Cevap: Alenî Dâvet
Şeytanın vesvesesi
Ani ve beklenmedik bir kararla saâdet dâiresine dahil olan Hazret-i Hamza evine dönünce, zihninde şeytanın bir takım vesvese ve şüpheleriyle karşı karşıya kaldı: “Sen Kureyş’in hatırı sayılır birisi idin. Şu dininden dönen Muhammed’e uydun. Hiç de iyi etmedin!”
Kalb ve zihninin, şeytanın bu tarz telkinlerine maruz kaldığını hisseden Hazret-i Hamza, doğruca Kâbe’ye vardı ve:
“Allah’ım Bu tuttuğum yol doğru ise, kalbime de onu tasdik ettir. Bana bu hususta bir çıkar yol göster!” diye duâ etti.
Aradan bir gün geçtikten sonra Peygamber Efendimizin huzuruna vardı. Başından geçenleri anlattı. Resûl-i Ekrem, kendilerine va’z ve nasihatta bulundu.
Kalbi îmân ve itminan bulan Hazret-i Hamza, Peygamber Efendimize, “Senin doğruluğuna şehâdet ediyorum ki, ey kardeşimin oğlu, artık dinini bana açıkla” dedi.
Hazret-i Hamza gibi bir kahramanın Müslümanlar safında yer alışı Efendimizi ve Müslümanları son derece memnun ederken, müşriklerin gönüllerine hüzün ve korku saldı. Resûl-i Ekreme pervasızca revâ gördükleri eziyet ve işkencelerinin bir kısmını da terk etmek zorunda kaldılar. |