Cevap: Peygamberlerin Sıfatları
HZ NUH'UN İMAN GEMİSİ (8) Yazan seyit ahmet uzun Nuh peygamber denizin olmadığı ve geminin kullanılmasının mümkün olmadığı bir yerde, Allah’ın emri ile bir gemi yapıyordu. Allah’a inanan insanlar O’nun kudretinden hiç şüpheye düşmeden emri anında yerine getirmeye başlamışlardı. Çünkü iman, şeksiz ve şüphesiz teslimiyeti gerektirirdi. Çünkü iman, bağlılık ve sadakatti. Nuh peygamber ve ona inanan insanlar Allah’ın yüceliğine boyun eğmiş ve O’nun verdiği sözü yerine getireceğine gönülden inanıyorlardı. Bunun için yüzme ihtimalinin olmadığı beldede gemiyi yapmaktan hiç çekinmediler. Ancak cahil insanlar Nuh peygamberin gemi yaptığını görünce şaşkınlıklarını gizlemedikleri gibi, onunla alay etmeye başladılar; Ey Nuh sen peygamber olduğunu söylüyordun şimdi kalkmış marangozculukla uğraşıyorsun. Yoksa peygamberlikten vaz mı geçtin? Nuh ne oldu sana böyle delirdin mi yoksa? Suyun olmadığı bu belde de gemi yapıyorsun. Senin deli olduğunu söylüyorduk ta kimse inanmıyordu. İşte bu yaptığın iş senin deli olduğunun ispatıdır. Bunu nerede ve nasıl yüzdüreceksin? Ey Nuh sen Allah’ın peygamberi olduğunu söylüyordun. Şayet gerçekten peygamber olsaydın, Rabbin seni bu zor ve meşakkatli bir işe sevk etmezdi. Demek ki Rabbin de seni yalnız bıraktı. Artık sen de şu peygamberlik sevdasından vazgeç. Bu ve buna benzer ifadelerle Nuh peygamberle alay ediyor onu yıldırmaya ve yaptığı işten vazgeçirmeye çalışıyorlardı. Kavminin kendisiyle alay etmesine karşılık Nuh peygamber gayet sakin ve kararlı bir şekilde gemiyi yapmaya devam ediyordu. Onların söylediğiyle ilgilenmiyordu. Rabbimiz onu yalnız bırakmamıştı. Onların alaylarına karşılık Nuh peygamber şöyle cevap verdi; “Nuh gemiyi yapıyor, kavminden ileri gelenler ise, yanına her uğradıkça onunla alay ediyorlardı. Dedi ki: "Eğer bizimle alay ediyorsanız, iyi bilin ki siz nasıl alay ediyorsanız biz de sizinle alay edeceğiz! Kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini ve sürekli bir azabın kimin başına ineceğini yakında bileceksiniz." Hud/ 38-39 İmanın süslediği bir kalbin sahibi teslimiyette hiçbir tereddüde düşmediği gibi, cahil halka da gereken cevabı veriyordu. Kimin kiminle alay edeceğini yakında göreceksiniz. Biz cahil olmaktan Allah’a sığınırız. Yaptığımız her işi O’nun emri ve önerisiyle yapıyoruz. Bundan dolayı da hiçbir korkumuz ve endişemiz yoktur. Ama o büyük azap geldiğini zaman kimin zor durumda kalacağını göreceksiniz. Bundan daha önemlisi de ahiretteki azap daha büyük ve şiddetlidir. Kaçınılması mümkün olmayan bir sondur. Bundan dolayı biz Allah’a teslim olmaktan asla rahatsızlık duymuyoruz. Onun emrini yerine getirmekten de onun duyuyoruz. Son gülen iyi gülecektir. Çünkü biz Allah’a teslimiyetle cennet gibi büyük bir mükâfatla karşılaşacağız. Rabbimiz bizi sonsuz nimetiyle ödüllendirecektir. Bizi de asla yalnız bırakmayacaktır. |