Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Peygamberimiz'in Geleceğe Dair Verdiği Haberler
PEYGAMBER EFENDİMİZİN HADİSLERİNDE BİLDİRDİĞİ GAYB HABERLERİNDEN BAZILARI Peygamber Efendimiz hadis-i şeriflerinde Mısır'ın fethedileceğini müjdelemektedir. Peygamberimiz (sav) bu müjdeyi verdiği sırada Mısır, Romalıların hakimiyeti altındaydı. Ayrıca, Müslümanların henüz çok büyük bir gücü bulunmamaktaydı. Ancak, Peygamber Efendimizin, bu sözleri gerçek olmuş, kendisinin vefatından çok zaman geçmeden, Hz. Ömer (ra)'in halifeliği sırasında, M.S. 641 yılında, Amr bin As komutasındaki Müslümanlar tarafından Mısır fethedilmiştir.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bu olay, Peygamber Efendimizin gerçekleşen gayb haberlerinden biridir. Bu hadis-i şerifte geçen "Kisra" kelimesi, geçmişte İran kralları için kullanılan bir isimdir. Kayser (Sezar) sıfatı ise, Roma İmparatoru için kullanılmaktaydı. Peygamber Efendimiz, bu her iki kralın sahip olduğu hazinenin Müslümanlara kalacağını müjdelemiştir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Peygamberimiz (sav)'in bu haberi müjdelediği dönemde Müslümanların askeri, ekonomik ve siyasi açıdan, henüz böyle büyük bir fetih yapmaya güçlerinin bulunmamasıdır. Ayrıca, bu dönemde, İran ve Bizans İmparatorlukları da, tüm Ortadoğu'ya hakim en güçlü iki devletti. Dolayısıyla, Peygamber Efendimiz, bu iki fethi haber verdiğinde böyle bir siyasi durum söz konusu bile değildi. Ancak, Peygamber Efendimizin haber verdiği bu olaylar da gerçekleşmiştir. Hz. Ömer zamanında İran fethedilmiş ve ganimetlerine el konulmuştur. Ve bu fetihle birlikte Kisraların saltanatı son bulmuştur.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Kayser'in ölümü ve hazinelerinin Müslümanlara kalması ise, öncelikle Müslümanların Halifeler döneminde, Roma İmparatorluğu'na ait çok önemli merkezleri fethetmeleri ile gerçekleşmiştir. Hz. Ebubekir döneminden başlayarak, Kayser'in yönetimi altındaki Ürdün, Filistin, Şam, Kudüs, Suriye, Mısır gibi önemli merkezlerin tamamı fethedilmiştir. İstanbul'un, 1453 yılında Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesi ve Roma İmparatorluğunun yıkılmasını müteakiben Kayser ünvanı da tarihe gömülmüştür.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Amerikalı araştırmacı yazar M.G.S. Hodgson, İslam'ın Serüveni isimli kitabında, Müslümanların Bizans ve İran İmparatorluğu'na ait yerlerin fethini şöyle açıklar: "Hz. Muhammed Mekkeli bir Arap olarak, Medine'de dini esaslara göre teşkilatlanmış bir toplum kurar ve Sasani (İran) ve Roma İmparatorlukları üzerine yürüyecek ve hatta yerel düzeyde onların yerine geçecek olan bu toplumu, Arap yarımadasının çoğu kesimine yayar."[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Böylece, Peygamberimiz (sav)'in döneminde siyasi ve ekonomik açıdan imkansız gibi görünen bu önemli fetihler, Allah'ın Hz. Muhammed'e verdiği birer mucize olarak gerçekleşmiştir. Peygamber Efendimiz, hükümdarları İslam'a davet kararı almış ve ashabından Abdullah bin Huzayfe (ra)'yi İran Kisrası Perviz İbni Hürmüz'e elçi olarak göndermiştir. İran Kisrası ise, kibirinden hiddetlenmiş ve Peygamber Efendimizin davetine uymamıştır. Hatta, Peygamber Efendimize iki elçi gönderip, Müslümanların kendisine teslim olmalarını söylemiştir. Peygamber Efendimiz ise bu iki elçiyi önce İslamiyet'e davet etmiştir. Daha sonra ise, iki elçiyi ertesi gün kendilerine kararını bildirmek üzere huzurundan çıkarmıştır.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Ertesi gün Peygamber Efendimiz elçilere, Allah'ın kendisine bildirdiği şu haberi iletmiştir: "Yüce Allah Kisra'ya oğlu Şireveyh"i musallat kıldı. Şireveyh, onu şu ayda, şu gecede ve gecenin de şu saatinde öldürdü!"[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Peygamber Efendimiz ayrıca onlara hitaben şöyle demiştir: "Bazan'a (Kisranın aracı olarak elçi göndermesini emrettiği vali) deyiniz ki: Benim dinim ve hakimiyetim, Kisra'nın mülk ve sanatının ulaştığı yere kadar ulaşacaktır. Yine ona deyiniz ki: Eğer sen Müslüman olursan, şu anda idare etmekte olduğun yerleri sana vereceğim, seni Ebnalardan (Güney Arabistan'a yerleşen İranlılar) meydana gelen kavme hükümdar yapacağım."[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bunun üzerine elçiler Yemen'e dönerek olup bitenleri anlattılar ve duyduklarından son derece etkilenen Bazan bunu "Vallahi bu hükümdar sözü değildir. Öyle sanıyorum ki, bu zat dediği gibi bir peygamberdir"[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] sözleriyle ifade etti. Sonra da adamlarına "Onu nasıl buldunuz?" diye sordu. Peygamberimiz (sav)'in heybetinden son derece etkilenen elçiler, "Biz, ondan daha heybetli hiçbir şeyden korkmayan ve muhafızsız bulunan bir hükümdar görmedik. Mütevazi ve yaya olarak halk arasında yürüyordu" dediler. Bazan, bir süre bekleyip Peygamber Efendimizin Kisra hakkında söylediklerinin doğru çıkıp çıkmayacağını görmek istedi. Böylece Peygamber Efendimizin Allah'ın elçisi olduğuna emin olacağını belirtti. Aradan kısa bir süre geçtikten sonra Kisra'nın oğlu Şivereyh'ten Bazan'a şu mealde bir mektup geldi: "Ben Kisra'yı öldürdüm. Bu mektubum sana gelince, benim namıma, halkın biatını al, Kisra'nın sana yazmış olduğu zat hakkında da, yeni bir emrim gelinceye kadar bekle ve hiçbir teşebbüse geçme."[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bazan ve adamları hesap edince, bu olayın tam Peygamberimiz (sav)'in belirttiği zamanda meydana geldiğini gördüler.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bazan bu büyük mucizeyi gördükten sonra iman etti ve Müslüman oldu. Onu, Yemen'de oturan Ebnaların Müslüman olması izledi.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bazen, Peygamber Efendimizin tayin ettiği ilk vali idi ve İran valilerinden imana gelen ilk kişi idi.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Peygamber Efendimizin, 628 yılında İran Kisrası Perviz'i İslam'a davet eden bir mektup gönderdiği ve İran Kisrası'nın, oğlu tarafından 628 yılında öldürüldüğü tarihi kaynaklarda da belirtilen gerçek bir olaydır.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Alıntı |