Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Peygamberlerin Sıfatları
Hz Nuh'un (as) İman Gemisi (2) Yazan seyit ahmet uzun İSYANIN ÖFKE KIVILCIMLARI Kalbinde merhamet ve iyi niyet olmayan, zenginlikleriyle şımarmış insanlar Nuh peygamberle alay etmeye başladılar; Ey Nuh! Allah, senin gibi çulsuz, fakir birini mi peygamber gönderdi? Yazık! Senin yanında olanlarda senin gibi fakir ve yoksul kimseler. Şayet getirdiğin din iyi bir şey olsaydı onu ilk önce biz kabul ederdik. Çünkü bizler her şeyin en iyisine sahibiz. Bizler şu ayak takımının inandığı tanrıya inanmaz ve onların bulunduğu bir çatının altında toplanmayız.. Bir başkası ise; Ey Nuh sana böyle birden ne oldu? Sen önceden aklı başında biriydin. Bizim putlarımıza karışmazdın. Şimdi delirdin mi yoksa? Böyle saçma şeyler söylüyorsun. Peygamberlikte nerden çıktı? Nuh peygamber de bunlara karşılık; Ey halkım! Ben bu anlattıklarımdan dolayı sizden bir karşılık ve ücret beklemiyorum. Benim fakirliğimi bahane ederek Allah’a ortaklar koşmayın. Ben sizin güvendiğiniz ve bugüne kadar yalanı görülmemiş Nuh değil miyim? Size ne oldu da böyle birden beni yalanlamaya ve karşı çıkmaya kalkışıyorsunuz? “Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Bilin ki ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.Buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancakâlemlerin Rabbidir.Onun için, Allah'tan korkun ve bana itaat edin.”Şuara 26/ 106-110 Hayatı sadece para, mal ve mülk ile değerlendiren Nuh halkı, Nuh peygambere çirkin bir teklifte bulunurlar. Sözde onu inanan insanlardan ayıracaklar ve onu yalnız bırakacaklar. Sonra da, onu arkadaş satmakla ve ihanetle suçlayacaklar. İşte bu teklifi yapan birisi şunları söyler; "Biz seni sadece bizim gibi bir insan olarak görüyoruz. Bizden, basit görüşle hareket eden alt tabakamızdan başkasının sana uyduğunu görmüyoruz. Ve sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Bilakis sizin yalancılar olduğunuzu düşünüyoruz." Hud 11/27Şayet sen onları yanından kovarsan ve bizlere yanında özel bir yer verirsen getirdiğin dini düşünürüz. Belki o zaman senin Allah’ın hakkında bir karar verebiliriz. Ama ilk önce onları yanından uzaklaştırman gerekecektir. Bu sözler üzerine imanı yüreğine çelik zırhlarla işlemiş olan Nuh peygamber şunları söyler; Nuh dedi ki; "Ey kardeşlerim, baksanıza, eğer ben Rabbimden gelen açık belgelere dayanıyorsam, eğer O bana kendi katından bir rahmet verdi ise de siz bunu görmekten yoksun bırakıldı iseniz, istemediğiniz halde sizi bu açık belgeleri ve bu rahmeti kabul etmeye mi zorlayacağız?" "Ey kardeşlerim, bu uyarı çabalarıma karşılık sizden maddi bir karşılık istemiyorum, benim ücretimi verecek olan Allah’tır, mü'minleri yanımdan kovacak değilim, çünkü onlar Rablerine kavuşacaklardır. Fakat sizin gerçeklerden habersiz bir toplum olduğunuzu görüyorum. " "Ey kardeşlerim, eğer o müminleri yanımdan kovacak olursam, Allah'a karşı beni kim savunabilir? Bunu hiç düşünmüyor musunuz?""Size `Allah'ın hazineleri benim elimin altında da' demiyorum, gayb âlemini de bilemem, `Ben bir meleğim' de demiyorum. Sizin gözlerinize hor görünen kimselere Allah'ın hiçbir hayır vermediğini de söyleyemem, kalplerinde neler olduğunu herkesten iyi bilen Allah’tır. Yoksa zalimlerden biri olurum. " Hud11/ 28-29Nuh peygamber, isyankâr halka, Allah’ın değişmez değer ölçülerini tek tek sıralamıştı. Zenginlik, fakirlik bir değer ölçüsü değildir. Allah insanların dış görünüşlerine, zenginliklerine değil, Allah için yaptıkları güzel davranışlara ve kalplerindeki iyi niyetlere değer verirdi.Allah’a inanan bir fakir, Allah’a inanmayan bir zenginden daha hayırlıdır. Üstelik kendisi ne melek olduğunu, ne yerlerin ve göklerin hazinesinin yanında olduğunu, ne de zenginlere özel bir önem verdiğini söylemişti. Aksine inançsız insanlara uymanın cezasının, Allah katında büyük bir azap olduğunu söylemişti. “Onları kovduğum takdirde ben gerçekten zalimlerden olurum." ZALİMLERİN İNKÂR NEDENLERİ Nuh peygamberin halkındaki zenginler onun peygamberliğini ve Allah’a imanı reddetmelerinin temel nedeni, kendi üstünlüklerinin kaybolma endişesiydi. Çünkü o güne kadar zenginler bir şekilde güçsüzleri sömürüp, putlara itaat adıyla çalıştırıyorlardı. İnsanlar putlara itaat ve saygı adına halkın önde gelen zenginlerine saygı duyuyorlardı. İşte halkın ileri gelenleri düşüncelerini şöyle dile getiriler; Dünyada zenginliğe ve güzel yaşama sahip olanlar hep bizim gibi iyi insanlardır. O halde bu iyi insanlara saygı duymak gerekir. Onlar kötü olsalardı, Allah onlara iyilikleri verir miydi? Allah, onları zengin ve üstün kıldıysa ve tüm dünya nimetlerinden faydalandırıyorsa, onları seviyor demekti. Şimdi Nuh’a da ne oluyordu böyle? O da diğerleri gibi fakir birisiydi. Allah birisine peygamberlik verecekse, kendileri gibi zengin ve üstün olan birini seçerdi. Nuh’un niyeti fakirlerin lideri olup, onları yönetmekti. Böylece üstün olacaktı. Peygamberlikte bu hususta bahanesiydi. Onları peygamberlikle kandırıp, onlara hükmedecekti. Biz bunu, onun yanına bırakır mıyız? Nasıl olur da bizim putlarımızı inkar eder ve bize hükmetmeye kalkar. Buna izin vermemiz mümkün değildir. Hem ona ne oluyor ki, Allah peygamber gönderecek olsaydı, onun gibi çulsuz birini mi gönderirdi? Gönderse gönderse peygamber olarak bir melek gönderirdi. Bizim gibi insandan peygamber mi olurmuş? İşte burada zalimler kendi ruh hallerini nasıl da ele veriyorlar. Kendileri gibi insanlardan tabi ki peygamber gelmezdi. Çünkü peygamberlik ruh ve duygu olgunluğunun zirvesini yaşayan kâmil insanlardan seçilirdi. Merhameti, sevgiyi, adaleti, bilgiyi hakkı önemseyen insanlardan seçilirdi. Bunlarda meleklerden bile üstün olan insanlardı. İnkâr nedenlerinden birisini de sıralarken şunu söylerler; Biz önceki babalarımızdan böyle bir şey duymadık. Bu peygamberlikte nerden çıktı? Yoksa bu meslek yeni mi icat edildi? Biz babalarımızın haber vermedi şeyleri kabul etmeyiz. Bu Nuh’un icadıdır, böylece bize hükmetmek istiyor. Bu deliliği bakalım ne zamana kadar sürecek? Onu şimdilik kendi haline bırakalım. Nuh peygamberin davetini işte böyle düşünürler. Onun tevhit inancını reddetmelerinin sebepleri şöyle sıralanabilir; 1.Nuh peygamberin fakir ve güçsüz bir insan oluşu. 2.Ona inananların da zayıf olmaları ve ileri gelenlerden kimsenin olmayışı 3.Nuh’un peygamberlikle kendilerine hükmedeceği korkusu. 4.Peygamber olarak bir meleğin geleceğine olan inançları. 5.Önceki atalarından böyle bir şey duymadıklarından 6.En önemlisi de ona inanmakla çıkarlarını ve statülerini kaybedeceklerini düşünmelerinden. "Bu, tıpkı sizin gibi bir beşer olmaktan başka bir şey değildir. Size üstün ve hâkim olmak istiyor. Eğer Allah (peygamber göndermek) isteseydi, muhakkak ki melekler gönderirdi. Biz geçmişteki atalarımızdan böyle bir şey duymadık. Bu, yalnızca kendisinde delilik bulunan bir kimsedir. Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanıp bekleyin bakalım."Mü’minün 23/ 24-25"Biz seni sadece bizim gibi bir insan olarak görüyoruz. Bizden, basit görüşle hareket eden alt tabakamızdan başkasının sana uyduğunu görmüyoruz. Ve sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Bilakis sizin yalancılar olduğunuzu düşünüyoruz." Hud 11/ 27“Sana düşük seviyeli kimseler tâbi olup dururken, biz sana iman eder miyiz hiç!” Şuara 26/ 111 Nuh peygamberin halkından ileri gelenler ona iman etmemelerinin gerekçelerini çok net açıklamışlardı. Kendileri beyaz ve efendi insanlar, Nuh’a inananlar ise köle ve zenci… köle ile efendinin bir araya geldiği nerede görülmüş. Bu anlayış çağlar boyunca devam etmiştir. İnananlar hep alayla ve hakaretle karşılanmış. Peygamberlere iman eden insanlar ilk önceleri toplumun ezilen ve horlanan kişileri olmaları peygamberlerin mesajını anlamamız açısından da oldukça önemlidir. Çünkü İslam hiçbir zaman ve dönemde insanlar efendi köle, zengin fakir, siyah beyaz diye bir ayrıma tabi tutmamıştır. Bu anlayış en çok toplumsal ayrımcılıktan menfaat uman kesimin yani rantiyeci ve çıkarcı kesimin menfaatine zarar vermektedir. İnsanları sınıflandırmak söz konusu olmayınca onlar üzerinden kazanç elde edemeyeceklerdir. Bu da peygamberlere en sert tepkiyi niçin toplumun ileri gelen çıkarcıları olduğunu anlamamıza yardımcı olmaktadır. Peygamberler tarihini incelediğinizde göreceğiniz en çarpıcı olay; zalimlere karşı mazlumların yanında yer alan peygamberlerle, çıkarcı grupların mücadelesidir. |