Yorumsuz!
Boğazım ağrıyordu. Burnum tıkalıydı ve yükselen ateşim
bütün vücuduma bir titreme yayıyordu. Baş ucumdaki lambayı
yaktım. Boğazımdaki gıcık yüzünden öksürmek istiyor ama
yanımda yatan yavrumu uyandırmaktan çekmiyordum. Sanki
yatağa biri çizmiş gibi elleri yanaklarında, fındık burnu
ve kiraz dudaklarıyla tatlı tatlı uyuyordu. Ona bakarken
baktığımı hissetmiş gibi açü gözlerini. "Ne oldu anne?"
diye sordu. "Hasta oldum ben" dedim. "Gene mi" dedi
gözlerini kırpıştırarak... "Gene" dedim gülmemi
tutamayarak..
"Göster ağrıyan yerini öpeyim anne, öpeyim geçsin canım"
dedi...
Minik elleriyle görünmez yaralarımı okşarken gözlerim acıdı.
***
Kim birini yaralarından sevmeye başlasa böyle olmaz mı zaten...
Acımaz mı sevilenin gözleri...
Acıyan gözler güçlenen yüreğin yüzdeki yansımasıdır
aslında.
Çeliğe su vermek gibi...
Birini yarasından sevmek yüreği suya kavuşturmaktır...
Yürek çeliğe işte böyle dönüşür...
(iclal aydın) |