Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Temmuz 2008, 04:02   #11
Çevrimdışı
PopSy
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: "Atatürk'le Konuşmalar"




"Mustafa Kemâl Paşa'nın Paul Herriot'ya Verdiği Mülâkat"
''Türkiye'nin Rum Patrikhanesi içini arazisi üzerinde bir sığınılacak yer göstermeye ne mecburiyeti var?''

Paul Herriot'nun 26 Aralık 1922'de gazetesine çektiği telgraf:

Ankara'ya varır varmaz Büyük Millet Meclisi Reisi Gazi Mustafa Kemal Paşa'dan istediğim görüşmeyi yapmak fırsatını elde ettim. Saygıdeğer kişi beni Çankaya köşkünde kabul etme alçakgönüllülüğünde bulundu. Verdikleri bu önemli demeci geleceğe aynen bildiriyorum.

Mustafa Kemal Paşa hazretleri sözlerine şöyle başladılar:

'- Türkiye'ye karşı daima iyi niyetler beslemiş olan Fransız kavminin Türkleri, içinde bulundukları savaştan çıkmış görmek arzusunda bulunduğuna ve Türk isteklerinin haklı ve mantıklı olduğunu kabul ettiğine içtenlikle eminim. Bununla birlikte Lozan'daki delegelerinizin seçtiği hareket çizgisinden derinden şaşkınım ve bu delegelerin memleketiniz kamuoyunun gerçek temsilcisi olduklarına inanamıyorum.

Delegelerimiz hiçbir yeni istekte bulunmadılar. Kendilerinin istekleri memleketimizin yaşaması ve bağımsızlığının sağlanması için gereken koşulların en alt düzeyini içermektedir.

İstanbul ve Marmara denizinin güvenlik ve saldırı dokunulmazlığı hakkında gerekli güvence verilmek koşuluyla Boğazlar serbest geçişini en önce öneren biziz. Bugüne kadar bunu yapmadılar. Bu uygulanabilir güvence talebinde bulunduğumuzdan dolayı bizi ciddi olarak hatalı bulamazlar. Bugün bizi Lozan'a davet eden kişilerin konferansın açılmasından önce İstanbul'un bize iade edileceğine söz veren insanlar olduğunu anımsarsak bu söz verişin bize iyi niyetiyle yapılmış olmasından şüphe etmeye başlıyoruz. Çünkü İstanbul'un esenlik ve güvenliği için gerekli olan koşullar hakkında bugün bizimle pazarlık yapılmak isteniyor. Yine de bu konudaki fikrimi açıklamayı Boğazlar konusunun çözüldüğünü öğreneceğim güne erteliyorum.

Kapitülasyonlar

'Fakat şimdiye kadar Lozan, bize beklenmeyecek ve şaşkınlık verici diğer manzaralar da hazırlamaktan geri durmadı. Kapitülâsyonların konferansta birçok toplantıları işgal etmiş olması sebebini bir türlü anlayamıyoruz. Bu meselenin söz konusu edilmesi ve görüşülmesi bile millî gururumuza yöneltilmiş bir hakarettir. Kapitülâsyonların Türk milleti için ne derece nefret edilecek bir şey olduğunu size anlatmayı başaramam. Bunları diğer şekil ve adlar altında gizleyerek bize kabul ettirmeye başaracaklarını düşünenler ve hayal edenler bu noktada pek çok aldanıyorlar. Zira Türkler kapitülasyonların devam ettirilmesi kendilerini pek az bir zamanda ölüme göndereceğini pek iyi anlamışlardır. Türkiye, esir olarak mahvolmaktansa son nefesine kadar mücadele ve çaba göstermeye azmetmiştir.

Ümit ederim ki bizimle barış yapmak istediklerini açıklayanlar bakış açılarında ısrar etmeyerek, bu meselede Türk milletinin azim ve iradesi zararına yürümenin olanaklı olamayacağını anladıklarını yakından göstermeye cesaret edeceklerdir.

Bir arabozucu ve ihanet ocağı bulunan, memlekette ayrılık ve uyuşmazlık saçan, Hristiyan hemşehrilerimizin huzur ve refahı için de uğursuzluğa sebep olan ve felâket olan Rum Patrikhanesini artık topraklarımız üzerinde bırakamayız. Bu tehlikeli kuruluşu memleketimizde bulundurmaya bizi mecbur etmek için ne gibi gerekçe ve sebepler gösterilebilir?

Türkiye'nin Rum Patrikhanesi içini arazisi üzerinde bir sığınılacak yer göstermeye ne mecburiyeti var? Bu fesat ocağının gerçek yeri Yunanistan'da değil midir?

Dünyanın unutmaması gereken bir önemli nokta daha vardır: Büyük Millet Meclisi tarafından idare edilmekte olan yeni Türkiye, taht hükümeti idaresindeki eski Osmanlı İmparatorluğu değildir. Yeni Türkiye şeref ve onurunu, güç ve kuvvetini anlamış ve hukukunu korumak için varlığını tehlikeye atmaya da hazır ve emrindedir.''


PAUL HERRIOT
(Hâkimiyet-i Milliye'den: 2 Ocak 1923)

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet Mobil Chat