Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20 Mart 2009, 03:20   #4
Çevrimdışı
YapraK
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Peygamberimiz'in Geleceğe Dair Verdiği Haberler




AHİR ZAMAN ALAMETLERİ GÜNÜMÜZDE BİRBİRİ ARDINA GERÇEKLEŞMEKTEDİR
Peygamber Efendimizden rivayet edilen hadislerde ahir zamanın ve Altınçağ'ın alametleri haber verilmiştir. Günümüzde gerçekleşen olayları bu alametler ile kıyasladığımızda ise, ahir zamanın, içinde yaşadığımız dönem olduğunu gösteren ve aynı zamanda Altınçağ'ın gelişini müjdeleyen pek çok işaret görmekteyiz.
Şunu belirtmeliyiz ki, bu bölümde yer verdiğimiz hadislerde bildirilen işaretlerin bir kısmı 1400 yıllık İslam tarihinin herhangi bir döneminde, dünyanın belirli bir bölgesinde, belirli bir oranda görülmüş olabilir. Böyle bir durum o dönemin ahir zaman olduğunu göstermez. Zira bir devrin ahir zaman olarak nitelendirilmesi için kıyamet alametlerinin tümünün aynı çağda, birbirlerini izleyerek gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu durum bir hadiste şöyle ifade edilmiştir:
"Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların art arda kopması gibi."[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Ahir zamanın başlangıcı, hadislerde, fitnelerin çoğaldığı, savaş ve çatışmaların arttığı, dünya üzerinde çok büyük bir ahlaki yozlaşmanın baş gösterdiği din ahlakından uzaklaşıldığı bir kaos ortamı olarak tanımlanmıştır. Söz konusu dönemde, dünyanın dört bir yanında doğal felaketler olacak, fakirlik hiçbir dönemde olmadığı kadar artacak, suç oranlarında çok büyük bir tırmanma görülecek, cinayetler ve katliamlar birbirini takip edecektir. Ancak bu, ahir zamanın sadece ilk aşamasıdır; ikinci aşamada Allah insanlığı bu kaos ortamından kurtaracak, bolluk, bereket, huzur, barış ve güvenlik dolu bir yaşam ile kullarını nimetlendirecektir.

Yaşadığımız yüzyılın sesten hızlı uçakları, trenleri ve diğer gelişmiş ulaşım araçlarıyla, eski dönemlerde aylar süren yolculuklar şimdi bir kaç saat içinde, üstelik çok daha güvenli, rahat ve konforlu bir biçimde yapılabilmektedir. Hadisin işareti de bu şekilde gerçekleşmektedir.
Asırlar öncesinde kıtalar arasında haftalar alan haberleşme şu anda internet ve iletişim teknolojileriyle saniyeler içerisinde tamamlanmaktadır. Geçmişin kervanları ile aylar süren seyahatler sonucu ulaşabilen eşyaları, günümüzde anında temin etmek mümkündür. Çok değil, daha bir kaç yüzyıl önce tek bir kitabın yazılması için geçen sürede bugün milyarlarca kitap basılabilmektedir. Bütün bunların yanısıra temizlik, yemek pişirme, çocuk bakımı gibi günlük işler, "teknoloji harikası" aletlerin yardımıyla vakit almaktan çıkmıştır.
Bu örnekler rahatlıkla çoğaltılabilir. Elbette burada üzerinde durulması gereken Peygamberimiz (sav)'in 7. yüzyılda haber verdiği kıyamet işaretlerinin günümüzde aynen gerçekleşmektedir.

Kamçı bilindiği gibi, eski çağlarda özellikle at, deve gibi binek hayvanlarını sürerken yaygın olarak kullanılmış bir araçtır; hadis incelendiğinde Peygamberimiz (sav)'in bir benzetme yaptığı ortaya çıkmaktadır. günümüzde yaşayan insanlara yönelik şöyle bir soru hazırlayalım: "Kamçının şekline benzetebileceğimiz ve konuşan nesne nedir?"
Bu sorunu en mantıklı cevabı, antenleri ile dikkat çeken telsiz, cep telefonu veya benzeri iletişim araçları olacaktır. Cep telefonu veya uydu telefonu gibi kablosuz iletişim araçlarının çok kısa bir geçmişi olduğunu göz önünde bulundurursak, Peygamberimiz (sav)'in 1400 yıl önce yaptığı tasvirin de ne kadar hikmetli olduğu anlaşılacaktır. Kıyamet öncesi zaman diliminin içinde bulunduğumuza dair bir haber dah böylece tecelli etmiştir.

Hadisteki mesaj oldukça açıktır. Kişinin kendi sesini duymasının ahir zamanın bir özelliği olduğu bildirilmektedir. Şüphesiz insanın kendi sesini duyabilmesi için öncelikle sesini kayıt etmesi ve sonrada dinlemesi gerekmektedir. Ses, kayıt ve reprodüksiyon teknolojisi de 20. yüzyılın bir ürünüdür; bu gelişme bilimsel bir dönüm noktası olmuş, haberleşme ve medya sektörlerinin doğmasına yol açmıştır. Ses kaydı özellikle bilgisayar ve lazer teknolojilerindeki son gelişmelerle mükemmele ulaşmış durumdadır.
Kısacası, günümüzün elektronik aletleri, mikrafonları ve hoparlörleri sesin kaydedilmesi ve dinlenmesine imkan sağlamakta ve bizlere yukarıdaki hadisin verdiği haberin tecelli ettiğini göstermektedir.

Yukarıdaki hadiste belirtilen "el" kelimesinin arapçası "yed"dir. Bu kelimenin sözlük anlamı "el"in yanısıra "kuvvet, kudret, güç, vasıta"dır. Bu hadiste de bu manlarda kullanılmış olması muhtemeldir.
İnsanların baktıklarında görebilecekleri bir "kuvvet, kudret, güç, vasıta" geçmiş dönemleri için fazla bir anlam taşımamaktadır. Ancak bugünün dünyasının vazgeçimez bir parçası olan televizyon, kamera ve bilgisayar gibi cihazlar hadislerde tarif edilen olaya tam olarak açıklık getirmektedir. Yani bu hadiste geçen "el" ifadesi, güç anlamında kullanılmıştır. Ve gökten dalgalar halinde gelen görüntülere, yani televizyon yanına işaret ettiği anlaşılmaktadır.

Peygamber Efendimiz ahir zamanda yaşanacak teknolojik gelişmelerle ilgili daha pek çok bilgi vermiştir. Hadislerde modern tarıma geçilmesi, yeni üretim tekniklerinin geliştirilmesi, tohum ıslahı çalışmaları ve yağmur sularının yeni barajlar, göletler yapılarak değerlendirilmesi sonucunda oluşacak üretim artışına dikkat çekilmektedir.

bulunduğumuz çağda diğer tüm dönemlerden daha fazla olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Hatta 20. yüzyılın başları ile sonları arasında dahi büyük bir fark vardır. Örneğin 1995 yılında doğmuş olan bir çocuğun 1900'lerde doğmuş birisine göre ortalama 35 yıl daha uzun yaşayacağı tahmin edilmektedir.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bu konudaki çarpıcı bir başka örnek de, geçmişte 100 seneden fazla yaşayan insanların oldukça nadir, günümüzde ise çok sayıda olmasıdır.
SONUÇ
Allah Kuran'da peygamberlerinden birçoğunu mucizelerle gönderdiğini bildirir. Örneğin Hz. Musa, asasını attığında asası yılan şekline bürünmüştü, elini koynuna soktuğunda eli beyaz olarak çıkmıştı, asasını denize vurduğunda ise deniz ikiye ayrılarak inananlara kuru bir yol açmıştı. Hz. İsa ise babasız olarak dünyaya gelmişti ve daha beşikte iken konuşmuştu, başka bir mucize olarak da hastaları iyileştirebiliyordu. Tüm bu mucizeler, peygamberlerin insanları ikna etmeleri, onların kendilerine inanmalarını sağlamaları için Allah katından onlara verilmiş büyük birer destek ve yardımdırlar.
Allah, Hz. Muhammed (sav)'i de, hem Kuran'ın içinde yer alan mucizelerle, hem de kendisine bildirdiği gayb haberleri ile desteklemiştir. Peygamber Efendimiz, yakın ve uzak gelecekte gerçekleşecek olan olayları, bazı detayları ile haber vermiştir. Bunların gerçekleştiğini görmek ise, hem müminlerin şevklerinin artmasına vesile olmakta, hem de iman etmeyenlerin kalplerinin İslam'a ısınarak iman etmelerine bir vesile olmaktadır.
Yaşadığı dönemde gerçekleşmesi imkansız gibi görünen, hatta nasıl gerçekleşeceği tahayyül dahi edilemeyen olayların ardı ardına gerçekleşmesi, Allah'ın Peygamberimiz (sav)'e özel bir ilim verdiğinin açık bir delilidir.
Şunu da belirtmek gerekir ki, hidayet bulmayacak olanlar, Peygamberimiz (sav)'in ve Kuran'ın açık delil ve mucizelerine rağmen iman etmeyeceklerdir. Allah bu gerçeği Kuran'da şöyle bildirir:
Olanca yeminleriyle, eğer kendilerine bir ayet gelse, kesin olarak ona inanacaklarına dair Allah'a yemin ettiler. De ki: "Ayetler, ancak Allah katındadır; onlara (mucizeler) gelse de kuşkusuz inanmayacaklarının şuurunda değil misiniz? (Enam Suresi, 109)

Alıntı

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet