Cevap: Peygamberlerin Sıfatları
HZ NUH'UN İMAN GEMİSİ (12) Yazan seyit ahmet uzun SENİN AİLENDEN DEĞİLDİ (12) Nuh peygamber ve inananlar kurtulmuştu. Güneş gülen yüzünü bardaktan boşanırcasına yağan yağmurdan sonra çıkarmıştı. Gökkuşağı is hayatın tüm renklerini tebessüm eden yüzüyle inananlara çevirmişti. Böylesine güzel bir günde Nuh peygamberin gözleri, su da boğulanlar içinde birini arıyordu. Kendisine inanmadığı ve Allah’a isyan ettiği evladını arıyordu. Ne de olsa evlattı. Tufandan kurtulmanın ardından ellerini açıp Rabbine dua etti: “Bu arada Nûh Rabbine yakarıp "Rabbim!" dedi, "O benim kendi oğlumdu, ailemden biriydi; demek ki, Senin vaadin (herkes için) geçerli ve Sen hüküm verenlerin en adili, en söz geçirenisin!" Hud 11/ 45 Yüce Rabbimiz kendisine inananları ve ailesini kurtaracağını vaad etmişti. Bu söz üzerine Nuh peygamber de evladının ailesinden olduğunu dile getirerek onun kurtulmuş olacağını ümit ediyordu. Bunun için de oğlunun nerede olduğunu merak açısından böyle bir isteği dile getirmişti. Ancak Rabbimizin verdiği cevap tüm çağlar boyu geçerliliğini koruyacak ve insanların birbirine hangi bağlarla bağlaması gerektiğini net bir şekilde açıklayacaktı. İnananlar bir iman ailesi oluşturmak ve birbirine karşı inanç bağıyla bağlanmak zorundadır. Aksi takdirde biyolojik bağ bizi kurtaracak bir değer olmayacaktır. İşte Rabbimizin cevabı: “Allah Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. "Ey Nûh!" dedi, "O senin ailenden sayılmazdı; çünkü iyi ve doğru olmayan bir şey yaptı o. Ayrıca hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şey isteme Benden: böylece, sana cahillerden olmamanı öğütlüyorum" Hud 11/ 46 O senin ailen sayılmazdı. Çünkü inanç bağını koparmıştı. Senden uzaklaşmıştı. Bunun için de yaptığı kötü davranışlardan dolayı azabı hak etmişti. İltimas, torpil, adam kayırma yoktur. Her kes kazandığı ile değer bulur. Allah, peygamberini uyarmaktadır. Yeryüzünde Allah’ın halifesi olan bir peygamber ve geri çevrilen bir istek bize adaletin boyutlarını çok net bir şekilde göstermektedir. Bunun için insanlar atalarıyla, övünmeyi, onların vesilesi ile kurtuluş ümidini terk etmelidir. Çünkü kurtuluşun tek adresi, iman ve salih ameldir. Nuh peygamber Rabbimizin bu uyarı sonucu hemen kendine gelir ve bağışlanma diler; “Ey Rabbim!" dedi (Nûh), "Senden, hakkında bilgi sahibi olmadığım herhangi bir şey istemekten Sana sığınırım! Çünkü beni bağışlamaz, beni acıyıp esirgemezsen, şüphesiz, kaybedenlerden olurum!" Hud 11/ 47 İman teslimiyettir, boyun eğiştir, gözyaşıdır. Hataları af silgisiyle temizleyiştir. Nuh peygamber de Rabbimizin hatırlatması üzerine hemen secdeye kapanır, af ve bağışlanma ister. Hem oğlu hem de eşi kendisine isyan etmişti. Bu onları kurtuluş gemisinden uzaklaştırmıştı. Onları, kendi istekleriyle gerçekleştirdikleri bir eylem helake sürüklemişti. Bir peygamber olarak, bir baba olarak kendisine düşen görevleri yapmıştı. İmanın önemini ve gerekliliğini her ortamda, her şartta anlatmıştı. Bundan sonrası onların tercihiydi. Bu tercihlerinden sonra onlar küfürle kılıcıyla akrabalık bağlarını kesmiş oluyorlardı. Burada Rabbimiz bize çok önemli bir ilkeyi hatırlatmaktadır. Çocuklarınızı yetiştirirken ilk önce onlara değer olarak inancı ve Allah’a teslimiyeti verin. İnançtan uzak yetiştirdiğiniz çocuklarınız size yabancılaşarak, sizden uzaklaşacaktır. Gelecek, iş, eğitim bunlar önemli ve düşünülmesi gerekli şeylerdir. Ancak bunlar imanla olursa her adımı bir ibadet şevki taşır. İşte yeryüzünün ilk büyük tufanı son bulmuş, inananlar kurtulmuş, inkârcılar ise helak olmuştu. Bu evrensel ilahi kural kıyamete kadar değişmeyecektir. İnkârcılar bir şekilde Allah’ın azabına uğrayacak ve nihai kurtuluş inananların olacaktır. Selam olsun yüreğini Allah’a teslim eden gençlere ve tüm insanlara. Rabbimiz Allah, Nuh’a ve inananlara müjdeyi verir. Güvenle gemiden inmelerini ister. Kendilerine ve kendilerinden sonra gelecek iyilere yeryüzünün bereketlerini sereceğini belirtir. “Bunun üzerine (Nûh'a) "Ey Nûh!" denildi, "Sana ve seninle beraber (olanlara; senin ve) onlar(ın soyun)dan gelecek olan (iyi) insanlara katımızdan bir barış ve güvenlik, bir bolluk bereket (vaadi) ile gemiden in. Fakat (senin ve onların soyundan gelecek olan zalim ve inkârcı) insanlara gelince, Biz onların (bu dünyada belli bir süre) tutunup geçinmelerine fırsat verecek, sonra da başlarına katımızdan bir azap saracağız."Hud 11/48 Bir kavmin hüzünlü sonu bir şekilde noktalanır. İnanalar için cennet bir mükâfat yurdudur. Cehennem ise inkâra şartlanmışlar içindir. Kendi iradesiyle inkârı tercih eden kim olursa olsun Allah’ın rahmetinden uzak olacaktır. Bu kıssa bize bunu çok açık bir şekilde hatırlatmıştır. İnananlar, Nuh peygamberin önderliğinde yeni hayata yelken açmışlardır. Nihai mutluluk inananlarındır. |