Senin Çıktığın Evde Otur'M'uyorum I
Ben artık
Esyalarını alıp da
Çekip gittiğin o evde oturuyorum...
Kendi odam yaptım senin odanı
Duvardaki cerceveyi unutmussun
Ve çiçekleri sulamayı...
Biliyorum
Delilik bu yaptığım...
Gecelerce konuk olduğum evin sahibi
Ve yokluğunun bekçisi olmak
Akıl karı değil..
Şimdi soğuk duvarlarla dertlesiyorum
Seninle sevistiğim,
Teras katının kapısını kilitledim!
Girmiyorum......
Sen,
İki sokak öteye tasınmıssın........
Ve
Çok sey unutmussun giderken.
Beraber okuduğumuz kitabı
Bir köşeye atmışsın......
Sayfalar dağılmıs ayak izlerine..
Ve nazar değmis
Geçen kış
Camın buğusuna çizdiğim gözlerine.....
Mutfağın yanık perdesi öylece duruyor
Zaten o günden sonra
Hiç denemedim yemek yapmayı...
Sabahları bildiğin gibi
Kahvaltıdan önce sigaraya gidiyor elim.
Lanet olsun
Ciğerlerim karardı
Sen hala dönmüyorsun sevgilim...
Biliyor musun
Ben yine yokluğuna içiyorum
Ama artık,
Ortacgil çalmıyor bu evde....
Türkülerin sesi iyice kısıldı
Asıl sen gidince öldü Mahsun-i Şerif...
Ve Pir Sultan, daha dün asıldı...
Geceleri uyuyamıyorum
Yokluğunu avutmak zor...
Pencereyi açıp,
Şarkını dinletiyorum bu şehre
Hissediyorum,
Ruhun bana göç ediyor...
Ama ne yaparsam yapayım
Sensizlik bu evden gitmiyor....
Ne olur sanki
Bir gece de sen bana konuk olsan?
Kadehi kaldırsak ay ışığına
Yudumlasak ayrılığı
Ve bitse...
Bitse bu ayrılık denen yalan...
Farkında mısın bilmem
Eylül geldi ama
Sararmadı sonbahar....
Oysa böyle miydi geçen güz
Nerede şimdi
Altında güzelce ıslandığımız yağmurlar...
Merak etme,
Saksıdaki çiçeklerini suluyorum
Fakat,
Yokluğun yeşeriyor durmadan...
Sevgilim ya sen bana dön
Ya da ben
Can verip çıkayım bu odadan....
Olur da
Özünü özlersen bir gün
Bulamazsan bunca yıl büyülttüğün kendini
Yani kayıpsan,
Firardaysan benim gibi
Çekinme zile basmaktan
Korkma
At adımını
Ve gir içeri!
Sevgilim,
Bu ev kokunla
Hasretinle
Ve yokluğunla döşendi.....
OKAN SAVCI