Cevap: Karakoyunlular Devleti
Karakoyunlu Devletinde ordu, yaya ve atlı kuvvetlerden meydana geliyordu. Beylere bağlı tımarlı askerle, ayrıca önemli bir yekûn teşkil eden tımarlı sipahi ve çerik denilen aşiret kuvvetleri, devletin esas askerî gücünü oluşturuyordu. Ordu, günümüzdeki takım, bölük, tabur ve alay gibi, koşun, tip ve fevc diye bir takım gruplara bölünmüştü. Harp esnasında öncü birliklerine pişdar denilirdi. İhtiyat ordu karargâhına uruğ denilmekteydi. Hükümdarın maiyetindeki kapıkulu askerleri, maaşlarını dîvandan alırlardı. Kara Yusuf Bey, askerlerinin maaşlarını tam zamanında almalarına çok dikkat ederdi. Bu iş için ayrıca bir teşkilât da kurmuştu. Kültür ve medeniyet: Karakoyunlu hükümdarları, savaşların yanında, ülkenin imar ve ihyası için de çalışmışlardır. Cihanşâh, adalet ve imarcılığı ile meşhur olmuştur. Saltanatı devrinde Tebriz'i mâmur bir belde haline getirmiştir. Timur Han tarafından ortadan kaldırılmasına rağmen, o devirde tekrar ortaya çıkan Hurûfîlik adlı sapık fırkanın önüne geçen Cihanşâh, Tebriz'de bulunan Hurûfîlerin çoğunu ortadan kaldırarak, büyük hizmette bulunmuştur. İlme ve âlimlere saygılı olup, ilim adamlarını koruyup gözetmiş, medrese ve camiler yaptırmıştır. Tebriz'de muhteşem ve müzeyyen bir cami yaptıran ve memleketin çeşitli yerlerini âbideler ile süsleyen Cihanşâh, şairleri himaye etmiş ve kendisi de Hakîkî mahlâsıyla Türkçe ve Farsça şiirler yazmıştır. Onun oğlu, Bağdat valisi Pir Budak da şairdi. Meşhur âlimlerden Celâleddin Devânî, Akkoyunlulara intisab etmeden önce, Tebriz'de Cihanşâh'ın medresesinde müderrislik yapıyordu. Devânî, Farsça yazdığı Risale-i Hurûf adlı eserini Cihanşâh adına telif etti. Yine Şeyh Şücâeddin bin Kemaleddin Kirmânî, Hadîkat-ül Meârif adlı eserini Cihanşâh adına kaleme aldı. |