Cevap: Hud peygamber cevap veriyor
HZ. İSMAİL ve HZ. İSHAK A.S Yazan M. Necmeddin Cenâb-ı Hak Kâbe'nin inşâsından sonra Hazreti İsmail'e peygamberlik vazifesi de verdi. Onu, kendi halkı Cürhüm'lülerle birlikte Yemen'de oturan Amâlika'lılara da Peygamber yaptı. Hazret-i İsmail, artık senenin büyük kısmını Yemen'de geçiriyor, arada sırada da Mekke'ye geliyordu. Kur'ân-ı Kerîm'de Hazreti İsmail'in, önce kendi âilesine, sonra yakın akrabalarına, daha sonra da Peygamberi olduğu milletin halkına namaz ve zekâtı emrettiği anlatılmaktadır.
Bu eylemden herkesin, özellikle de halka yol gösterme mevkiinde olanların alacakları bir ölçü vardır: İnsan her şeyden önce kendisinden sorumludur. Sonra sırasıyla çoluk çocuğuna, hanımına, yakın akrabalarına, kavim ve halkına doğru yolu göstermekle yükümlüdür.
Hazreti İsmail'in annesi Hacer validemiz 90 yaşında iken vefat etti. Onu Kâbe'nin bitişiğinde Hatîm denen yere defnettiler. Hazreti İsmail ise vefat ettiğinde 137 yaşında bulunuyordu. Onu da annesi Hacer'in yanına gömdüler.
Vefat edeceği sene Hazreti İsmail Yemen'den Mekke'ye geldi. Annesinin kabrini ve Kâbe'yi ziyaret etti. Oradan Filistin'e giderek babasının kabrini de ziyarette bulundu. Bu arada Şam'da bulunan kardeşi Hazreti İshak'la görüştü. İshak Peygamber'in Ays ve Yâkub adlarında iki oğlu vardı. Hazret-i İsmail'in de Sabiha adlı bir kızı vardı. Bu ziyaret sırasında Sabiha'yı Ays ile evlendirdiler. Daha sonra Hazreti İsmail Mekke'ye döndü ve o sene vefat etti.
Hazret-i İsmail'in pek çok oğlu olmuştu. Bunlar çeşitli bölgelere dağılmışlardı. Ancak Kayzer ve Sâbit adlı iki oğlu Mekke'de kalmıştı. Bunlardan Kayzer, Peygamber Efendimizin nesebini Hazret-i İsmail'e bağlayan dedesidir. Kureyş kabilesi bu zâtın soyundan gelmektedir. HAZRETİ İSHAK
Hazreti İbrahim, yaratılıştan yumuşak huylu, hâlim-selim bir zât idi. Kolay kolay kızmazdı. Kendine yapılan eziyetlere büyük bir sabırla tahammül gösterir, her zaman insanların ıslah olmalarını temenni ederdi. En kötü insanda bile, bir iyi tarafın olduğuna inanırdı. Günün birinde bu iyi tarafın baskın gelerek o insanın düzelmesini beklerdi.
Hazreti İbrahim'in Sâre'den de bir oğlu dünyaya geldi. Adını İshak koydular. Hazreti İshak'ın doğumu üzerine Hazret-i İbrahim, Allah'a şöyle dua etti:
- İhtiyarlığıma rağmen bana İsmail ve İshak'ı veren Allah'a hamd olsun. Muhakkak Rabbim bütün duaları işitir, kalbten geçen en ince arzu ve istekleri bilir. Yâ Rab. Beni ve neslimi namaz ibadetinde devamlı kıl. Duamızı kabûl eyle."
Hazret-i İbrahim'in vefatından sonra, Cenâb-ı Hak, Hazreti İshak'ı Şam ve Filistin halkına Peygamber yaptı. İshak Peygamber babasına çok benzerdi. Onu çokları babasından ayıramazlardı.
Hazret-i İshak'ın Ays ve Yâkub adlarında iki erkek çocuğu olmuştu. Bunlardan Ays'ın neslinden hükümdarlar çıkmış, Yâkub'un neslinden de Peygamberler gelmiştir. Hazreti İshak 160 yaşlarında vefat etti. Vefatı üzerine babasının yanına defnolundu. Allah cümlesinin şefaatlarına bizleri nâil eylesin. <<Hazırlayan: Betül Bozali, ASFA Koleji DKAB Öğretmeni İstanbul>> |