Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Tarihte Bu Gün 25 Nisan
Daniel Dafoe'nun ünlü romanı 'Robinson Crusoe' 1719 yılında yayımlandı. Daniel Defoe, 1660'da Londra'da doğdu. Kiliseye girmek üzere, iyi bir eğitim alarak yetişti ama tercihi ticarete atılmak oldu. Yaşamı boyunca fırsat buldukça ticaretle ilgilendi, ancak hiçbir zaman zengin olamadı.
Ticarette olduğu gibi, siyasi faaliyetleri de başını derde soktu Defoe'nun. Liberal kanadı destekleyen bir yazısı sonucu hapse düştü ve hayatının en zor dönemini geçirdi.
1719'da yayımlanan 'Yorklu Denizci Robinson Crusoe'nun Yaşamı ve Olağanüstü Şaşırtıcı Serüvenleri'ne kadar genellikle siyasi makaleler yazan Defoe, romanın gördüğü büyük ilgi üzerine bütünüyle edebiyatla ilgilenmeye başladı.
Elbette diğer romanları da serüven ağırlıktaydı: 'Kaptan Singleton'ın Hayatı' (The Life Of Captain Singleton), 'Moll Flanders', 'Veba Yılı' (The Journal of the Plague Year) ve 'Albay Jack' (Colonel Jack).
Yazmaya 1731 yılında gelen ölümüne dek ara vermeyen Daniel Defoe'nun, 545 yayımlanmış kitap ve broşürü bulunuyor.
Ailesine rağmen denizci olmayı kafasına koyan Robinson, 19 yaşında, 1651'de Londra'dan kalkan bir gemi ile sefere çıkar. İlk seferde karşılaştığı fırtınadan ürkmesine rağmen, gemicilerin cesaretlerinde etkilenir ve seçtiği yoldan dönmez.
Bir başka gemiyle Afrika'ya gider, korsanlar tarafından esir alınır. Köle olur, kaçar, Brezilya'ya giden bir başka gemi tarafından kurtarılır. Brezilya’da şeker kamışı ziraatine başlar.
Ne var ki yoğun emek gerektiren bu iş için kölelere ihtiyacı vardır. Bu kez köle edinmek için çıkar Afrika yolculuğuna. Kahramanımızı ıssız adasına düşüren bu yolculukta, gemi bütün mürettebatı ile birlikte batıverir.
Öykünün bundan sonrası Robinson'ın doğayla girdiği büyük mücadelesidir. Gemiden kalan birkaç parça eşya ve araç-gereçle işe koyulan Robinson, önce bir ev yapar, yaban keçilerini evcilleştirir, yiyeceklerini yetiştirmeye başlar.
Yavaş yavaş doğaya hakim olmaya başlamış, yabani hayvanlara boyun eğdirmiş, bir dolu acı tecrübeden sonra iyi bir çiftçi olmuştur. Bütün bunlar 12 yılını alır Robinson'ın. Ama yalnızdır.
Adadaki 22'nci yılında sahilde insan kemikleri görünce dehşete düşer. Kemikler yamyamların varlığını kanıtlamaktadır. Robinson, esirlerle birlikte adaya gelen yamyamlara saldırır. Bazılarını öldürür, kalan son esiri kurtarır.
Böylece Cuma'yla tanışırız. Robinson asıl becerisini bu yamyamı medenileştirerek gösterir, 10 yıl birlikte yaşarlar. Başlarından birçok serüven geçer ve sonunda yolu adaya düşen bir İngiliz gemisi ile Londra'ya dönerler.
Brezilya'daki tarlası da işletildiğinden, zengin bir adamdır artık Robinson. Evlenir, çoluk çocuğa karışır. Ama, denize duyduğu özlemi dinmemiştir. Karısı ölünce, adasını görmek için yeniden denize açılır.
Bireyciliğin ilk temsili Cervantes, 'Don Kişot'u yazdığında, henüz burjuva birey tarih sahnesine çıkmamıştı. Yine de, Don Kişot, modern insana yakın özellikleriyle, ilk roman kahramanıydı.
Robinson Crusoe ise gerçek anlamda bireydir. Hem de dini kaygılardan uzak, doğaya karşı güçlü, çalışması ve hırsı ile bütün zorlukların üstesinden gelebilen ve ahlaki değerleri kendisine göre kuran hesapçı bir birey.
İngiliz romanının Daniel Defoe'ya kadar olan tarihinde, romana eğitici bir işlev yüklenmiş ve roman pek saygın bir tür olarak görülmemiştir. Roman teorisi de yoktur henüz. Romanla gerçek arasındaki ilişki ise zayıftır.
Defoe, 'Robinson Crusoe'yu, gerçek bir öykü gibi aktararak -bir gerçeklik payı da vardır anlattıklarında- ve gündelik yaşama ilişkin ayrıntılara geniş yer vererek, bu edebi türe bundan böyle izleyeceği yolu açar.
Hem gerçeğe olan bağlılık hem de anlatılan öykünün sürükleyiciliği açısından 'Robinson Crusoe', kendinden sonra gelen yazarlar için kılavuz rolü oynamıştır. Ancak Defoe'nun kahramanları yalınkat, anlatım dili ve üslubu ise basittir.
Ancak pek de ciddiye alınmaz, nedense ortak bir yargıya varılmıştır üzerinde: O çocuklar içindir! Oysa, adı kahramanının gölgesinde kalan yazarların ilki olan Daniel Defoe, 'Robinson Crusoe'su ile modern İngiliz romanının başlatıcısıdır. Günün diğer önemli olayları 1874: Radyo dalgaları üzerinde çalışan ve bu yolla ilk haberleşmeyi sağlayan fizik bilgini Guglielmo Marconi doğdu. 1859: Kızıldeniz ile Akdeniz'i birbirine bağlayacak Süveyş Kanalı'nın kazılmasına, Mısır'ın Port Said kentinde başlandı. 1915: Arıburnu Zaferi kazanıldı. 1918: Kars ve Ardahan düşman işgalinden kurtuldu. 1925: Mareşal Hindenburg, Almanya'nın halk oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu. 1926: İran'da Rıza Han Pehlevi, kendisini şah ilan etti. 1945: 46 ülkeden gelen delegeler Milletler Cemiyeti'nin yerini alacak Birleşmiş Milletler'i kurmak üzere San Fransisco'da bir araya geldi. 1946: İstanbul-Ankara hattında yataklı tren seferleri başladı. 1953: Cambridge'den iki bilim adamı, kalıtsal özellikleri ebeveynden çocuğa taşıyan deoksiribonükleik asit (DNA) adını verdikleri molekül yapısını buldular. 1957: Antalya'nın Fethiye ilçesinde 7.1 büyüklüğünde bir deprem oldu, 67 kişi öldü. 1962: Anayasa Mahkemesi kuruldu. 1974: Portekiz'de Karanfil Devrimi: General Antonio Spinola'nın yönettiği askeri ayaklanmayla Salazar'ın faşist diktatörlüğü devrildi. 1976: Portekiz'de faşist diktatörlük sonrasında yapılan ilk serbest seçimleri Mario Soares liderliğindeki Sosyalist Parti kazandı. 1986: İstanbul Cumhuriyet Savcılığı muzır neşriyat kapsamına alınan Playboy dergisinin poşetle satılmasına karar verdi. 1990: ABD uzay mekiği Discovery'nin mürettebatı, ilk uzay teleskobu Hubble'ı yer çevresinde yörüngeye oturtmayı başardı. 1995: Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak'ın kuzeyine giren 35 bin askerinden 20 binini geri çekti. 2000: TBMM'de grubu bulunan beş siyasi partinin genel başkanları, Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'i cumhurbaşkanlığına aday gösteren öneriyi imzalayarak TBMM'ye sundu. 2001: Merkez Bankasına özerklik getiren yasa TBMM'de kabul edildi. |