Cevap: sensizlik
Hafif rüzgarlı bir sonbahar günüydü.Bense ayrılığın verdiği hüzün ile kendimi dışarı vurmuş , seninle hep gittiğimiz parkta şöyle bir gezinmek , eski günleri anmak istemiştim. Önüme bakarak yürüdüğüm yolda yerdeki kurumuş sonbahar yapraklarına tekme ata ata ilerlerken birden karşıma hep başucunda oturduğumuz su kuyusu çıkıverdi.Kuyunun ağızına kazıdığımız ismimizin baş harflerini tekrar üzerinden kazıyarak geçerken durgun suyun İçine bakıp daldım uzaklara.Hafif rüzgarla dalgalanan suda geçirdiğimiz eski günleri izliyordum sanki. Birden bire senin silüetin beliriverdi durgun suda.Tıpkı ilk günkü gibi gülümsüyordun.Bende de ufak bi tebessüm oldu seni görünce.Seni Seviyorum diye haykırdım , o dar ve dipsiz kuyuda.Fakat sesim yankılandığı halde bir türlü ulaşmıyordu sana.Ne olduysa o an da oldu.Birden kendimi kaybettim , ayrılığın verdiği o üzüntü ve sınır tanımaz bilinçsiz duyguyla üşümeye başladım.Sağa sola çarparak hızla düşüyordum.O kadar hızlı ilerliyordum ki yaşadıklarımız bir an da gözlerimin önünden geçiverdi.Ve saniyeler geçtikçe etraf kararmaya ve soğumaya başlıyordu.Dibe yaklaştıkça o masum yüzün yavaş yavaş silinmeye başlamıştı.Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ama şuurum yerinde değildi.Ben yaklaştıkça sen uzaklaştın , ben yaklaştıkça sen uzaklaştın. Birden gözlerim karardı , üşümem yok oldu , ne olduğunu hatırlamıyordum .
Sırf seni yeniden kazanabilmek , sana ulaşabilmek , o güzel yüzüne bir kez daha dokunabilmek uğruna hayatımı kaybettim.
Seni ölesiye seviyorum , uğurunda ölürüm diyordum ya hani ,
Sen gittin ben çoktan öldüm biriciğim |