Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16 Temmuz 2006, 23:33   #4
Çevrimdışı
kont_dracula
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Antlaşmalar ve Konferanslar




Gümrü Antlaşması
İstiklâl Savaşında, TBMM Hükümetiyle Ermenistan arasında 2 Aralık 1920 de imzâlanan ve Ermenistanla Türkiye arasındaki savaşı sona erdiren antlaşma. Bu antlaşma, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin imzaladığı ilk milletlerarası antlaşma olması bakımından önemlidir.

Birinci Dünya Savaşı sırasında, Ekim 1917 Devrimi üzerine, Kafkas Cephesindeki Rus orduları, işgâl ettikleri doğu vilâyetlerinden çekilince Ermeniler, merkezi Erivanda olan bir Cumhûriyet kurup, yaklaşık 50.000 kişilik bir Ermeni kuvvetiyle Rusların yerini aldılar. Doğu vilayetlerimizde yaşayan Müslüman-Türklere zulüm yaptılar. Şehirleri ve köyleri yakıp yıktılar. Savunmasız ve mâsum insanları hunharca katlettiler. Bu zulmü ve işgali önlemek için harekete geçen Osmanlı ordusu, Erzurum, Trabzon ve Van vilâyetlerini kurtardıktan sonra Osmanlı-Rus sınırını geçerek Güney Kafkasya doğrultusunda ilerledi. Karstan sonra Gümrüye giren Osmanlı ordusu Ermenileri geri püskürttü. Ermenileri kesin yenilgiye uğrattıktan sonra Ağrıyı da ele geçirdi. Ermenilerin isteği üzerine 31 Mayıs 1918 de Batum antlaşması imzalandı. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında kaybedilen topraklar yeniden Osmanlı Devletinin hâkimiyeti altına girdi.

Birinci Dünya Savaşı sonunda, 30 Ekim 1918 de imzalanan Mondros Mütârekesi'nden sonra Osmanlı Devleti, Kafkasya Cephesindeki kuvvetlerini geri çekmek zorunda kaldı. Önce Kafkasya ve Azerbaycanı boşaltarak Kars, Ardahan, Batuma çekildi. Ancak, İngilizler buranın da boşaltılmasında ısrar ettiler. Elviye-i Selâse adı verilen Kars, Ardahan ve Batum da 31 Ocak 1919 da boşaltıldı. Bu arada Karsta Güney-Batı Kafkas Millî Şûrâ Hükümeti kuruldu. 13 Mart 1919 da Karsı işgal eden İngilizler, Millî Şûrâ Hükümetini dağıtarak idâresinde Taşnak Komitelerinin hâkim olduğu şehri, Ermenistan Cumhuriyeti askerlerine teslim ettiler. 20 Nisanda da Gürcistan Cumhuriyeti, Ardahanı işgal etti.

İngilizlerin teşvik ve desteğiyle Doğu Anadoludaki bâzı bölgeleri işgal eden Ermeniler, Müslüman halka akla gelmedik işkence ve zulümleri yaptılar. Şehirleri, köyleri ve kasabaları yağmaladılar. Pek çok kimse şehid oldu. İşgalcilere karşı milis kuvvetleri vâsıtasıyla mücâdele eden Doğu Cephesi Kumandanı Kâzım Karabekir, 26 Nisan 1920 de TBMM Hükümetine başvurarak, askerî bir harekât için izin verilmesini istedi. Fakat, Ankara Hükümeti, İtilaf Devletlerinin San Remodaki toplantılarını öne sürerek, böyle bir harekâtın siyâsî açıdan doğru olmayacağını belirtti. Ermenilere karşı mücâdelenin Kars, Batum ve Ardahandaki (elviye-i selâse) milis çetelerinin güçlendirilerek yürütülmesi isteğini de Sovyet Hükümetiyle yeni münâsebet kurulmakta olduğunu ileri sürerek erteledi. Daha sonra TBMM Hükümeti tarafından, Doğu Cephesinde askerî harekâta başlanmasını kararlaştırdı. Kâzım Karabekir Paşanın komuta ettiği Doğu Cephesi kuvvetleri, 28 Eylül 1920 de ileri harekâta başladı. 29 Eylül'de Sarıkamış, 30 Ekim'de Kars geri alındı. Ermenistan Cumhuriyetini barışa zorlamak için Gümrü yönünde ileri harekâtı sürdüren Türk birlikleri, Ermenileri geri atarak Şahnaları ele geçirdi ve Ermeni askerlerini Arpaçayın batı sırtlarına kadar sürdü. Türk birliklerinin ilerlemesi üzerine, Ermenistan Cumhuriyeti ateşkes istedi. Kâzım Karabekir Paşanın ateşkes şartları kabul edilmeyince, Doğu Cephesi kuvvetleri, Arpaçayı geçerek 7 Kasım 1920 de Gümrü yü aldı. Gümrü nün doğusunda bir hattı tutan Ermeni kuvvetleri, yeniden bozguna uğratıldı. Ateşkes şartlarını kabul etmek zorunda kalan Ermenistan Cumhuriyetiyle, 22 Kasımda, Gümrü de, barış görüşmelerine başlandı.

28 Kasım'da imzalanan ateşkes antlaşması uyarınca, Ermeni kuvvetleri Arpaçay ın 15 km doğusundan geçen hattın gerisine çekildiler.

Ermenistan Taşnak Hükümeti ile TBMM Hükümeti arasında sürdürülen barış görüşmeleri neticesinde, 2 Aralık 1920 de Gümrü Antlaşması imzâlandı. TBMM Hükümetinin imzaladığı ilk milletlerarası antlaşma olan Gümrü Antlaşmasına göre; Türkiye ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında savaş durumu sona eriyor, Ermeni işgâli altındaki Iğdır, Tuzluca, Kars geri alınıyordu. Sınır; Karasu nun döküldüğü yerden başlayarak Aras Irmağı, Kekaç kuzeyine kadar Arpaçay-Karahan Deresi, Tiğnis batısı-Büyük Kımlı doğusu-Kızıltaş-Büyük Akbaba Dağı çizgisinden geçiyordu. Ermenistan Cumhûriyetinin güneyindeki Nahcivan, Şahtahtı, Şarur bölgeleri, ileride yapılacak bir plebisitle (halk oylaması ile) idâre biçimi tespit edilmek üzere, Türkiye Cumhuriyeti himâyesinde bir mahallî idâreye bağlanacaktı. (Bu yöre daha sonra Moskova Antlaşmasıyla Âzerbaycana verildi)

Antlaşmanın üçüncü maddesinde, Türkiyenin vaktiyle Osmanlı sınırları içinde bulunup antlaşma uyarınca Türkiyede kalacak olan ve üzerinde Türkiye ile târihî, etnik ve hukûkî münâsebeti olan toprakların hukûkî durumu konusunda, Ermenistan Cumhuriyeti, istediği takdirde antlaşmanın onayından sonra üç yıl geçince plebisite başvurmayı kabul edeceği belirtiliyordu. Dördüncü maddesinde: Ermenistan Cumhuriyeti; emperyalist devletlerin kışkırtmalarıyla düzen ve güvenliği bozucu hareketlere girişilmesini önlemek için 1500den fazla asker bulundurmamayı, silahların sayısını sınırlandırmayı kabul ediyordu. Bu konular, Erivanda bulunacak Türk temsilcisi tarafından denetlenebilecekti.

Antlaşmaya göre; Birinci Dünya Savaşı sırasında düşman ordularına katılan veya işgal altındaki topraklarda kıyıma katılmış olanlar dışındaki göçmenlerin, eski sınırlar içindeki yurtlarına dönmelerine izin veriliyordu. Göçmenler bu haklarını bir yıl içinde kullanabilecekler, bu süre içinde dönmeyenler hiçbir hak iddia edemeyeceklerdi.

Taraflar, Birinci Dünya Savaşı sırasında ortaya çıkan karşılıklı zarardan aklanıyorlardı. Antlaşmanın 10. maddesine göre; Erivan Hükümeti, Sevr Antlaşması'nı geçersiz sayacağını, emperyalist ülkelerde bir kışkırtma vâsıtası olan temsilci heyetlerini geri çağırmayı kabul ediyordu. Ayrıca Türk Devleti, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü tehdit edebilecek saldırılara karşı Erivan Hükümetine antlaşmayla sağlanan haklara zarar vermemek şartıyla, Ermenistan içinde geçici olarak askerî tedbirler alabilecekti.

Antlaşmanın 18. maddesine göre, antlaşma hükümleri TBMM ve Ermenistan Taşnak hükümetlerince onaylanacaktı. Fakat antlaşmanın imzâlanmasından bir gün sonra Ermenistan, Kızıl Ordunun denetimine girdiği için Gümrü Antlaşması onaylanamadı. Ancak, Türk ordusu elverişli konumda olduğu için, 16 Mart 1921de Sovyetler Birliğiyle imzâlanan Moskova Antlaşmasında Gümrü Antlaşmasının sağladığı durum korundu. Antlaşmanın kararları büyük ölçüde Moskova Antlaşmasında yer aldı. 13 Ekim 1921de Ermenistan, Âzerbaycan ve Gürcistan Sovyet hükümetleriyle imzalanan Kars Antlaşmasının temelini de Gümrü Antlaşması teşkil etmiştir.

Hünkâr İskelesi Antlaşması
8 Temmuz 1833 te Rusya ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan antlaşma.

Yunanistanda ve Arabistan Yarımadasında Osmanlı Devletine büyük hizmetler yapmış olan Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa, kendisine verilen yanlış bir haber üzerine, Osmanlılara karşı oğlu İbrahim Paşa'nın kumandasında, Suriye tarafına asker sevk etmişti. Üç gün süren muharebede Mısır askeri, çokluğu ve intizamlı olması sebebiyle galip gelerek Kütahya ya kadar ilerledi. Fransızlar ve İngilizler, Müslümanları birbirine düşürmek için Mehmed Ali Paşayı, Osmanlılara karşı kışkırtıyorlardı. Osmanlı Devletinin bütünlüğünü sarsacak gibi görünen Mısır meselesini halletmek isteyen Sultan İkinci Mahmud Han, Rusya ile Hünkâr İskelesi Antlaşmasıyla ittifak akdine mecbur kaldı.

8 Temmuz 1833 te imzalanan antlaşma, 6 açık ve biri gizli olmak üzere yedi maddeden meydana geliyor ve 8 sene için geçerli sayılıyordu.

Antlaşmanın açık maddelerinde;
1. İki devletin sadece savunma maksadıyla bu antlaşmayı imzaladığı,

2. Herhangi bir savaş vukuunda birbirlerine yardım edecekleri,

3. Yardımı isteyenin diğerinin masraflarını karşılayacağı,

4. Sürenin 8 yılı aşmayacağı,

5. İki ay içinde onaylanacağı,

gibi hususlar bulunuyordu.

Gizli maddede ise; Rusya, Batı ile savaşa girdiği anda, Osmanlıların, boğazları Batılılara kapatacağı hususu vardı.

Fransa ve İngiltere, antlaşmanın imzalandığını öğrenir öğrenemez, antlaşmayı protesto ettiler. Bir İngiliz donanması, İzmir önlerine geldi. Avusturya, Hünkâr İskelesi Antlaşmasının sakıncalarını, Çar hükümetine anlattı. Çar Nikola, antlaşmayı bozmamakla birlikte, şartlarını yerine getirmeyeceğini söyleyerek, ortalığı yatıştırdı. Zaten, mecburiyetlerden doğan antlaşma, tatbik edilmedi.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet bizimmekan