Yasaklı Saklı
O gün
Kazıyarak yazacağım
Adını...
Bende yasaklı
Bende saklısın
Şimdi!
Aşkadır Aşıklığım
yağmurlu dağlardan gelmişim ben
susuz topraklara
sevdalı pınarlaradır
özlemi
çorak yüreğimin
susuzluğum bundandır can
sevgiye sevdaya
ve aşkadır aşıklığım
Adı Yok Hüznümün...
Sabah ayazında titreyen hayallerimle
Suya yazılan sözlerimin
Ve ardıma bakmadan gördüğüm
Dünden kalan adımlarımla
Tutkularım pusu kurmuştu ayrılığa
Bu sabah, yalnızlığımla seviştim! ...
Bir gözümde yaş
Bir gözümde aşk...
II
Terk etmiğim umutlarımla
Yarasaların çığlıklarında susmuştum
Ana rahminde solan,
Doğmamış bebeklerden korktum
Bu sabah, kahırlarımla seviştim
Bir gözümde yaş,
Bir gözümde hasret...
III
Yelkovan vurmuş akrebi sol yanından
Ölü zamanlarda boğulmuşum
Dağınık yatakların yalnızlığıyla
Serseri kurşun gibi namlunun ucundayım
Köklerine sarılmışım servinin pervasız
Bu sabah, isyanlarımla seviştim
Bir gözümde yaş,
Bir gözümde nefret...
IV
Pranga geçirilmiş ruhumla
Hücre hapsindeyim karanlığın!
Yağlı urganla asmışlar yüreğimi
Son duadan silinmiş bedensizliğim
Terk edilmişliğim vuslata yazılmış
Bu sabah, ölümle seviştim...
Bir gözümde yaş,
Bir gözümde veda! ...
Nisan Serap Muratoğlu
çAKALLAR
Ne zaman elime bir kalem alsam
Dilime dolanır hep bu çakallar !
Sazımı alıp ta çalmaya kalksam
Telime dolanır hep bu çakallar !
Haykırsam kar etmez,sussam kar etmez,
Unutup ben beni,sızsam kar etmez,
İşleyip mısrama,yazsam kar etmez,
Elime dolanır,hep bu çakallar !
Vazgeçip tuz bassam artık yarama
İsimsize isim,sen hiç arama
Riyakar olandan,yanarım amma
KÜlÜme dolanır,hep bu çakallar !
Yandıkça yÜreğim,şiire aksam,
Savrulan kÜlÜmle ben beni yaksam,
YÜzÜmÜ bir defa,örtmeye kalksam,
TÜlÜme dolanır,hep bu çakallar !
Yaşlı gözlerimle gönÜl bağımda
Dolanıp dururum bu genç çağımda
Elime ne zaman,gÜl aldığımda
GÜlÜme dolanır,hep bu çakallar !
GÜlÜme dolanır,hep bu çakallar !
NAZLI GÜLÜM
--------------------------------------------------------------------------
Ağıt yakmak, yas tutmak, aşka isyandır bugün
Derya-nın balıkları vurduğu andır bugün
Sen şimdi hayallerde her gün pembeleşirsin
Hayal biter gün gelir gerçekle yüzleşirsin
Anlarsın evliliğin aşkı sarmadığını
Bedeninle ruhunun aynı kalmadığını
Yıllarca hayat bulan umut bicandır bugün
Sen de gidiyorsun ya, aşklar yalandır bugün
Duygularım mülteci olmadı hiçbir zaman
Bu öyle bir sevda ki ne kar tutar ne duman
Yüreğim bir intihar gizemiyle kavruldu
Sen mahzenden kaçarken içimde gül vuruldu
Kalbimi parçalayan büyük volkandır bugün
Senin için çırpınan ruhum kurbandır bugün
Dünyamızı bırakıp yeni bir dünya kurdun
Önce beni kalbimden, sonra kendini vurdun
Artık fırak vaktidir biter ebedi destan
Gülün kayboluşuna ağıt yakar gülistan
Yarınım kelepçeli gönlüm zindandır bugün
Toprağı zehirlenmiş yitik fîdandır bugün
Ne seni benim kadar seven olacak gülüm
Ne sensiz bir hayatta beni bekleyen ölüm
Gündüzler öc alacak bugün karanlıklardan
Artık yeis günüdür, kan fışkırır dağlardan
Levh-i mahfuzda gizli acı fermandır bugün
Beni sensiz bırakan bir imtihandır bugün
Ne nedamet ateşi sarsa dört bir yanını
Ne lokman hekim gelse çözmeğe dermanını
Mecnun gibi dolaşıp çöllerde bulsan vâhâ
Melekler feryadını götürür mü Allah’a
Gözlerimde kaybolan bir hatırandır bugün
Güneşi esir eden kara dumandır bugün
Ezanları susturan haçlı bir çandır bugün
Sevda mevsimlerinden artık hâzandır bugün
Levh-i mahfuzda gizli acı fermandır bugün
Beni sensiz bırakan bir imtihandır bugün
Yarınım kelepçeli gönlüm zindandır bugün
Toprağı zehirlenmiş yitik fidandır bugün
Kalbimi parçalayan büyük volkandır bugün
Senin için çırpınan ruhum kurbandır bugün
Gözyaşıyla sulanan gönül vîrandır bugün
Seni benden ayıran hâzin devrandır bugün
Yıllarca hayat bulan umut bicandır bugün
Sen de gidiyorsun ya, aşklar yalandır bugün
Ağıt yakmak, yas tutmak, aşka isyandır bugün
Derya-nın balıkları vurduğu andır bugün
Sana Değmez
Yıkılmaz surlarla sarıyordum seni.
Dalgalanmanlar da arıyordum seni
Hangi burçlarda diye sorardım seni
Artık sana bayrak dikmeye değmez.
Hasret oku oldun vermişken sancı.
Aşkımı bin yerden delip verdin acı
Silahsızken vurdun içimdeki ağacı
Artık sana teslim olmaya değmez.
Gözümden çok düştün kalmadı yeri.
Sur kapısına istemem başka müşteri
Beni senden çözdün girmezsin içeri
Artık sana bağlanmaya değmez.