Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Makaleler..
Filistin Sorunu ve SiyonizmKuran ahlakı hakkıyla yaşandığında ve birlik ruhuyla hareket
edildiğinde Müslümanların arasındaki dayanışma artacak ve zulme karşı
hep birlikte fikri mücadele etme gücüne kavuşacaklardır.
Siyonizm dünya siyaset sahnesine ırkçı ve Yahudilerin diğer
milletlerle birarada yaşayamayacağı yanılgısını savunan bir ideoloji
olarak çıktı. Bu çarpık bakış açısı önce diasporada yaşayan Yahudiler
için büyük sorunlara neden oldu. Daha sonra da Ortadoğu'da yaşayan
Müslümanlara -İsrail'in işgalci ve baskıcı politikaları nedeniyle-
kan, ölüm, terör ve yokluğu getirdi.
Kısaca, Siyonizm aslında dini değerlerden değil seküler felsefelerden
kaynak bulan bir ideolojidir. Ne var ki diğer bazı aşırı milliyetçi
hareketlerde görüldüğü gibi, Siyonizm de bazı dini değerleri kendi
menfaatleri doğrultusunda kullanmaya kalkışmıştır.
Sosyal Darwınizmr17;in Siyonizme Etkisi
Siyonizmin barbar ve acımasız bir ideoloji olmasının ikinci bir nedeni
ise, 19. yüzyıl Avrupası'na hakim 'sömürgecilik' ideolojisine bağlı
olmasıdır. Sömürgecilik, sadece siyasi ve ekonomik bir sistem değil,
aynı zamanda bir ideolojidir. Batı'nın sanayileşmiş milletlerinin, bu
alanda geride kalmış olan milletleri sömürme, onların topraklarını
işgal etme hakkını taşıdıklarına, bunun sözde 'milletler arası yaşam
mücadelesi'nin doğal bir sonucu olduğuna inanan söz konusu ideoloji,
Sosyal Darwinizm'in bir ürünüdür. Bu ideoloji çerçevesinde, İngiltere,
Hindistan, Güney Afrika ve Mısır'ı sömürgeleştirmiş; Fransa,
Hindiçini'ni, Kuzey Afrika'yı ve Guayana'yı kolonileştirmiştir.
Siyonistler ise bu örneklerden esinlenerek Filistin'i Yahudiler adına
sömürgeleştirmeye karar vermişlerdir.
Ancak Siyonist sömürgecilik, İngiliz veya Fransız sömürgeciliğinden
daha kötüdür. Çünkü İngiliz ve Fransızlar, kolonileştirdikleri
ülkelerin halklarına (kendilerine boyun eğmek şartıyla) yaşam hakkı
tanımışlar, hatta bu ülkelere eğitim, adli yönetim, alt yapı
alanlarında bazı katkılarda dahi bulunmuşlardır. Ama Siyonizm,
Filistin halkına yaşam hakkı tanımamış, onlara karşı "etnik temizlik"
uygulamış, kendi idaresi altında yaşattığı Filistinlilere en ufak bir
katkı sağlamamıştır.
Filistinr17;de Yaşam Zorluğu
Günümüzde Filistinliler, en temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi
zorlanmakta, elektriği ve suyu İsrail izin verdiği müddetçe
kullanabilmekte, geçimlerini sağlayabilmek için kilometrelerce yol
gidip oldukça düşük maaşla çalışmaktadırlar. İşlerine gitmek veya
yakın bir mülteci kampında yaşayan akrabalarını ziyaret etmek için
yola çıkan Müslüman halk için on-onbeş dakikadan uzun sürmeyecek
yolculuklar tam bir kabusa dönüşmektedir. Çünkü sık aralıklarla
kurulmuş olan kontrol noktalarında Filistinliler sürekli kimlik
kontrolünden geçmekte ve her kontrolde sözlü ve fiili tacize
uğramakta, hor görülüp, aşağılanmaktadırlar. Müslüman halk için
pasaportları olmadan bir noktadan bir noktaya ulaşmak mümkün değildir.
Üstelik İsrail askerleri zaman zaman 'güvenlik' gerekçesiyle yolları
kapadığı için çoğu zaman işlerine, gitmek istedikleri yerlere ve hatta
hasta olmalarına rağmen hastaneye bile gidememektedirler. Tüm bunların
yanı sıra halk her gün bombalanma, öldürülme, yaralanma veya
tutuklanma korkusu içinde hayatına devam etmektedir. Çünkü sadece
yukarıda saydığımız koşular değil, fanatik Yahudilerin bulunduğu
yerleşim birimleri de Müslüman halk için ciddi bir tehdit unsurudur.
Müslüman halk sık sık bu birimlerde yaşayan fanatik Yahudilerin
silahlı saldırılarına veya tacizlerine maruz kalmaktadır.
Çözüm
Er ya da geç tüm Filistin halkının huzur, güvenlik, barış ve kardeşlik
içinde yaşayacağı günler Allahr17;ın izniyle gelecektir. Ancak bu, Kuran
ahlakının insanlar arasında yaygınlaşmasıyla mümkün olacaktır. Çünkü
Kuran'da insanların hayır yapmak için birbiriyle yarıştığı, barışı
savunduğu, affedici ve hoşgörülü olduğu, sevgiyi, saygıyı ve merhameti
ön planda tuttuğu bir ahlak tarif edilmektedir. Kuran ahlakının
yaşandığı bir ortamda şiddetin, kavganın, çatışmanın barınması mümkün
değildir. Dahası, Kuran ahlakı hakkıyla yaşandığında ve birlik ruhuyla
hareket edildiğinde Müslümanların arasındaki dayanışma artacak ve
zulme karşı hep birlikte fikri mücadele etme gücüne kavuşacaklardır.
Bu nedenle Kuran ahlakının yaşanması, yalnızca Filistin'de değil,
dünyanın dört bir köşesinde yaşanan zulümlerin de sona ermesinin
yolunu açacaktır. Burada tüm Müslümanlara düşen sorumluluk ise bu
ahlakın yaygınlaşması için gösterilecek çabadır.
Bu makale, Önce Vatan gazetesinde 05 Temmuz 2006 tarihinde
yayınlanmıştır. |