Evlenirken, hayatı boyunca eşinden, kendisine maddi sıkıntı çektirmeyeceği, hastalanmayacağına dair garanti belgesi alanınız var mı?
Üstelik kocanız çalışamıyor, hastanelerde yatıyor diye borç batağına saplanıp, 2 evladına hiç haber vermeden, onlar okuldayken, evi terk edip gitmek var mı? Düşünsenize, çocuklar eve gelmişler, kapı duvar! Babaları da hastanede, gözlerinden akan korku dolu yaşlar milletin ciğerini dağlamış. Tüm bu anlattıklarım Çorum'da Mercan isminde bir kadın yüzünden olmuş.
Telefonla konuştum o kadınla; "maddi sorunlar çözülürse döner misin yuvana?" diye sordum. "Bir daha bana para sıkıntısı çektirmezse dönerim" dedi. Bu kadın dünyadan bihaber demek ki. Hangi birimizin garantisi var ki yaşamak için, zenginlik için, sağlık için. Ve bu kadın çocuklarına ne öğretebilir? Çocuklar 10 gündür sokakta kalmaktan, otogarlarda sabahlamaktan perişan durumdalar. Çünkü ev sahibi, kiralarını ödeyemedikleri için evin kilidini değiştirmiş, çocukların ders kitaplarını bile vermemiş.
Onlar da çareyi bana gelmekte bulmuşlar. Çocuklar öyle güzeller ki, onlara ağlamak hiç yakışmıyor. Kıyamadım, eve aldım ikisini de. Oğlan 3'e, kız 4'e gidiyor ama ne yazık ki ne tuvalet eğitimi almışlar, ne de banyo yapmayı biliyorlar. Saçlarındaki is kokusu defalarca şampuanla yıkamama rağmen çıkmadı. Ve elbiseleriyle neredeyse şişman görünen çocukların, kıyafetleri çıkınca bir deri bir kemik oldukları ortaya çıktı. Bir de bunun için üzüldüm.
O Mercan denilen kadının hasta kocasına, bu muhteşem çocuklara bunları çektirmeye ne hakkı var Allah aşkına? Bu ne anneliğe, ne de eşliğe sığar! Şimdi bu çocuklardan ileride, sağlıklı insan davranışlarını nasıl beklersiniz? Kayseri'de bir bayan tanıyorum, eşi berber. Eşinin gözü hastalanınca, bayan diyor ki: "Bunca sene bana sen baktın, şimdi de ben sana bakacağım!" Ve evde börek, mantı yapıp satmaya başlıyor. Şimdi onlarca çalışanı var iş yerinde. Bu kadın da çalışamaz mıydı?
Neden hep erkekten bekledi parayı? Şimdi duyarlı seyircilerimiz sayesinde bu aileyi bir araya getirdik getirmesine de, çocukların hafızasından bu olaylar nasıl silinecek ve kendilerini nasıl güvende hissedecekler? En ufacık bir sıkıntı, analarının çekip gitme ihtimali onların beynini kemirmeyecek mi? Hayır, bunun adı evlilik değil, analık değil! Evlilik, iyi günde, kötü günde evliliktir!
İkbal Gürpınar