidir. Bir adam ellerini O 'na kaldırırsa, onları boş olarak geri çevirmekten utanır" (4)
Dua etmek için kutsal kitabımız Kur'ân-ı Kerim'de emir ve işaretler vardır. Yüce Allah Mü'min Sûresinde şöyle buyuruyor: "Bana dua edin ki size karşılığını vereyim..". (5)
Bir başka sûrede de "Ey Muhammed kullarım beni sana sorarlarsa, bilsinler ki, ben şüphesiz onlara yakınım, Benden isteyenin dua ettiğinde duasını kabul ederim. Artık onlar da davetimi kabul edip bana inansınlar, doğru yolda yürüyenlerden olsunlar" (6)
Anlamlarını sunduğumuz bu ve bunlara benzer diğer âyeti kerimelerden de anlaşılıyor ki Allah'a dua etmek bir buyruktur ve kulun kulluk vazifesidir. Allah'a dua kişiyi hiçbir zaman küçültmez. Bilakis, insanın Allah'a teslimiyetini ifade eder. İnsanın, Allah'ın azameti ve kudreti karşısında nekadar aciz olduğunu, ancak O'na inandığını, O'na güvendiğini, kulluğunu O'na arzettiğini ifade eder. Çünkü dua eden, ancak Allah'a inandığı için dua etmektedir. Dua eden kimse Allah'ın emrini yerine getirmiş olduğundan sevap kazanır. Zira dua bir ibadettir. Allah Elçisi: "Dua ibadetin özüdür" buyurur. Dua eden kul Allah'ına yaklaşmıştır. Ruhu Allah ile çok yakın ilgi kurmuştur (7).
Zaten ibadetin aslı da O yüce kudrete yaklaşmak değil midir? Kur'ân-ı Kerim'in pek çok yerinde geçen dua lafzı, çok kere ibadet anlamında kullanılmıştır(8).
Peygamberimizin ve İslâm bilginlerinin bildirdiklerine göre dua insanın manevi dünyasını zenginleştirmesi, insanı ruh olgunluğuna yüceltmesi bakımından pek çok yararlıdır. Ta ki kişi duayı içtenlikle inanarak, ısrarla ve sürekli olarak yapsın. Zaten Kur'ân-ı Kerim'de: "Ey insanlar! Allah'ı çok anın, O'nu sabah akşam teşbih edin" (9) "Allah'ı çok anın ki saadete erişesiniz'' (10) anlamlarındaki ayetler, duayı dilimizden eksik etmememizi hatırlatmaktadır. Dua, yüce Allah'a karşı, dilek ve arzumuzu, af ve mağfiret niyazımızı arzetmek olduğu için, kendine özgü bir usûl ve adab içerisinde yapılmalıdır..


(1) Tecrid-i Sarih, c. 12, s. 360.
(2) Hak Dini Kur'ân Dili, M.Hamdi Yazır, c. 3, s. 2194.
(3) İlim- Ahlâk-İman, M.Rahmi Balaban, s. 41.
(4) Büyük Dua Mecmuası, Süleyman Ateş, s. 7-8.
(5) Mü'min Suresi, Âyet: 60.
(6) Bakara Suresi, Âyet: 186.
(7) Kur'ân-ı Kerim'in Türkçe Meali Âlisi ve Tefsiri, c. 7, s. 3163.
(8) Büyük Dua Mecmuası, s. 10.
(9) Ahzab Suresi, Ayet: 41-42
(10) Cuma Suresi, Ayet: 10.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver