Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22 Ağustos 2007, 06:37   #20
Çevrimdışı
ArresT
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?




Selamlar

Tüm tartışmaları okudum ve sorun sadece şu; insanlar arasındaki kavram kargaşası.. "biri laikliği din düşmanlığı görür.." diğeri, "hala din düşmanlığı yapıyorsunuz" diyerek konuyu uzatır. Türkiye bu gibi boş kapışmalar yüzünden zaten bu halde, emin olun bizden önceki jenerasyon da aynı duygularla bu tartışmaları yaşadı. Ayasofya'nun müze olması ? Ezanın Türkçe olması ? Kuranların toplatılması ? Erbakandan İHL arka bahçemiz lafları ? "Demokrat bir Cumhuriyetçi" olan Mustafa Kemal'in diğer dünyaya gitmesinden önce "tam bir Cumhuriyetçi" İsmet inönü için "İsmet başa gelirse kötü olur" sözleri boşuna değildi. Çünkü Mustafa Kemal halkının düşüncelerini okuyabildiği için, ileri görüşlülüğünden dolayı hem demokrat hemde cumhuriyetçiydi. Şu andaki CHP'nin sorunu Mustafa Kemal'i, Atatürk adına sokarak onu tek bir kalıp ve büstlerle bize tanıtan; İsmet İnönü'nün partisi.. Aynı zamanda paradan ve devlet dairelerinden adını atan İsmet İnönü'nün partisi.. ve hala yakınması.. AKP'nin sorunu ise; Hükümet zamanında da olduğu gibi, gerekli kişilerin gerekli sorumluluk ve görevlerinde olmayışları, kadrolaşma isteğini (çok normal karşılıyorum ki olması lazım..!) dizginleyemeden direk her göreve yanlış kişileri vermesi.. Bu iki parti arasındaki sorun ve hayrünnisa Gül Hanımefendiye uzanayım..

Evet, Dünyanın her yerinde demokratlar cumhuriyetçileri "baron" olarak görürken, Cumhuriyetçilerde demokratları dışa açılımları sebebi ile "satıcı" yaftası adı altına koyarlar.

Özal Cumhurbaşkanı olduğunda Başbakanlığa gelen Demokrat Süleyman Demirel, bir anda cumhuriyetçi olmuştu. O günden sonra; Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık tam ayrı bir şekilde paylaşıldı; birini cumhuriyetçiler kaparken diğerini demokratlar aldılar. Türkiyede ne zaman hem C.başkanlığı hemde Başbakanlık tek bir kesime geçtiğinde sorun yaşanmıştır. (Celal Bayar - Adnan Menderes). İhtilal olacak demiyorum.. Yanlış anlaşılmasın; Türkiye de bu devirde ihtilal yapmak artık çok zor gibi duruyor. Hele böyle bir oy oranı almış parti karşısında. Yüzde 34'ü alan Özal; Askerleri şortla teftiş etti. Aynen buna benzer bir olay daha; E-Darbe dediğimiz "muhtıracık" olduğu zaman yaşandı Sayın Başbakan; 15 dk'lık bir görüşme yaptı. Görüşme yaptığı kişi MİT müsteşarıydı. Sorduğu soru eminim belli; "Asker kanadında durum nedir öğrenilsin ?". Daha sonra gazetelere Genelkurmay Başkanı ile yaptığı telefon konuşması yansıdı.. Şöyle başlıyor; " olmadı paşam şimdi? ". Bir gün sonrada Hükümet Sözcüsü Cemil Çicek açıklama yapıyor. "Genelkurmay bize bağlı bir kurumdur."

Konuyu toparlayayım; Bu çerçevede bir partinin oy oranının ülke etkisi için önemini gösterdim. Bu durumda; Hayrünnisa hanım eğer Cumhurbaşkanı eşi olacaksa; Emin olun Latife hanımın T.B.M.M'e girdiği gibi, o da girecektir. O Meclis halkın meclisidir. Türkiyede başörtülü ya da türbanlı insanlarda yaşamaktadırlar. Eğer Aksini iddaa eden varsa bu T.B.M.M.'i tanımamak ve vatan hainliğine girer. Çünkü şu anda seçilen meclis bu durumda olmalı ve bu durumda karar vermelidir. Zamanında Ecevit " Bu kadına haddini bildirin!!!" diye bağırırken Merve Kavakçı'ya; o zamanın şartlarında da Sayın Kavakçı girmemeliydi. Kısacası tarih zamanına ve gelişim olgularına göre değişen ve yorumlanan bir kavramdır.

Ancak bize düşen görev bunlar değil. Bu tartışmalardan öte görev; Bu memlekete, bu millete ve milyonlarca insanın kanı ile sulanan şu topraklarda, Mustafa Kemali ile, İsmet İnönüsu ile, Kazım Karabekiri, Fevzi Çakmak'ı vs. kişileri saygı ile anarak korumak kollamak ve kutsal saymaktır.

Teşekkürler.

dipnot : sıkılmadan okuyun arkadaşlar bu bizim tarihimizden olan olaylarla bezenmiş bir yazıdır.

 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet bizimmekan