17 Mayıs 2008, 14:35
|
#1 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Küstüm
güneş ısıtıyordu içimizi,
birlikte yapıyorduk çişimizi,
limon kamaştırıyordu dişimizi,
sen gittin ya ben sana küstüm…
duvarlara sinmişti kokun,
badana yaptıramadım yarim,
klozetteydi hala bokun,
elim bir türlü sifona gitmedi.
gel de göğüs kıllarıma dokun,
sen gittin ya ben sana küstüm…
gül dökerdim yollarına,
epilasyon yapardım kollarına,
selam söyle amcaoğullarına,
sen gittin ya ben sana küstüm…
senden vazgeçemem dedim anlamadın,
sen benim için [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] gibi bir şeydin.
gülüm, son dakika golüm,
n’olur biraz volüm volüm,
beni ancak ölüm anlar ölüm,
sen gittin ya ben sana küstüm…
hadi gel gene yap kaprisini,
sana bağışlasın babam kurban derisini,
google’de arasan bulamazsın benim gibisini,
sen gittin ya ben sana küstüm…
daha seninle konuşmam,
eteğine, g-stringine bile karışmam,
500 kontor harcasan bile barışmam,
sen gittin ya ben sana küstüm…
hani burnunla oynardın ya o pembe gecelerde,
sümüğünü çıkarır da, çaktırmadan koltuğun altına silerdin,
sonra o ellerinle beni okşardın.
işte ben o anları düşünerek sümkürüyorum yorganın altında,
sümkürdüğün selpakları atmadım,
hepsini sakladım, kokladım,
atmak istedim ama atamadımmmm!
yalvarıyorum rabbime,
beni bir kere çaldır diye.
ama sen, kapsama alanımın bile dışındasın vefasız.
kontorun var biliyorum, elleri çaldırıyorsun ulan.
sen…
bir gprs uyumlu, kameralı, hafif cep telefonuna beni satan sen…
sen…
kredi kartımın limiti yetersiz diye hayıflanan sen…
sen...
akbil dolduruyorum diye benden iğrenen sen ulan sen… |
| |